ATATÜRK BOLU VE SAKARYA’DA -13-

ATATÜRK BOLU VE SAKARYA’DA -13-
Bir memleketi ele geçirmek; o memleketin sahiplerine egemen olmak için yeterli değildir

esat-atalay-001.jpg
18 Hhaziran 1934 gezisi de, Ankara-Gerede, Bolu, Düzce üzerinden yapılmıştı. Kocaeli, Bolu sınırı Hendek kasabası idi. Vilâyet sınırında, Vali, Kaymakam ve Belediye Başkanları’nca karşılandı. Hendek, BMM’nin açılışından bir gün önce, Mahmud Bey vak’asma sahne olmuştu.34 Gazi Mustafa Kemal, bu muhterem şehit arkadaşı Mahmud Bey’i anarak, Hendek’ten ayrıldı. Yağbasan, Budaklar, Sakarya köprüsünü geçerken eski Hendek caddesinden Adapazarı kasabası girişinde, kalabalık tarafından karşılandı. Yanında, Milletvekili Hasan Cavid (Belül) de göze çarpıyordu. Hasan Cavid (Belül) Adapazarlılar’ın yakından tanıdığı bir şahıstı. 1878’de Hopa’da doğmuş olup, Ali Rıza Efendi’nin oğludur. İdadi’yi bitirmiş, ticarete atılmış takibat kâtipliği, kaymakamlık ve kereste tüccarlığı yapmıştı. Rize ve Çoruh’dan milletvekili olarak BMM’ye girmişti (Ölümü, 4 Mart 1950). Halkevi’ne gidilmiş, kısa istirahatten sonra, Reis-i Cumhur Gazi Mustafa Kemal pencereden Adapazarlılar’a kısa bir hitapta bulunmuştur. 18 Temmuz 1934’de, İstanbul’da programlanmış işleri dolayısiyle, özel trenle, Adapazarı’ndan ayrılmıştır.

Reisi-i Cumhur Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Sapanca’dan son geçişi 26 Mayıs 1938’dir. 10 Kasım 1938’de, Dolmabahçe Sarayı’nda, vefatı, bütün yurt sathındaki gibi, Adapazarlıları da üzüntüye boğmuştur. Büyük kurtarıcının aziz naaşı devlet töreni ile İstanbul’dan İzmit’e taşınmış, burada da Ankara’ya götürülmek üzere trene nakledilmiştir. Program gereği birer dakikalık istasyon duruşları yapılmıştır. Derbent, Sapanca, Arifıye (Arifiye, Arif Bey Çiftliği etrafında gelişti. Sonraki iskânlarla köy halini aldı. Ancak, asıl önemi Adapazarı-Ankara-İzmit demiryolu üzerinde oluşundan kaynaklanmaktadır. Sapanca-Geyve anayoluna yapılan ek demiryolu, Adapazarı’nda sona ermektedir. Milli Mücadele süresince, Arifiye, bazı mühim hadiselere de sahne olmuş, Yunan mezâlimi ve barbarlığına maruz kalmıştır.), Geyve, Akhisar ve Mekece’de de saygı duruşuna çok sayıda insan katılmıştı. Adapazarlılar da 16 Kasım 1938’de, Arifiye istasyonunda matem içinde, Ulu Önder’i karşıladılar. Son görevlerini yaptılar ve Ankara’ya uğurladılar. O artık, hatıraları, ilkeleri ile kalplerde yaşayacaktır.

Yazı dizimizi; Mustafa Kemal Atatürk’ün 1924 yılında Dumlupınar’da vermiş olduğu söylevden bir bölümünü aktararak bitiriyoruz:

“Türk Vatanı’nı ele geçirmek fikrini, Türkü esir etmek hayalini genel, büyük bir ideal haline getirmeye çalışanların layık oldukları kötü sondan kurtulamadıklarını gözlerimizle gördük... Kendilerine bir milletin geleceği emanet edilen adamlar, milletin kuvvet ve kudretini yalnız ve ancak yine milletin gerçek ve ulaşılabilir çıkarları yolunda kullanmakla yükümlü olduklarını bir an hatırlarından çıkarmamalıdırlar. Bu adamlar düşünmelidirler ki, bir memleketi ele geçirmek; o memleketin sahiplerine egemen olmak için yeterli değildir. Bir milletin ruhu ele geçirilmedikçe, bir milletin azmi ve iradesi kırılmadıkça, o millete egemen olmanın imkanı yoktur.” (BİTTİ)