Ara Güler'li yıllar...

Hani "foto muhabiri" denildiğinde herkesin dikkat kesildiği yıllardı. Tercüman'dayız. Dünyada fırtınalar kopartan bir haber duyuldu; "Kansız Ameliyatlar." Gazetede yaptığımız bir toplantıda Uzak Doğu'ya adam gönderme kararı aldık. İlginç olan muhabirden önce fotoğrafçının seçimiydi: Ara Güler.

Buna itirazsız karar verildi.

Sıra kalemi iyi ve esprili muhabire gelince bir iki isim tartışıldı. Neticede Orhan Tahsin -Özmez- için karar alındı.

Bu ikili bölgeye gitti. Kansız Ameliyatları toparlayıp döndüler. Tanıtımlarla iyi duyurulan ve fotoğraflarla süslenen seri yazı her ülkede olduğu gibi Türkiye'de de patladı.

Kulakları çınlasın Kenan Akın'ın röportaj için yaptığı bir espri aklımdan çıkmıyor; "Fotoğraflar sakatatçıda, bol dalak kullanılarak yapıldı."

Merhum Orhan Tahsin bip atmalara hiç aldırmadı. Her zamanki pişkinliğiyle güldü geçti. Oysa Ara çıldırdı. Onu sakinleştirme görevi yine bize düştü. Bu macera benim Güler'i tanımama vesiledir. Hem Orhan abiye hem Kenan Akın'a sinirlendiğini görünce koluna girip masamın olduğu yere götürdüm. Ona "Şaka yapıyorlar. Bu tip gırgırlar bizim gazetenin mayasında var. Sinirlenme." dedim. Bir de çay söyleyince ortalık sakinleşti.

Beyoğlu âşığı

Güler, gerçek bir İstanbul çocuğudur. Beyoğlu'nda dünyaya gelip burada büyüyen biridir. Ölene kadar da bu bölgede yaşadı. Benim de sur içinde yetiştiğimi öğrenince kanı tam anlamıyla ısındı. Dostluğumuz uzun yıllar devam etti. Son dönem her gördüğünde "Bur-an" diye karşıdan bağırırdı. En tatlı yanını ise pek az kimse bilir. Lanet görüntülü yüzünün arkasında altın gibi bir kalbi vardı.

Ara Güler uluslararası şöhreti; Picasso, Salvador Dali, Alfred Hitchcock gibi pek çok ünlüyle kurduğu dostluklarla buldu. "Sevgisini saklama" özelliğini hiç kaybetmedi. O eski İstanbul'dan yakaladığı insan yüzlerine, hatta yorgun atlara iyi bakın. Hayatın zorluklarını ve hüznünü göreceksiniz.

En büyük isim

Bence siyah-beyaz fotoğrafçılığın bizdeki en büyük ismidir. Doğuş Grubu'nun kurmakta olduğu Ara Güler Müzesi'nin önemi şimdi daha iyi anlaşılmakta. Ustanın çektiği milyonlarca film karesi elden geçirilip yeniden arşivleniyor. 90 yıllık hayattan kalanların bugünlere taşınarak değerlendirilmesi çok önemli.

Fotoğraf sanatının en büyük ödüllerinden olan "Master of Leica" unvanına sahip Ara Güler'i saygı ve sevgiyle anıyorum. Toprağı bol olsun...

***

Hangisi doğru?

Buket Aydın'ın 40'larını izleme listeme aldım. İkinci programı Prof. Dr. Osman Müftüoğlu'nu fazla çarpıcı bulamadığım için yer vermedim. Aklımda kalan Süleyman Demirel'in doktoru olmasını zaten biliyorduk. Genç bir hekimken geç müdahalesi sonucu bir veteriner hekimin ölümüne sebep olduğu için döktüğü gözyaşları dışında çarpıcı yan yoktu.

Buket'in son konuğu yeni geçtiği grubun yazarı Ertuğrul Özkök'tü. Hürriyet'in eski genel yayın müdürünün tüm söyledikleri sadece "geçmişinin savunması" idi. 21 yıl müdürlük yaptıktan sonra "Bu görevde aslında 5 yıl kalınmalı" diyebilmesi inandırıcı gelmedi. Ayrıca koltuğu kim ve kimler tarafından terke zorlandığını bilmeyen var mı?

Soru-cevaplardan çıkardığım netice şimdilerdeki amacı "köşesini savunmak."Erdoğan'ı ne kadar desteklediği şeklindeki konuşmaları için de "hiç inandırıcı gelmedi" demekle yetineceğim.

Eksik kalan

40 sorudan bir kaçına daha değinmek istiyorum. "Özkök'ün kadınları" bölümüne ben olsam Pakize Suda'yı nasıl monte ettiğini atlamazdım. "Genç kalma" konusuna gelince, bu iş "gözlük çerçevesi değiştirmekle mümkün olmuyor." Hele arıza başka yerdeyse...

Fatih Altaylı'ya sırf kendini eleştirdi diye saldırmasını da beğenmedim. Ne kadar sinirlendiğinin dışa vurumu ise hiç şık durmadı.

***

Görev dağılımı yanlış

Benim Şehrim programının Şanlıurfa bölümünde yeni bir taraf var mı? Yine yöresel mutfak işlendi. Bilindik konular tekrarlandı. NTV'nin yaptığı işe başarılı demek mümkün değil.

Ele alınan illeri işleme görevi verilenlerin durumu daha ilginç. Urfa doğumlu Oğuz Haksever, Gaziantep'te görevliydi. Adana'yla ilgisi olmayan Ahmed Arpat bu şehri anlattı. Şanlıurfa işini Deniz Kilislioğlu'na vermişlerdi. Yahu hiç olmazsa bu kız Kilis'te görevlendirilmeliydi. Malum, soyadı Kilisli. Bakalım 81 kente isim yetiştirebilecekler mi?

...

GÜNÜN SÖZÜ

İhtirassız insanlar çok mutludur. Voltaire

Yazarın Diğer Yazıları