Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Serap BESİMOĞLU

Serap BESİMOĞLU

ASO Sanat Merkezi sanat eğitiminin yeni adresi

Belli kalıplar içine konulamayan sanat, estetik olan insan duygularının dışa vurumudur. Bugünse sanatın duygusal ve düşünsel etkileme gücüne sahip oluşu daha belirleyicidir. Bu anlayışa en uygun tanımı yapan Thomas Munro’ya göre sanat; doğurucu estetik yaşantılar oluşturmak amacıyla dürtüler yaratma becerisidir. Son cümle çok önemli. “Yaratma becerisi” , sanat yaratıcıdır çünkü. Düşüncelerin estetik ve zekayla buluşma halidir kısacası. Tüm bunların yanı sıra yetenek tek başına sanat için yeterli değildir. İyi eğitim, teorik bilgi ve teknikle beslenmelidir ki sanatların verimi ve kalitesi yüksek olsun. Tabii ki akademik anlamda en iyi eğitimi veren yerler konservatuvarlardır, ama bu noktaya gelinceye kadar sanatsal eğitimi tespit eden genç arkadaşlarımıza ve çocuklarımıza sanatı sevdiren bazen hobi olarak yola çıkılıp sonra meslek edinilmesinde aracı olan sanat merkezleri de var. Profesyonel anlamda sanat sezonu yaz dönemi ile birlikte tatile giriyor, birçok kurum ve kuruluş devlet tiyatroları, opera bale ve müzik toplulukları konserlerine ara verip perdelerini kapattılar ama sanata hazırlık yaptıran özel eğitim kurumları hâlâ hizmet vermekte. İşte böylesi özel bir sanat merkezi “ASO” Ankara Sanat Oluşum Merkezi aralarında Ankara Devlet Opera ve Balesi sanatçılarının da  bulunduğu profesyonel eğitmen kadrosu ile dans müzik ve tiyatro alanında bilinçli, donanımlı bireyleri yetiştirmek üzere yaklaşık 3 ay önce açıldı. Ankara Sanat Oluşum’da yok yok. Klasik bale ve Latin danslarının yanı sıra piyano, yan flüt, keman, klasik ve flamenko gitar gibi bir çok enstrüman eğitiminin de verildiği ASO’da özellikle de konservatuvar sınavları ve güzel sanatlar liselerine hazırlanan gençler için kurslar da mevcut. Ayrıca tiyatro, drama, şan eğitimi de verilmekte. ASO’nun sahibi değerli meslektaşım sanatçı Orhan Gürer kendisiyle sohbetimizde sanat aracılığı ile daha çok gencimize ulaşmanın önemini ve sanatı sevdirmenin gerekliliğini bakın nasıl anlattı: “Henüz opera ve senfoninin ne olduğunu bilmeyen insanımız var”. Kendisi de ADOB orkestrasında fagot sanatçısı olan Gürer; “Henüz operaya, senfoniye gitmemiş, hatta bale bile izlememiş gençlerimiz var. Buradan yola çıkarak sanatın gelişimine ve yaygınlaşmasına bu tür bir çalışmayla biz de katkı sağlayayım istedik. Özellikle sanat merkezlerinin açılmasının önemli olduğunu fark edip bu alandaki bir başka açığı da biz kapatalım diye düşündük. Profesyonel kadrolarca verilen doğru sanat eğitiminin gençleri eğitmenin yanı sıra, bilinçli ve sanatsal algısı yüksek izleyiciler de yetiştireceğine inanıyoruz. Biz de bu düşünce ile şubeleşmek ve sanatı bir çok şehrimize yaymak istiyoruz” dedi.
Ben de sanat hayatına yeni katılan ASO’ya hayırlı olsun diyor, bilgi almak ve ulaşmak isteyen okuyucularımız izin telefon numaralarını veriyorum. 0312 - 232 14 60

Yazarın Diğer Yazıları