Asya kıtasına sığmayıp Avrupa'ya taşan millet

Asya kıtasına sığmayıp Avrupa'ya taşan millet
Avrasya göçebeleri, erken dönem Doğu Avrupa-Kafkas halkları ve Türk kültür tarihi üzerine çalışmalarıyla dikkat çeken Kırklareli Üniversitesi Genel Türk Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Umut Üren'in, "Avrupa Hunları/Tarih ve Destan" adlı yeni kitabı okurla buluştu.

Dr. Umut Üren, editörlüğünü Ayşe Büşra Paksoy''un yaptığı bu çalışmasıyla, ülkemizde sınırlı sayıdaki Avrupa Hun tarihi araştırmalarına edebî unsurları dâhil ederek katkıda bulunuyor.

Kitabın ilk bölümünde destan ve efsanelerle Hunların izi sürülürken, ikinci bölümün sonunda ise "Buda''nın Ölümü" adlı yapay destanın tercümesine yer veriliyor. Yaklaşık 100 sayfalık bu destan, Macarlar arasındaki "Hunluk" düşüncesinin en güzel örneklerinden birini oluşturuyor.

Erken dönem "Doğu Avrupa Tarihi" alanında Avrupa Hunları ya da Batı Hunları gibi isimlerle bilinen ve en görkemli dönemlerini Attila''nın egemenlik günlerinde yaşamış olan Hunlarla ilgili çalışmalar dünya tarihçiliğinin uzun yıllar boyunca ilgisine mazhar olmuş ve konuya dair pek çok bilimsel üretim ortaya konulmuştur.

Yakın bir zaman dilimine göz atıldığında ise Avrupa Hunları''na dair kaleme alınan Türkçe çalışmalarla birlikte, tercüme eserlerin sayısında da bir artış olduğu gözlemlense de bu konunun Türk tarihinin diğer alanlarına göre daha az rağbet gördüğünü ifade edebiliriz. Avrupa Hunları''na dair temel kaynaklarda yer alan dağınık bilgiler sınırlı bir siyasî tarih inşasını mümkün kılmakla birlikte, kültürel unsurlara dair daha fazla argüman içerir niteliktedir. Hun egemenliğinin tesis edildiği bölgelerde yapılan arkeolojik çalışmalar da kültür tarihine yönelik bilgileri kuvvetlendirir tarzdadır. Avrupa Hunları''nın bilinen, sınırlı sayıdaki kelime varlığı filolojik çalışmaları da zorlaştırmaktadır. Bunlarla birlikte, kavim hareketlerinin takibinin son derece zor olduğu bir zaman diliminde, dönemin müelliflerinin eserlerindeki karmaşık bilgiler, özellikle Avrupa Hunları''nın erken tarihleri üzerinde bir sis perdesi oluşturmaktadır. Bunun gibi birtakım zorluklar Avrupa Hun tarihi konusundaki üretimi sınırlandıran nedenler arasında görülebilir.

Ülkemizde sınırlı sayıdaki Avrupa Hun tarihi araştırmalarına edebî unsurları dahil ederek katkıda bulunma gayreti gösteren Dr. Umut Üren, bu amaçla kitabın ilk bölümünü Hun siyasî tarihine yönelik olaylara ayırıp ikinci bölümde destan ve efsanelerdeki Hunların izlerini ele alıyor. İkinci bölümünün sonunda tercümesi yapılan János Arany tarafından kaleme alınmış "Buda''nın Ölümü" adlı yapay destan ile Macarlar arasındaki "Hunluk" düşüncesi ayrıntılı biçimde işleniyor.

Dr. Umut Üren, Hun-Macar akrabalığını işleyen bu destanı Türkçeye tercüme ediş gayesinin yalnızca, bu ozan ve destanı Türk okuruna tanıtmak olduğunun altını da özellikle çiziyor.

Ötüken Neşriyat Tel:(0212) 251 03 50

***

Zaman tünelinde basın yolculuğu

Gazeteci Yazar Mehmet Şahincileroğlu, "Geçmişten Günümüze Bâb-ı Âli''nin İzinde" adlı inceleme-araştırma türündeki kitabıyla okurlarını Türk basınının kalbi Bâb-ı Âli''de tarihî bir yolculuğa çıkarıyor. Adeta zaman tünelinde gerçekleşen bu yolculuk sırasında basın tarihimizin pek çok bilinmeyen konusu gün ışığına çıkıyor. Kitapta cevabını bulacağınız sayısız ilginç sorudan bazıları şöyle:

*Türk Basını denince neden akla Bâb-ı Âli gelir?

*Bâb-ı Âli''nin Türk Basın Tarihi ve Türk Yayıncılık Tarihi açısından önemi nedir?

*Harf İnkılâbı''nın basın ve yayıncılık üzerinde ne gibi etkisi olmuştur?

*Kur''an-ı Kerim''in Türkçe''ye çevrilmesi ve basım sürecinde neler yaşandı?

*Mustafa Kemal, telgraf çekerek hangi yayınevi sahibini neden kutladı?

*Cemil Meriç, Paris''te kime aşk mektubu yazdı?

*Abdi İpekçi ve Can Yücel''in hayali neydi?

*Nevzat Yalçıntaş, Cumhuriyet''i batmaktan nasıl kurtardı?

*Mehmet Şevket Eygi, Kanlı Pazar Olayları''nı kışkırttı mı?

*Recep Tayyip Erdoğan''ı cezaevinde hangi gazeteci ziyaret etti ve ne gibi tavsiyelerde bulundu?

*İlber Ortaylı''nın hayatına gazeteciliğin katkısı ne oldu?

*Emre Kongar, Aydın Doğan''ın teklifini neden kabul etmedi?

*Aydın Doğan, neden medya patronu oldu?

*Ertuğrul Özkök''ün hayatını hangi olay değiştirdi?

*Hrant Dink''i saatlerce hüngür hüngür ağlatan neydi?

Ritim Plus Yayınları Tel:(0536) 296 18 24

***

HAFTANIN KİTABI

Her ceset bir şeyler söyler

Karakter yaratmadaki şaşırtıcı yeteneğiyle dünyanın önde gelen gerilim-polisiye yazarları arasında farklı bir yeri bulunan Karin Slaughter, suçlu arayışının kişisel hesaplaşmalarla iç içe geçtiği "Tutsak"ta, okurlarını merak ağının içine almayı yine ustalıkla başarıyor:

Georgia Soruşturma Bürosu''ndan Will Trent ve ortakları metruk bir inşaat sahasında bir ceset bulur. Sıradan bir vaka gibi görünse de, cesedin eski bir polise ait olduğu fark edilince manzara tamamen değişir. Bu inşaat sahasının, kısa süre önce Will''in tüm çabalarına rağmen tecavüz suçlamasından kaçmayı başarmış zengin ve nüfuzlu bir basketbol yıldızına ait olması şüpheleri daha da artırır. Üstüne üstlük, olay yerindeki büyük kan kaybı cesede değil, oradan kaçan ve hemen bulunmazsa ölecek bir kadına aittir. Bu kadın ise kendini bildi bileli Will''in hayatının ayrılmaz parçası olmuş biridir…

Kırmızı Kedi Yayınevi Tel:(0212) 244 89 82

***

Çanta dolusu yaşanmışlık...

Gazeteci Ercan Deva ailesinin 1934''lerden 1991 yılına kadar yaşadığı olayları, "Felsefeci ve Aşkı" adıyla kitaplaştırdı: "Babam Mahmut Deva ile Bahriye annemi, 1984 yılında üç ay arayla kaybetmiştik. Babam, önemli gördüğü şeyleri atmaz, saklardı. Babamın vefatından sonra kız kardeşim Ergül''le birlikte baba evimiz olan Sağlık Sokak''taki binanın üst katındaki dairede özel bölmeyi elden geçirmiştik. Ayırdıklarımız arasında babamın önemli evrak ile fotoğraflarını muhafaza ettiği çantası da vardı. Babamın çantası... Felsefeci ve Aşkı''nı anlatabilecek en güzel tanım bu olurdu. Mahmut Deva''nın dünyaya, çocuklarına, yaşama bıraktıklarının saklı olduğu o çanta; dolu dolu yaşanmış bir hayatın, küçük bir çantaya sığabileceğini göstermiyor bizlere. Bilakis, küçük bir çantadan yıllar, anılar, acı-tatlı hikâyeler dökülüyor."

Karina Yayınevi Tel:(0312) 433 03 58

***

KÜTÜPHANEMDEN:

Türk Tiyatrosu''na ışık tutan hatıralar

Bugün köşemizin konuğu bir anı kitabı. Türk Tiyatrosu''nun belli bir dönemine damgasını vurmuş olan Nedret Güvenç hatıralarını, "Bir Zamanlar İzmir''de" adıyla kitaplaştırmış. Kitap 2001yılında İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayımlanmış. Yüz elliye yakın oyunda başrol oynamış, tiyatronun yanı sıra beyazperdede de başarıya ulaşmış Nedret Güvenç, söz konusu kitabıyla sanatseverlere bu kez sahneden değil, kalemi aracılığıyla ulaşmaya çalışmış. Güvenç hatıralarını kitaplaştırma öyküsünü şöyle anlatıyor:

"Anılarımı yazmaya karar vermek kolay olmadı, tereddüt ettim. Çünkü onlar çok özeldi; sadece benim için önemliydi. Ancak Türk tiyatrosunun son elli yılında yoğun bir şekilde var olduğum için, yaşadığım olayların pek de özel sayılamayacağını düşündüm... Acı tatlı birlikte yaşadığımız, birlikte kotardığımız elli yıllık tiyatro tarihi, koskoca bir sahne geçmişi bende kalmamalıydı, kendi açımdan da olsa dile getirmeliydim...

Tiyatromuz adına gençlere bıraktığımız mirası düşündüm. Kendi adımaysa, sadece temiz bir tiyatrocu ruhu ve bir dolu inanç bırakabilecektim, yeterli olabilir mi diye düşündüm... Sadece tiyatro anılarımı ve ona bağlı olayları seçmeye özen gösterdim ama çocukluğumu anlatmak çok hoşuma gitti...

Hadi öyleyse, tıpkı tiyatroda buluşur gibi sizleri birinci sayfanın başında bekliyorum."

(Ahmet Yabuloğlu)