Araştıran yerleriniz mi ağrıyordu 14 yıl önce!

Necip Hablemitoğlu 18 Aralık 2002'de katledildi.

Katillerini bizzat kendisi, kitaplarında, makalelerinde, söyleşilerinde, katıldığı televizyon programlarında peşin peşin ihbar etmişti.

"İstihbarat zafiyeti" pek moda bir "gerekçe" ya şu günlerde... Hablemitoğlu'nun bağıra bağıra gelen katli, delili; demek ki istihbaratın alası bile verilse niyet olmadıktan sonra yaprak kıpırdamıyor önleyici sistemlerde!

Önleyemediniz; bari dostlar işte görsün -hani memleket deve dişi gibi aydınını kaybetti, ayıp olmasın- diye katillerini bulun bari değil mi! En ağır cezaya filan çarptırın ne olur yani; maşa nihayetinde... Şu meşhur "üst aklınız"ı, "kuklacı"nızı, "Sam Amca"nızı tıkmayacaksınız ya hapse...

***

Dile kolay...

2016-2002 = 14 yıl!

Sonuç;

Failleri ilk andan itibaren bilinen bir dosyanın "faili meçhul" bırakılabilmesi gibi eşsiz bir başarı hikayesi!

***

Dün...

2016-2002...

Dile kolay 14 yıl sonra...

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba  TBMM'ye araştırma önergesi vererek "Necip Hablemitoğlu suikastının tüm yönleri ile ortaya çıkarılması, cinayetin arkasındaki kişi ve örgütlerin ortaya çıkarılması ile suikastın yaşanmasında ihmali ve sorumluluğu bulunanların tespit edilmesi amacıyla Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını" talep etti.

İnsan ümitlenmek istiyor ama o kadar çok "aleyhlerinde" delil var ki siyasilerin bu konuda. Bakın mesela ne buldum TBMM tutanaklarında;

Tarih: 17 Aralık 2003

CHP İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek, Hablemitoğlu'nun öldürülüşünün birinci yılı dolayısıyla gündem dışı söz almış ve o günde Türkiye'yi "tek başına" yöneten AKP iktidarına demiş ki;

"... Hablemitoğlu cinayetinde bu sis perdesi, aradan geçen bir yıla rağmen aralanmamıştır. (...) bu cinayetle ilgili, CHP Grubuna mensup milletvekilleri tarafından verilen araştırma önergesi hâlâ gündeme alınmamıştır. Yine bu cinayetle ilgili 29.3.2003 tarihinde, yaklaşık dokuz ay önce, bilgi almak amacıyla Sayın İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu tarafından yanıtlanması için vermiş olduğum sözlü soru önergesi de, cinayetin aydınlatılması gibi, gündemin alt sıralarında bekletilmektedir.

(...)  İçişleri Bakanımız "fail ya da faillerin ve arkasında kimlerin olduğunun bir an önce tespit edilip, yakalanarak, yargı organlarına teslim edilmesi için, biliniz ki, her türlü gayret gösterilmekte ve sarf edilmektedir" demiştir. Ben, Sayın İçişleri Bakanıma soruyorum: Bu gayretleri sarf edenler yoruldu mu?! Bu cinayeti, tozlu arşivlere mi bırakacağız?!"

Bugün dönemin İçişleri Bakanı Aksu'ya dönüp de;

"Bu cinayeti neden tozlu arşivlere bıraktınız" diye sormanın, o "neden"in "inini" dibini araştırmanın tam zamanı değil mi!

CHP'nin 13 yıl önce verdiği önergelerin gereği yapılsaydı TBMM belki bugün, bir suikastın üzerinden 14 yıl geçtikten sonra "araştırma komisyonu talep etme" trajikomikliğine sahne olmazdı!

******

Ne olacak canım ittifak yapsak

"PYD" değil ki "DSG" sonuçta!

------

Yandaş köşe yazarının cümlesini aynen naklediyorum;

"... Türkiye'nin PYD-YPG hassasiyeti nedeniyle Amerikalılar, Demokratik Suriye Güçleri adı altındaki yapı oluşturdu."

Devam ediyor;

" DSG'nin ana omurgasını PYD/YPG oluşturuyordu."

Sevsinler böyle müttefik hassasiyetini; insan nasıl teşekkür etsin bilemiyor... Görüyor musunuz nezaketi; rahatsız olmayalım diye koca terör örgütünün adını değiştirmişler. Hatta onunla da yetinmemişler biz rahat rahat "terör örgütü değilmiş gibi" muhatap alabilelim diye sağını solunu başka unsurlarla da soslamışlar...

Neye yarar?

Birileri "Esed" dedi diye Esad "Esad" olmaktan mı çıktı?

Yahut birileri "DAEŞ" dedi diye IŞİD "IŞİD"liğinden vaz mı geçti?

Cani Abdullah Öcalan'ın adını "İmralı" koyduk da ne oldu; PKK bebek katline devam etmiyor mu?

*******

Şaka gibi...

----

Şu  gözaltına alınan hakime evlenme teklif eden vali yardımcısı haberinin ilk satırlarında "Vay be" dedim, "mertlik" böyle bir şey olsa gerek. Kadın "FETÖ"den şüpheli ama kale gibi arkasında durmuş, sahip çıkmış sevdiği...

Haberin sonuna geldiğimde, beyefendinin "avcılık ve toplayıcılık" çağında kaldığını gördüğümde "pes be" dedim, "tonla selden kütük kapma" hikayesi duydum da böylesine denk gelmedim ömrü hayatımda...

"Düşmüş" ya kabul eder nasılsa!..

Lütfetmiş...

"Acilde kız bakma" kafasından sonra şüphelilerin tutulduğu ve toplama kampına dönen spor salonlarında kız bakma kafası demek ki bu da...

*****

Asker hastanelerini "FETÖ üyesi teröristler" sızmış diye kapattınız... PKK üyesi teröristlerin sızdığı ortaya çıktığına göre şimdi ne yapacaksınız; sivil hastaneleri de kapatıp Sağlık Bakanlığı'nı toptan kaldıracak mısınız?

 

Yazarın Diğer Yazıları