Atatürk Havalimanı
Danıştay 13. Dairesi, İstanbul’daki Atatürk Havalimanı’nın yerine yapılmaya başlanan millet bahçesinin dayanak aldığı ihaleyi iptal etti.
Hatırlayınız; 2022 yılının Nisan ayında davet usulüyle, -Limak, Kolin, Mapa, YSE, YDA ve Yapı ve Yapı şirketlerinin katılımıyla- Atatürk Havalimanı’na millet bahçesi yapılması için ihale düzenlenmiş; Yapı ve Yapı, 2 milyar 127 milyon 978 bin liralık teklifiyle ihaleyi almıştı.
Ancak ihale, usul açısından İBB tarafından mahkemeye taşınmıştı.
Bu çerçevede, TOKİ ve Çevre Bakanlığı’na karşı açılan davada, Ankara 16. İdare Mahkemesi, 7 Eylül 2023’te ihalede hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varmış; ancak İBB, temyize gitmişti.
İvedilik meselesi
Davaya konu olan ihaledeki davet usulü, Kamu İhale Kanunu 21. maddesinin b bendindeki şu istisna hâle dayandırıldı:
“Doğal afetler, salgın hastalıklar, can veya mal kaybı tehlikesi gibi ani ve beklenmeyen veya yapım tekniği açısından özellik arz eden veya yapı veya can ve mal güvenliğinin sağlanması açısından ivedilikle yapılması gerekliliği idarece belirlenen hallerde veyahut idare tarafından önceden öngörülemeyen olayların ortaya çıkması üzerine ihalenin ivedi olarak yapılmasının zorunlu olması” hâli.
Ancak temyiz başvurusuna bakan Danıştay 13. Dairesi, 21. maddedeki bu hâlde yapılacak ihale için ivedilik şartı arandığını, çünkü burada önceden öngörülemeyen veya yapım tekniği açısından özellik arz eden durumlar olduğunu belirtti.
Atatürk Havalimanı’ndaki ihalede ise, hem millet bahçesi ve çevre düzenlemesi işinin yapım tekniği açısından özellik arz ettiğinin idare tarafından teknik veri ve dökümanlarla kanıtlanamaması hem de ihalede teklif istenen firmaların tamamının yapı ve inşaat firmaları olduğuna, dolayısıyla yapım tekliği açısından özellik arz eden proje için özel bir nitelik taşımalarının gözetilmediğine dikkat çekildi.
Neticede, Danıştay 13. Dairesi, ihalenin iptaline oy birliğiyle karar verdi.
Kamu yararı
Danıştay, Cumhurbaşkanlığının “Birinci 100 günlük İcraat Programı” kapsamında bir proje olmasının, ivedi olarak tamamlanmasına gerekçe olamayacağını belirtti, ki bu davanın siyasal iktidara en önemli mesajı budur.
Bir projenin Cumhurbaşkanı tarafından önem arz etmesi, siyasi gayeler taşıması, onu hukuken ivedi yapmaz. Siyasi gayeler, hukuktan yeğ değildir.
Ancak ne yazık ki, bu karar da dolayısıyla bu mesaj da pistlerinin üzerine çoktan spor sahaları yapılmış olan Atatürk Havalimanı’nı kurtaramadı.
Beş yıl önce yerel seçimlerde iktidarın İstanbul ihanetlerini uzun uzun konuşmuştuk.
Her ne kadar İstanbul’da yer alıyor olsa da dünyanın en eski 10 havalimanı arasında yer alan, halen işler vaziyetteki, stratejik değeri, konumu ve niteliği açısından son derece önemli olan Atatürk Havalimanı’nın yıkılması, yalnızca İstanbul’a değil, tüm Türkiye’ye ihanettir.
Peki bu ihanetin sorumlusu kimdir? Sorumlular, ihanetlerinin hesabını verecek midir?