ASKER VE DEVLET ADAMI ATATÜRK -4-

ASKER VE DEVLET ADAMI ATATÜRK -4-
Mühim olan, memleketi temelinden yıkan, iç cephenin düşmesidir

Atatürk yine zaferin kazanılmasında ordu-millet iş birliğini şu sözleriyle belirtmektedir. "Asıl olan iç cephedir. Bu cephe bütün memleketin, bütün milletin vücuda getirdiği cephedir.
Zahiri cephe, doğrudan doğruya ordunun düşman karşısındaki silahlı cephesidir. Bu cephe sarsılabilir, değişebilir, yenilenebilir. Fakat bu hâl hiçbir vakit bir memleketi mahvedemez. Mühim olan, memleketi temelinden yıkan, milleti esir ettiren iç cephenin düşmesidir." 
Anadolu’daki bütün bu gelişmeler üzerine harekete geçen İtilaf devletleri birlikleri 16 Mart 1920’de İstanbul’u işgal ederek Osmanlı Mebusan Meclisi’ni dağıtmış ve bazı milletvekillerini tutuklamıştır.
İstanbul’un işgali üzerine Ankara’da Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde Türk milletini temsil edecek olan Türkiye Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920 tarihinde açılmış ve Meclis, Millî Mücadele’nin tek temsilcisi olarak kabul edilmiştir.
TBMM milletin tek ve gerçek temsilcisi olarak, millet adına egemenlik hakkını kullanmaya başlamış ve Millî Mücadele’nin, en zor günlerinde bile tüm sivil ve askerî kararlar Meclis’te alınmıştır. (1876 Anayasası’na ek bir yasa niteliğini taşıyan 1921 Anayasası ile egemenlik kayıtsız şartsız millete bırakılmıştır.)  Askerî kararların dahi Meclis’te   alınmasına büyük özen gösteren Mustafa Kemal Atatürk, millî iradeye daima saygılı olmuş, devlet ve milletin geleceğine millî iradenin etken ve hâkim olduğunu ordunun bu millî iradenin emrinde ve hizmetinde bulunduğunu çeşitli vesilelerle Meclis’te vurgulamıştır.
Türk milletinin desteğini alan Mustafa Kemal Atatürk, düzenli bir ordu oluşturmuştur. Anadolu’yu istila etmiş emperyalist düşman ordusuna karşı son hesaplaşmalar Sakarya ve onun ardından yapılan Başkomutanlık Meydan Muharebesi’yle gerçekleşmiş ve 9 Eylül 1922’de, İzmir’den karaya çıkarak Anadolu içlerine kadar sokulan düşman kuvvetleri yurttan atılmıştır. Ordu-millet bütünlüğü içinde, topyekûn harbin tüm özelliklerini yansıtan Millî Mücadele bir milletin yeniden doğuşudur.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Millî Mücadele’deki rolü, Türk ulusunun bu büyük mücadelesini yönlendirmek ve askerî dehasıyla savaşı zaferle sonuçlandırmaktır. Atatürk, askerî harekâtı uygulayan ve harbin yönetimi ile ilgili düşüncelerini uygulamaya koyan kişidir. Düşünce ve uygulamanın aynı şahısta görülmesinin tarihte örnekleri vardır. 
Fakat bunlardan hiçbirisi, askerliğin hemen her konusuna, askerî harekâtın hemen her türüne Atatürk gibi örnek vermiş ve aynı zamanda düşünce üretmemişler, sınırlı konularda, sınırlı alanlarda kalmışlardır. Baba ve Oğul Moltke’lerde uygulama sınırlı, Clausewitz, Schlieffen ve Mahan’da kuram büyük ölçüde egemendir. İkinci Dünya Harbi’nin önde gelen askerleri olan Eisenhower, Marshall, Mac Arthur, Rundstedt, Rommel, Montgomery, Guderian büyük ölçüde yalnız uygulayıcıdır. De Gaulle mahdut alanda, yalnız zırhlı birlikler konusunda düşünce üretmiştir, uygulaması sınırlıdır. Bu askerlerin tamamı harp yönetiminin sorumluluğunu üstlenmemişler, yalnız askerî harekâtın sorumluluğunu taşımışlar ve askerî harekâtı yönetmişlerdir.