‘Balyoz’da bol fıkralı duruşma

‘Balyoz’da bol fıkralı duruşma
‘Balyoz’da bol fıkralı duruşma

Yargıtay’da görülen Balyoz Davası’nın dünkü temyiz duruşmasında Avukat Küçük’ün fıkralı savunmasına mahkeme ba

Yargıtay’da görülen Balyoz Davası’nın dünkü temyiz duruşmasında Avukat Küçük’ün fıkralı savunmasına mahkeme başkanı da fıkrayla karşılık verdi

 

Aralarında emekli Oramiral Özden Örnek ile emekli orgeneraller Halil İbrahim Fırtına ve Çetin Doğan’ın da bulunduğu 361 sanıklı “Balyoz Planı” Davası’nın, Yargıtay 9. Ceza Dairesi’ndeki temyiz duruşmasına dün de devam edildi. Duruşmaya Karadeniz fıkraları damgasını vururken, sanıklar İzzet Ocak ve Suat Aytın’ın avukatı Muammer Küçük, savunmasında “Bu davanın nedeni, askerler üzerinden Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yargılamaktır” dedi. Küçük, özel yetkili mahkemelerin kapatılan Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nin devamı olduğunu savunarak, özel yetkili mahkemelerin askerlerin yargılanması konusuna yetkisiz ve görevsiz olduğunu ileri sürdü. Silivri’de adil yargılanma ilkesinin ihlal edildiğini söyleyen Küçük, duruşmalara, savunma hakları kısıtlandığı gerekçesiyle avukatların girmediğini ve mahkemenin duruşmaya devam ettiğini öne sürdü.

 


Avukata süre ikazı

 


Bu arada Yargıtay 9. Ceza Dairesi Başkanı Ekrem Ertuğrul, avukatlar için savunma süresi belirlemediklerini, bu ayarlamayı avukatlara bıraktıklarını belirterek, sırada bekleyen çok avukat bulunduğunu hatırlattı. Muammer Küçük, “Başkanım Karadenizliyim fark etmişsinizdir, izniniz olursa bir fıkra anlatayım” diyerek şunları söyledi: “Temel ve Dursun konuşuyor, atıp tutuyorlar. Temel, ‘Ben 100 metreyi 5 saniyede koşarım’ diyor. Dursun, ‘Nasıl olur, imkansız’ derken, Temel ‘Kestirmeden gidiyorum’ diyor. Ben de kestirmeden gidip diskalifiye olmak istemem” dedi. Başkan Ertuğrul da “Karadenizlisiniz, ben de size bir fıkra anlatayım” diyerek şu fıkrayı anlattı: “Sizin hemşerilerinizden birisi uzayda çalışmaya gitmiş. Hemşeriniz, ‘Biz güneşe gideceğiz’ demiş. ‘Güneşe gidersen yakar’ diyenlere ‘Haçan biz onu düşündük, akşam serinliğinde gideceğiz’demiş.” Bunun üzerine Avukat Küçük, “Temel’e sormuşlar, ‘Avukatın iyisini nasıl anlarsın?’ diye. ‘Az konuşanını seçerim’ demiş. ‘Hiç konuşmazsa ne yaparsın’demişler. ‘O kadar iyisine daha rastlamadım’ demiş” dedi.

 


Adalet bekliyoruz

 


Avukat Küçük, savunmasına devam etti ve savunmasını yine bir Karadeniz fıkrasıyla bitirdi. Müvekkilleriyle ilgili tek bir ıslak imzalı belge bulunmadığını ileri süren Küçük, şunları söyledi: “Bu davanın nedeni, askerler üzerinden Türk Silahlı Kuvvetleri’ni (TSK) yargılamaktır. Adalet var mıdır yok mudur göreceğiz. Unutulmamalıdır ki, en büyük yargıç, Tanrı ve tarihtir. Tarihin yargısı ve adaleti şaşmaz. Biz sizden iyilik değil, adalet bekliyoruz. İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır. Madem fıkralar anlattık, bir fıkrayla bitireyim. Komutanların durumu, Temel’in şu durumuna benziyor; Temel’i gözaltına almışlar. Adam öldürdüğünü iddia etmişler. Sorguda Temel, ‘adamı tanımıyorum, öldürmedim, haberim yok’ diyor. Sıkıştırıyorlar, Temel kabul etmiyor. Nezarette tutuyorlar, ‘İyi düşün, biraz sonra geleceğiz’ diyorlar. Yukarıdan kameraden izliyorlar. Temel kafasını duvarlara vuruyor, ‘hatırla, hatırla’ diye. Komutanlar suç işlemediler. Biz bu dosyada sizden adaleti bekliyoruz.”

 

Ortada suç yokken 324 kişi tutuklu

 

Balyoz Davası’nın dünkü temyiz duruşmasında İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin bozulmasını talep eden Avukat Vasfi Sedat Küçükyılmaz, CD’lere ilişkin TÜBİTAK raporuna atıfta bulunarak bilirkişi incelemesi yapılmadığını ifade etti. Küçükyılmaz, şunları söyledi: “Hüküm ispatlanıncaya kadar sanık masumdur denilmesine karşın, ’hayır’ sanık suçludur deniliyor. Roma imparatorları ’Halk bizden nefret ediyor mu?’ diye soruyor, ’Evet’ yanıtını alıyor, ’Korkuyorlar mı?’ diye soruyor, ’Evet’ yanıtın alıyorlar. İmparatorlar, ’Korktukları sürece istedikleri kadar nefret etsinler’ diyor. Bu durum aynen devam ediyor. ABD bir haydut devlet olarak dünyaya korku salıyor, onun benzerleri de kendi halkına korku salıyor. Ortada suç yokken, 324 kişi tutukludur ve ağır cezalar almışlardır. ’Askerin karısı dul, çocukları da yetim’ derler, bu hususu dikkate alarak kararı bozmanızı talep ediyorum.”