Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Serap BESİMOĞLU

Serap BESİMOĞLU

Atatürk olmanın gücü

Kalbinde vatan aşkı duyan ve her iki dedesi de İstiklal Harbi gazisi olan bir Türk kadını olarak, bu cennet vatanı bölmeye çalışan ya da bu oyunların içinde yer alan insanların haberlerini okuduğum her gün, içine düştüğüm hayal kırıklığı beni mutsuz ediyor. Yaşanan çalkantılı süreçler, basının güçlü kalemlerine söylenen sözler, usta kalemlerin susturulması ve en önemlisi Atatürk’e saldırışlar bunların hepsi beni hem bir vatandaş hem de bir yazar olarak üzüyor, buruyor, yoruyor.

Öte yandansa Çanakkale’de destanlaşan bir ecdadın torunu olmak, zaferlerle dolu bir tarihin ve tarih yazarlarının soydaşı olmak, Tunceli’de, Ağrı’da, Bingöl’de, Hakkari’de gözünü kırpmadan vatan uğruna ölen Mehmetçiğin kardeşi, fikirdaşı olmak beni onurlandırıyor. Kısacası bu ikilemden kurtulmak için yine onun ilkelerine, düşüncelerine, sözlerine sığındığım ulu önderi, yolumuzu aydınlatan Atatürk’ü yazmak istiyorum. Çünkü ne kadar yazılıp çizilse, ne şekilde yazılıp çizilse, resmini de yırtsalar, heykelini de kırsalar, o kadar özel ve o kadar öte gidiyor...

Bugün hâlâ O’nun aydınlık yolunu anlamak ve görmek yerine, O’nu eleştirmek O’nun doğrularını ülke yararına korumak dururken, hâlâ onunla uğraşmanın çaresizliğini ve yoksunluğunu anlayamıyorum.
“Atatürk vurgulanmalı, Atatürkçülük değil”  diye düşünen zihniyetlerin  böyle bir polemik içinde olmalarını anlamak mümkün değildir.

Bugün kısaca, Atatürkçülük diye tabir edilen O’nun sözleri ve devrimleriyle getirdiği, yeni düşünce sistemi ve önümüzde açtığı yeni yolu O’ndan ayrı düşünmek, O’ndan ayrı anlamak ve algılamak mümkün değildir.

Eğer bugün bu yolun yolcuları olmasaydık, ülke değerlerini, ilkelerimizi, kültürümüzü, sanatımızı, bilim ve cumhuriyetimizi korumasaydık, bugün ne Türkiye Cumhuriyeti ne de düşüncesini doğru ya da yanlış söyleyebilen insanlar, özgür Türkiye’nin aydınlık penceresinden bakıyor olamazlardı. Kültürler beşiği Anadolu’nun sahibi olmak ayrıcalığı sadece Türk milletine nasip olunmuştur.  Sevgili okurlarım, bugün dünya üzerinde oynanan oyunlar, savaşlar ve özellikle Türkiye’miz üzerinde oynanan oyunlar, Atatürk’ün ölümünün üstünden azımsanmayacak bir süre geçmesine rağmen, Atatürk karşıtlarının ve dar zihniyetin istemeseler de O’nun dehası ve ilkeleri karşısında aciz kalmaları, kendilerini Atatürkçü göstermek zorunda hissetmeleri, Mustafa Kemal’in geçici varlığını aşan bir gücün dipdiri kaldığını tüm dünya ve herkese göstermiyor mu?

Atatürk-Atatürkçülük birbirinden ayrı düşünülemez. O’nun gücünü hâlâ yitirmemiş olması, seneler önce söylediklerinin, günümüzle buluşuyor olması bazı kesimlerin görmek istemediği; aslında O’nun yüzyılımızın adamı, yaşamakta olduğumuz çağın adamı olmasıyla ilgilidir. Biz istesek de istemesek de birileri istese de istemese de, çağımızın koşulları O’nu yaşatacaktır. Çünkü O; bu çağın düşüncesiyle buluşan demokrat, aydınlık ve ileri görüşlü bir liderdir. Yeniliklerin gerisinde duracak değiliz. Dünya müthiş bir süratle ilerliyor. Elbette ki biz de milletçe bu süratin gerisinde kalamayacağımız içindir ki; Atatürkçülüğün de dışında ve gerisinde kalamayacağız. İşte tam bu noktada O’na saldırılacağına, O’nu anlamak ve O’nun süratinin gerisinde olmamak gerekiyor. Bir çok kez yazmıştım yine bıkmadan, usanmadan  yazacağım, O’nunla uğraşmaktansa, O’nu anlayarak çağı yakalayabiliriz. Bu geceyle gündüz kadar nettir.
Ne mutlu Türküm diyene...

Yazarın Diğer Yazıları