Ankara’nın simgesi, pek çok savaşın, barışın şahidi Ankara denince akla gelen en güzel resim Ankara Kalesi. Hem mimari hem de kültürel açıdan bir çok medeniyete ev sahipliği yapmış, şehri doruklardan seyreden bir tarihi mekân. Ne zaman yapıldığı tam olarak bilinmiyor ama bilinen şu ki, uzun süre Romalılar ve Bizanslıların hâkimiyetinde kalan Ankara Kalesi 1073 yılında Selçukluların eline geçiyor. 1101 yılında Haçlılarca ele geçirilen kale, 1227 yılında tekrar Selçukluların hakimiyetine girmiştir. O dönemde onarılan ve eklemeler yapılan kale 1832’de Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa tarafından bir kez daha onarılır. Bu çok özel yapının biraz da içinden bahsetmek istiyorum.
İç kale dikdörtgen plan düzeninde. Yöresel Ankara taşı (bazalt) ve çevreden toplanan mimari parçalardan yapılmış. 15 - 20 metre aralıklarla yerleştirilmiş 20’den fazla kulesi var. Kuleleri beşgen olup kalenin esas girişi güney yönünde. Bent (Hatip çayı) Deresine bakan kuzey yönünde dereden 110 metre yükseklikteki burca Ak Kale ismi verilmiş. İki kapısı var. Birisi Dış Kale kapısı, diğeri ise Hisar Kapısı. Kale içindeki yerleşim ise Osmanlı döneminde XVII. yüz yıldan sonra başlar ve o dönemlere ait bazı yapılar “Ankara evleri” günümüze kadar ulaşmıştır. Kaynaklara göre kale içerisinde 600 civarında ev, 170 çeşme, su sarnıcı ve hububat alanlarının bulunduğu öğrenilmekte. Ayrıca Alaaddin Camii de burada bulunmaktadır.
Bunun yanı sıra sanat faaliyetleri ile de adından söz ettiren kale, bu muhteşem dokunun korunması, Ankara Kalesi ile kentin bağlarının yeniden kurulması amacıyla bu yıl 2’ncisi düzenlenmekte olan Kale Festivali ile de gündemde. Bu özel yapıyı yakından tanımak isteyenlere de harika bir imkan sunuyor. Ankara Kalesi Derneği bülteninden edindiğim bilgilere göre, Kale derneği bu muhteşem festivalin ilkini geçen yaz, üstelik kuruluşundan iki ay sonra gerçekleştirmiş. Kalede çalışanlar, ikamet edenler ve kalede dükkânları olanların bir araya gelip kurdukları “Ankara Kalesi Derneği” tüm Ankaralıları ve kentin “Eski Şehir” olarak bilinen gerçek yaşam alanını tanımak isteyen herkesi kale festivaline davet ediyor. Dernek İl Kültür Turizm Müdürlüğü ve Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin de katkısıyla düzenlediği festivalle birçok sanatçıyı ve sanatseveri Ankara Kalesi ve kentin yüreğiyle buluşturduğu gibi bu festivalleri de gelenek haline getirmeyi amaçlıyor.
5 Haziran’da başlayan festival 8 Haziran Pazar akşamına kadar sürecek. Şenlikler kapsamında konserler, dans ve halk oyunları, defile ve sergiler, paneller ve pek çok etkinlik düzenleniyor. Yazar ve şairler için imza günlerinin de düzenlendiği festivalde Salsa, Flamenko, Horon, Modern Dans olmak üzere geniş bir yelpazede dans gösterileri sunuluyor. Ayrıca Rock, Pop müzik gruplarından tutun da sokak müzisyenlerine ve koro konserlerine kadar geniş bir yelpazede müzik severlere keyifli dakikalar yaşatılmakta. Özellikle bugün 11.00’de başlayıp 23.00’e kadar sürecek programdan kısa başlıklar sunmak istiyorum sizlere.
Pirinç Han’da müzik dinletileri, akordeon solo ve canlı performanslar, ana sahnede konser, Altındağ Belediyesi Halk Oyunları gösterisi, Çinli sanatçı Tai Chi Chuan gösterisi ile Grup Debi’nin konseri olacak. Yöre sahnede kukla gösterisi minikleri bekliyor. Festivalin onur konuğu Mısır. Mısır Büyükelçiliği’nce düzenlenen Mısır müziği dinletisi, Mısır yemekleri, Mısır El Sanatları ve Fotoğraf sergisi izleyenleri ile buluşacak. Ayrıca tarihi kale çarşısı Orta avluda açık hava sinema filmleri gösterimi, antika Ankara kitapları sergisi ve daha niceleri bu akşama kadar tüm Ankaralıların ve izlemek isteyenlerin beğenisine sunuluyor. Bu tarihi mekandaki sanat ziyafetini sakın kaçırmayın.