Asgari ücret komedisi

Asgari ücretin kaç lira olması tartışmaları sürerken, Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, 'çok maliyetli' olarak nitelendirdiği işten çıkarmaları kolaylaştıracaklarını açıkladı.

Bunun üzerine söylenecek bir söz var mı?

Türkiye'de siz son yıllarda grev yapıldığını hatırlıyor musunuz?

Grevin olmama nedeni, işveren tarafından işçiye hakkının verilmesi olarak mı sanıyorsunuz?

Türkiye'de grevler Bakanlar Kurulu tarafından yasaklanıyor. Üstelik grev yapmaya kalkanlar da Anayasa güvencesine rağmen işten atılıyor, mahkemenin işe iade kararına rağmen ömür boyu işsizliğe mahkûm ediliyor.

Bir taraftan Ekonomiden Sorumlu Bakan, işten çıkartmaların kolaylaştırılacağını söylüyor. Bir taraftan da "asgari ücret kaç lira olsun" diye millet oturmuş hesap kitap yapıyor. Vatandaş da umutla açıklanacak rakamı bekliyor.

Türkiye'de asgari ücretin hiçbir anlamı yok. İster bin lira isterse 3 bin lira olsun.

Bu rakamı resmi kuruluşların dışında verecek iş yeri yok.

Zaten millet asgari ücretinde peşinde değil. Yeter ki bir işi, çoluğu çocuğu hastalandığında doktora götürebilmek için bir sigortası olsun. Karın tokluğuna hatta yarı aç halde bile çalışmayı kabul ediyor.

Nasıl mı?

Gidin Güneydoğu'ya. Adıyaman'a, Urfa'ya ve Gaziantep'e. Orada çeşitli teşviklerle yatırım yapan özellikle tekstil fabrikalarındaki insanların aldıkları gerçek asgari ücreti görün.

Devletin belirlediği asgari ücret 1400 lira. Ancak işvereninki 900 lira. Bazı vicdan sahibi patronların bin lira verdiği yolunda duyumlar var. Bin lira asgari ücret artı sigorta ve yemek. Bu lüks olarak görünüyor.

Asıl soru şu; Devletin 1400 liranın altı olmaz denilen asgari ücret nasıl 900 lira oluyor.

Bal gibi oluyor. Bunun nasıl olduğunu kimin ne yaptığını bu bölgedeki Ticaret Odaları'nın başkanları, bölgedeki valiler, Çalışma Bakanlığı yetkilileri ve herkes biliyor.

Yani büyük bir gizlilik ve sır değil.

Güneydoğu'da bunu tüm işveren yapıyor demek haksızlık olur. Vicdanı ve iş ahlakı ile yapan da var. Ancak vicdanını kaybetmiş o kadar çok iş yeri var ki. Hele SGK ve vergi teşvikinden dolayı İstanbul gibi büyükşehirlerden buralara gelip yatırım yapan firmalar gerçekten çok acımasız.

Sonuç olarak koca koca adamlar oturmuş asgari ücreti belirlemek için günlerdir toplantı yapıyorlar.

Aslında bu bir tiyatro. 80 milyonluk Türkiye'nin izlediği tiyatro. Her yıl tekrarlanan bir oyun.

Ekonomi Bakanının işçi çıkartmayı kolaylaştıracağız dediği, grevlerin 1 dakika gibi kısa sürede Bakanlar Kurulu kararı ile yasaklandığı bir ülkede asgari ücret 2 bin 300 lira değil 8 bin lira olsa ne yazar?

Yazsa yazsa gazeteler sayfalarını doldurmak için yazar o kadar!

Bir de işten çıkartmayı kolaylaştıracağız diye açıklama yapan Ekonomi Bakanı seçim meydanlarında asgari ücreti en çok artıran hükümet olduklarını anlatarak oy ister.

Tüm bunlar olurken vatandaş neden sesini çıkartmıyor ki!

Vatandaş sesini çıkartamaz. Ülkenin neredeyse yüzde 90'ının bankalara borcu varken kimse sesini çıkartamaz. Kimisi aldığı evinin borcundan, kimisi 12 ay taksitle lüks tatil köyünde yaptığı 1 haftalık tatilin borcundan korkuyor.

Ya istikrar bozulur o borcu ödeyemezse?

En azından bu şekil kör topal gidiyor.

Yazarın Diğer Yazıları