Ansızın Afrin'e girdik!

Recep Tayyip Erdoğan'ın PKK'nın Suriye uzantısının işgal ettiği bölgeleri ve özellikle Afrin'i kastederek "Bir gece ansınız girebiliriz." sözünü kaç defa söylediğini sayamadım. Ak Parti'nin hemen her gittiği il kongresinde tekrarladı durdu.  Bunun adı "Geleceğiz!" diye davul zurna çalmaktır. Beklendiği gibi Afrin'e girildi. (Girilmesi gerekiyordu.)

Rusya, şimdilik, "Buyurun. Biz şöyle kenara çekiliyoruz." dedi. Zaten 100 askeri var, onları da kıyı-bucağa götürdüler.

Ankara Esad Rejimi'nin hâmisi Rusya'ya ne söz verdi? "Biz, bir bakıma Beşşâr Esad için savaşıyoruz. PKK'yı bertaraf ettikten sonra sahayı Şam'a bırakacağız." demiştir. Suriye'nin toprak bütünlüğünden bahsedildiğine göre bu muhakkak. Ankara belki: "Kafkaslarda Türk-Müslüman unsurlar yaşıyor. Sovyetler dağıldığından beri sık sık Moskova'ya başkaldırdılar ve hâlâ sizin 'terörist' dediğiniz gruplar, zaman zaman Rus askerlerine silâh doğrultuyorlar.  Bu grupların Türkiye ile akrabalık bağları çok güçlü. Bu bağlar kontrolümüzde... Gevşetirsek, çok sıkıntı yaşarsınız." demiş veya ihsas etmiştir. Ayrıca Ukrayna'ya verilecek "el altı" destek, Kırım'da hak arama direnci... Say say bitmez. Belki Ankara bunları Ruslara hatırlatma gereği duymamış, onların izanına bırakmıştır!

(Nedense birden Ziya Gökalp'in Bolşevik İhtilâli'nden bir yıl sonra, 1918'de, Yeni Mecmua'nın 38. sayısında çıkan "Rusya'daki Türkler Ne Yapmalı?" başlıklı makalesi aklıma geldi!)

"PKK/PYD'ye müdahale ediyoruz." dediğimize bakmayın, biz asıl ABD ile savaşıyoruz.

İçimizdeki etnisite sevdalıları, hemen müdahalenin adını koydular: "Kürtler"e saldırı! Hadi böyle yazmamalıyım diyorum ama öfke de bir yere kadar dizginlenebiliyor!

Ulan şerefsizler, ulan alçaklar!... "PKK/PYD/ABD = Kürtler" mi?

PKK/PYD içindeyken ayrılan iki "komutan" birbirini teyit eden açıklamalar yapmışlardı.

Eski Suriye ordusu albayı Türkmen asıllı Talal Silo ile yapılan röportajı girip okuyun. Afrin'de "Selçuklu Ordusu"nun başında, PKK/PYD ile birlikteydi. Her şeyi bütün çıplaklığıyla anlatıyor. Zihninizde "Acaba böyle mi?" sorusu belirirse, PKK'nın "saha komutanı" Veysî Hicazî'yle yapılan röportaja göz atın. ABD'nin PKK/PYD'yi nasıl donattığını, nasıl maaşa bağladığını, örgütün ciğerini bilen bu kişiden öğrenin.

Veysî Hicazî çok iç acıtıcı şeyler anlatıyor. PKK/PYD nereye girdiyse yağmalamış. Halkı aç, susuz, çıplak bırakmış:

"Rusya'nın olağanüstü hava desteğiyle Afrin'den çıkarak Tel Rıfat, Kefer Nasıh, Marenaz, Malikiyye, Aneb, Ayn Dakne, Ahraz gibi birçok beldeyi ÖSO'dan aldık. Girilen köylerde kümes hayvanları, ev halıları, mobilya ve dolaplar dâhil her şey yağmalandı. Günlerce Afrin'e TIR'larla eşya taşındı. Camiler, okullar, hastaneler, köylülerin hububatları bile boşaltılıp Afrin'e taşındı ve satıldı. Aşamalı olarak kıymetli eşyalar üst düzey yöneticilerden başlanarak pay edildi. Bu yağma olayında o kadar ileri gittiler ki, o bölgedeki tren rayları bile sökülüp Afrin'e getirildi ve hurda fiyatına satıldı."

Bir Rusya'nın yaptıkları, bir ABD'nin yaptıkları...

Kararlılığımızı göstermeliyiz. Irak-Suriye sınırımızda PKK mutlaka etkisiz hâle getirilmelidir; ABD defolup gitmelidir!

Yazarın Diğer Yazıları