Anayasa yapıyoruz netekim!..

Hüsamettin Cindoruk...Türk siyasi hayatının yetiştirdiği en renkli hukukçu siyasetçilerden biri. 12 Eylül askeri darbesinin ardından yasakların kalkması,demokratik hayata geçişte çok mücadele etti. Sivri dillidir, nüktedandır... Eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, bir kenara çekilip ülke meselelerinden kopmayı tercih etmedi. Şu anda, Milli Merkez oluşumunun başkanı. AKP-MHP ortaklığı ile Meclis'te nihai oylamalarına geçilen yeni Anayasa çalışmalarını çok yakından izliyor. Hüsamettin Cindoruk, köprüden önce son çıkışta, "Aziz Türk Milletine" başlığıyla bir çağrıda bulundu. Hüsamettin Cindoruk, yapılmak istenen Anayasayı "Kenan Evren modeli"ne benzetti ve " yürürlüğe girerse, bugünkü Cumhurbaşkanı hemen devlete el koyacaktır" diye çok kritik bir uyarıda bulundu.

Hüsamettin Cindoruk'un, "Türkiye Cumhuriyeti bugün yeni kurulmakta olan bir devlet değildir. Devletlerin de Anayasaların da soyağaçları vardır" diyerek başladığı çağrı metninden çarpıcı bölümler;

Kenan Evren modeli

"* Cumhuriyet'in kurucusu; bir İstiklal Savaşını yöneten, 30 kongreden sonra, halk tarafından Ankara'da tescil edilen Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir.

* İsminde "Türkiye" vurgusu olan biz Türklerin kurduğu son Türk devletidir.

* Millete dayalı, Millî Misak sınırlarını çizen bir Millî devlettir.

* Son Anayasa değişikliği, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni, Cumhuriyet'in üst organı olmaktan çıkarıyor. Bir Danışma Meclisi işlevine indiriyor.

Bu Kenan Evren modelidir.

* 1980-1983 döneminde Kenan Evren'in tayin ettiği Bakanlar hiç denetime girmeden yürütmeyi üstlenmiş, beş kişi bir yandan kararnameler çıkarmış, partiler kapatmış, vetolar, yasaklar getirmiş ve kurduğu Danışma Meclisi'ne de kısıtlı yasa ve Anayasa hazırlama görevi vermiştir.

* Bugünkü Anayasa değişikliği teşebbüsü bir Kenan Evren modelidir.

 a) Başbakan ve Bakanlar Kurulu mülgadır.

b) Cumhurbaşkanı yürütmeyi belirleyeceği sekreterler eli ile alır götürür.

c) Güvenoyu ve güvensizlik olanağı da yoktur.

d) Gensoru da, soruşturma da askıya alınmıştır.

e) Cumhurbaşkanı, 600 kişilik Mecliste yüksek oy oranları ile korumaya alınmıştır.

f) Cumhurbaşkanı da norm koyan kararname çıkarır.

Bunların ne farkı var Evren döneminden?

Hem Meclis, hem de Başkan Kanun ve Kanun Hükmünde kurallar koyarsa aralarında çekişme çıkması kaçınılmaz olur.

Böyle bir uygulama ihtilaf üretir.

Yasaların genel, tartışılmaz olma, ilkesi de yok olur.

Bu Anayasa bir AF kanunudur

Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoğlu ve Binali Yıldırım bu Anayasa değişikliği ile adeta ibra edilmek istenmektedir.

Aynı şekilde geçmiş hükümetlerde görev alan Bakanların da, vazifeleri nedeni ile takipsizlik kararı almalarına imkân getirilmektedir.

Böylece 17/25 Aralık dosyaları da Meclis arşivine kaldırılmaya çalışılmaktadır.

* Bu teklifin 16-17-18'inci maddeleri ise, şekil yönünden tümden Anayasaya ve iç tüzüğe aykırıdır.

* Anayasa bir üst kanundur. Torba madde ile değiştirilemez.

Bu biçimi ile Anayasa değişikliği halk oylamasına sunulamaz.

Tam bir şekil bozukluğudur

Torba madde ile Anayasa değişikliği şeklen geçersizdir. Anayasa Mahkemesi'nin denetimine tabidir.

* Bu Anayasa paketi ile çok partili düzen ve siyasi partiler "düzen" dışına çıkarılmıştır.

Partiler, Kongre Partilerine dönüşmüştür.

Böylece, partiler, siyasi programlarını ve siyasi ideolojilerin iktidara taşımak, bir hükümet ve yürütme gücüne kavuşturmak gücünü yitireceklerdir.

Bu bir "adrese teslim" belgesidir.

Siyasi iktidar, bir Cumhurbaşkanı otoritesine devir ve teslim ediliyor.        Yürürlüğe girerse, bugünkü Cumhurbaşkanı hemen devlete el koyacaktır.

Yürürlük maddeleri açıktır.

* Son olarak çok önemli bir nokta;

Bunları bir sistem veya rejim değişikliği tartışması olarak görmek mümkün değildir. Çünkü dünyada benzeri yok.

Bu gidişat, bir kamp ve cephe değiştirme, çağdaş Batı demokrasilerinden ayrılma, din devletine kapı açma ve Avrupa Konseyi'nden çıkarılma planıdır.

* Adalet Bakanı, bir arzuhalci üslubu ile ifade ediyor. Artık sadece Muhafazakârların yönettiği bir ülke olacağız diyor. Hâlbuki muhafazakârlıkla, yobazlık ve bağnazlık arasında dağlar kadar fark vardır.

* Türkiye, bir asırdır yaşadığı büyük siyasi birikiminden, bir uygarlık ve demokrasi cephesinden sinsice çekilmek ve uzaklaştırılmak isteniyor.

Cumhurbaşkanına verilmek istenilen yetkiler bir kuvvetler birliği düzenidir."

"Manidar"dır!..

Demokrasi havariliğine soyunup, Kenan Evren'i darbecilikten yargılatan, müebbet hapis cezasına çarptıran, apoletlerini söktüren, AKP iktidarının post modern sivil darbe ile dayattığı Yeni Anayasaya bu değerlendirme ışığında tekrar bakın!..

Daha da "manidar"ı...

12 Eylül ihtilalinden en büyük darbeyi yiyen Ülkücülerin temsilcisi olduğunu iddia eden MHP Genel Merkezi, sivil Kenan Evren anayasasına koltuk değneği oldu.

Netekim...

Yazarın Diğer Yazıları