"Atatürk Azerbaycan'ı sattı" iddiası Sinan Meydan ve eksikler...

Sinan Meydan'ın "Panzehir" adlı son kitabını okuyorum. Meydan'ın imzalayıp gönderdiği birçok kitabına yazı yazdım ve olumladım yazdıklarını... Bu kitabının tümü içinse aynı yaklaşımı ne yazık ki gösteremeyeceğim. Çünkü eksiklikler var. Bu eksikliklerden birine değineceğim bugün.

Sinan Meydan, o fesli tarihçi bozuntusunun "Atatürk Azerbaycan'ı Ruslara sattı" iddiasına da yanıt veriyor bu kitapta. Veriyor ama hep Nahçıvan üzerinde duruyor. Atatürk'ün Moskova ve Kars antlaşmalarında, "Türk Kapısı" olarak nitelediği Nahçıvan'ı özerk bir cumhuriyet olarak SSCB yöneticilerine kabul ettirip, Azerbaycan'a bağlattığını ifade ediyor...

Evet bunlar doğru ama o fesli, işin yalnızca Nahçıvan yanıyla ilgili değil, Atatürk'ün Sovyet Rusya ile anlaşarak 27 Nisan 1920'de Sovyet 11. Ordusunun Azerbaycan'a sokulmasına onay verdiğini iddia ediyor.

Gerçek böyle değildir elbette. Çarlık Rusyası'nın bölgeden çekilmesiyle Kafkasya'da üç cumhuriyet doğmuştur, bunlar Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan'dır. Anadolu'da 1919 yılında kurtuluş mücadelesi başladığında, Ruslarla da temaslar başlamış, yardımlaşma konusunda mutabakata varılmış ancak bu üç cumhuriyetin oluşturduğu "Kafkas Seddi"nin buna engel olduğu görülmüştü. Çünkü bu cumhuriyetler, Rusya'ya karşı İngilizlere yaslanma gereksinmesi duyuyorlardı.

Bu Kafkas Seddi yıkılmalıydı. Enver Paşa'nın amcası Halil Paşa, Sivas Kongresi günlerinde Sivas'a vardı ve Atatürk'ten görev istedi, Atatürk ondan Kafkasya'da yararlanmak istediğini söyledi. Çünkü Halil Paşa, 1918'de Azerbaycan'ı kurtaran Kafkas İslam Ordusu'nun cephe komutanıydı (ordu komutanı ise Enver'in üvey kardeşi Nuri Paşa'dır). Halil Paşa görevi kabul edip vardı Azerbaycan'a... Ermenilerle Karabağ'da yine savaş vardı o yıllarda, Azerbaycan kuvvetlerinin başına geçti, Şuşa Kale'yi geri aldı, Askeran yolunu açtı. Fakat Azerbaycan'ın başında bulunan İngiliz yanlısı Müsavat Hükümeti ile anlaşamadı. Taylan Sorgun'un "Halil Paşa İttihat Terakki'den Cumhuriyete Bitmeyen Savaş" adlı bir kitabı vardır, Halil Paşa anlatmış, o da yazmıştır. Halil Paşa, o günlerde, Kızılordu'nın Azerbaycan sınırına dayandığını, Azerbaycan'ın dayanacak gücü olmadığını görmüştür. Müsavat Hükümeti yetkilileri Halil Paşa'yı sınıra dayanan 11. Kızılordu'nun başındakilerle görüşmesi için yollarlar, Halil Paşa ikna edemez onları. "Azerbaycan için yapacak bir şey yok" kanısına varır ve bir trene atlayıp Moskova'ya geçer. İşte bu olay, Azerbaycan'da "Halil Paşa, bizi Ruslara sattı" dedikodusuna yol açar.

Bu "satış" suçlaması, Kafkas Seddi'ni yıkma cehdi yüzünden Atatürk'e de yapıldı Müsavatçılar tarafından...

Peki Atatürk'ün bu işgale yaklaşımı ve tutumu ne idi? Azerbaycanlı Dr. Mehman Ağayev, "Kurtuluş Savaşı Yıllarında Türkiye-Azerbaycan İlişkileri" adlı kitabında Ankara Hükümetinin, işgale karşı olduğunu, Azerbaycan'ın kendi arzusu ile Bolşevikler tarafına geçmesini istediğini yazıyor ayrıntılarıyla.

Azerbaycan'da işgalin ardından Komünist Yönetim kuruluyor, başına Neriman Nerimanov geçiyor ve Türkiye birçok yardımlar alıyor. Sinan Meydan bunları anlatıyor hep. Bu da o fesliye ve yanlış bilenlere yeterli yanıt değil. Yanıt, bizim bu anlattıklarımızdır.           

Yazarın Diğer Yazıları