Medya Polemik

Medya Polemik
Medya Polemik

Vicdan sustuğunda, adalet çoktan gitmiştir...

Balyoz kararları açıklandığı gün, Genelkurmay Başkanı Özel Paşa gittiği yurtdışında cami gezdi...
“Kubbeler miğfer, camiler kışla, minareler süngü”  olunca...
Askeri ziyaret sayılır...
Teçhizatı kuşan çık...

 


*
Balyoz kararı açıklandı aynı gün...
“Darbedir”  dediler...

 


*

 


2003 yılında darbe planladılarsa...
2004, 2005, 2006...
Darbeden ses yok...
2007, 2008, 2009...
(..............)
2010 yılında imamlar farkına vardı...
Darbecileri toparlayıp hapishaneye kapattılar, mahkeme de  “özel”  idi, karar verdi:
Darbe bu...
Kimse darbecilere sormadı bile:
“Yedi sene ne yaptınız, salak mısınız?..”

 


*

 


Sıra geldi Yargıtay aşamasına...
Davaya bakan daire de  “özel”  idi...
Tümü AKP’nin  “Yargının yeniden yapılandırılması”  operasyonu ile oraya getirilen üyelerden...
Tarafsızlar yani...
Apo’ya  “Sayın Öcalan”  denilmesinin suç olmadığına karar verenler...
Türk ordusunun subayları evlerinden toplatılırken, bir kararla Hizbullah terör örgütünün katillerini serbest bırakan  daire...
Ve kararı onayladılar...

 


*

 


Atatürk ordusunun tasfiyesidir...
(...)
Ve aynı gündü yine...
Küçük kız, Yargıtay ile Genelkurmay arasındaki kaldırımlarda yere düşmüş annesinin elini bırakmış, Genelkurmay’ın demir parmaklıklarına koşup sarılmıştı...
Yanaklarında yaşlar, eksik minik dişi ile bağırdı...
 “Baba...”
Duydun mu Türkiye?..

 


*

 


Duyamazsın...
Vicdan bittiğinde...
Adalet çoktan gitmiştir...
Bekir Coşkun/Cumhuriyet

 

+++

 

Müyesser Yıldız, Taha Akyol’un “savunması”nı böyle çökertti

Hâkimlerin avukatı!..

Balyoz kararlarını onayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin üyelerini övüp,  “Hâkimlerle uğraşmak yanlış”  demiş Hürriyet Gazetesi’nin hukukçu Başyazarı Taha Akyol.
Hukuka, adelete inanan bir Allah’ın kulu kalmamışken,  “Bu tür davalarda hukuka uygun bir sonuca varılmasının yolunun yine hukuk”  olduğunu anlatan Akyol, bakın Yargıtay hâkimlerine nasıl sahip çıkmış:
 “Evvela şunu belirteyim: Yargıtay kararını veren 9. Ceza Dairesi’nin başkanı 18 yıldır, üyelerden biri 15 yıldır, biri de 12 yıldırYargıtay’da tetkik hâkimi ve üye olarak çalışan yargıçlardır. Açıkçası, 2010 referandumundan sonra Yargıtay’a gelmiş isimler değildir. Diğer üyelerden biri ’Büyük Hizbullah davasını  sonuçlandıran hâkim’dir. Beşinci   üye de kıdem ve kararlarıyla saygın bir yargıçtır.” 
Türkçesi,  “İktidarın, yeni devletin sahiplerinin hâkimleri değiller”  demeye getirmiş.
O hâkimlerin özgeçmişini bir de ben anlatayım, kararı siz verin:
Başkan: (...) 16 Mart 2003’te Yargıtay üyeliğine seçildi. Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nca 9. Ceza Dairesi Başkanlığı’na atanma tarihi 24 Ekim 2011.
Üye Hâkim: (...) Eyüp Ağır Ceza Mahkemesi Başkanıyken, “Ergenekon Terör Örgütü üyesi olmak, evrakta sahtecilik, tehdit ve iftira” suçlamalarıyla tutuklanan Erzincan eski Cumhuriyet Başsavcısı (CHP Denizli Milletvekili) İlhan Cihaner’in yürüttüğü İsmailağa Cemaati soruşturması kapsamında dinlenen telefon konuşmalarında kaydının bulunduğu ortaya çıktı. 24 Ocak 2011’de Yargıtay üyesi oldu.
Taha Akyol’un,  “15 yıldır Yargıtay’da tetkik hâkimi”  diye tarif ettiği Üye Hâkim: (...)  24 Şubat 2011’de Yargıtay üyeliğine seçildi. Bu dönemde eşi de Yargıtay Başsavcı Yardımcısı oldu. İdari İşlerden Sorumlu ve mevcut Yargıtay Başsavcısına en yakın isimlerden birisi olarak biliniyor. 
Üçüncü Üye Hâkim: (...) 24 Şubat 2011’de Yargıtay üyeliğine seçildi. 
Yine Taha Akyol’un, “Büyük Hizbullah davasını sonuçlandıran hâkim”   diye söz ettiği Üye Hâkim: (...) 24 Şubat 2011’de de Yargıtay üyeliğine seçildi. Sadece Hizbullah davası değil, Fetullah Gülen’in beraatiyle sonuçlanan dava dosyasını da bu üye   inceledi. 
Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nde daha kıdemli üyeler varken, Balyoz kararını verecek olan bu üyeleri bizzat Daire Başkanı’nın seçtiğini de ekleyelim.
(...)
Davalar için  “hukuki yol”  önermeye devam eden Akyol,  “Bundan sonraki hukuki yol, Anayasa Mahkemesi’ne ’bireysel başvuru’ve sonra da AİHM’dir. Anayasa Mahkemesi ve AİHM siyasi ve ideolojik söylemleri ciddiye almaz; ciddiye alınmak için hukuk diliyle konuşmak gerekir” diyor.
Türkiye’nin kelimenin tam anlamıyla  “dava cehennemine”  atıldığı sırada Anayasa Mahkemesi’nin yeniden şekillendirilmesi, bireysel başvuru yolunun açılması ve AİHM’in, Türkiye’yi sırtından atıp, kendisini yeniden yapılandırmaya başlaması da mutlaka tesadüftür!..
 “Kaf Dağı’na yürümeye devam edin. Belki orada adaleti bulursunuz” un ya da “Siz Atatürkçülere ekmek bile yok”  demenin hukukçası, o kadar!..
Müyesser Yıldız/facebook.com