Sizlere Türkiye Cumhuriyetinin nasıl kurulduğunu ve kimin kurduğunu anlatmayacağım.  Anlatmama da gerek yok. Okuma yazma bilen veya okula gitmiş her Türk vatandaşı bilir ki Cumhuriyet Atatürk’ün kurduğu ve günümüzün en gelişmiş rejim şekli olduğudur.
Ancak bunlara karşı olan borcumuzu ödeme yerine inkâra yönelişimizin manidarlığıdır. Ey sizler hem Cumhuriyetin nimetlerinden faydalanacak, hem de Cumhuriyeti tahribe ve kurucusunu karalamaya devam edeceksiniz. Bu da gösteriyor ki ya çıkarcı ya da nankörsünüz.
Tarih kitaplarını şöyle bir karıştıracak olursak görülecektir ki, Osmanlı devletinin son zamanlarında topraklarımız yer yer işgal edilmiş, ırz ve namusumuz kirletilmeye başlanmıştı.
Bütün bunlar olurken Ege bölgemizde bazıları din adına fetvalar vererek, Yunan’ı davet ederek, her şeyi düşmana peşkeş çekmede bir beis görmüyordu. Din elden gidiyor diye düşmana değil de Millî Mücadele’ye katılan askerlere saldırıyorlardı. Şimdi ise Yunanlılarla savaşmadık diyerek yaptıklarını saklamaya çalışıyorlar.
İstanbul’da bazı basın ve aydınlar İngiliz mi, yoksa Amerikan mandasına mı girelim diye tartışma içerisinde âdeta varlıkları da dâhil her şeylerini düşmana verir olmuşlardı. Doğuda çıkarlarının ellerinden gideceği korkusuna kapılan bazı aşiretler, İngiliz uşaklığına soyunarak isyan üzerine isyan çıkarıyor, gerekçe olarak da dinin kaldırılacağını ileri sürüyorlardı.
Düne kadar kardeş gibi geçindiğimiz Ermeniler kışkırtmalarla devlet kurma hevesine kapılarak oluk oluk Türk kanı akıtırken, Çerkez Ethem Yunan’a iltihak ediyor, taraftarları ise askerden firar edip köyleri yağmalıyor, namuslarımıza tasallut oluyorlardı.
Bütün bunlar devam ederken bir yiğit Türk evladı çıkıyor, kendisine verilen tüm nimetleri elinin tersiyle iterek halkıyla birleşip, Türk’e kefen biçenlerin kefenini biçiyordu. Ne kadar asi, ne kadar kandırılmış, ne kadar çıkarcı ve ırkçılık yapanlar olsa da, bunlara karşı vatanı için, namusu için inanan halkımız cepheden cepheye koşarak atasını yalnız bırakmayıp bu ülkeyi ve Cumhuriyeti bize hediye ediyordu.
Öyle ki bu gün birlikte olup onlara uşaklık yapma adına kapılarında nöbet tutturulmaya çalıştıkları Avrupa’dan ve ülkelere demokrasi götürdüğünü iddia eden ABD’den daha çok haklara çok daha önce kavuşuyorduk.
Kurulan Cumhuriyetle birlikte oluşan başıbozukluk giderilip, yasaların ışığında kontrol edilir hale getiriliyor,  düzenli orduya geçiliyordu. O alaylar ki bu toprakların asli sahipleri olan Türkmenleri inançlarından dolayı zulme tabi tutup, dağları mesken etmelerine sebep oluyordu. Bu zulmü sonlandıran Atatürk’e karşı oluşan sevgi ki Türkmenlerin bulunduğu her ortamda Atatürk’e olan bağlılığı ve kimsenin zorlamamasına neden olmaksızın resimlerinin asılmasına vesile olmuştur.
Diğer bir olay da insanların inançlarından dolayı sömürülmesine geçit verilmemesidir. Atatürk’ün gerçek İslamiyet’in öğrenilmesi için kurduğu Diyanet İşleri Başkanlığının yanında,  bugün dahi en kıymetli eser olan Kuran’ın Türkçe tefsirini Elmalı Hamdi hocaya hazırlatmış olmasıdır.
Acı olanı ise o günkü olayları tersinden okuyan ve okutturanlar, bugün bir yerlerinde kışkırtmaları ve gelecek kaygısı adına sağ kulaklarını sol elleriyle göstermeye devam ediyorlar.
Atatürk’ün ölümünü müteakiben, kurduğu Cumhuriyetin nimeti olan demokrasiyi kullanarak paralardan resimlerini kaldırtanlar ile yaptıkları ihtilallarle Atatürkçülüğü anlatıyoruz diye insanları Atatürk’e düşman edenler, bu milletten daha yaşarlarken gereken dersi
almışlardır.
Bugün ise çeşitli bahanelerin arkasına sığınılarak resepsiyonların iptali, Cumhuriyet bayramının kutlanılmaması ve her yıl 10 Kasım tarihinde yapılan Atatürk’ü anma toplantılarının Milli Eğitim Bakanlığınca yapılmaması son bir yıla sığdırılan manidar olaylardır.
Yaptıklarının yanlarına kâr kaldığını zannederek cesaretlenenler politikalarını bir adım daha ileri götürerek, maziyi deşelemeye başlamışlardır. Bu tavırlarıyla kendilerinin demokratik, olaylara insancıl yaklaştıklarını söyleyerek, Atatürk’ü ise katliamcı gösterip Türkmenlerin gönlünden ve gözünden düşürmeye çalışmaktadırlar. Buldukları birkaç ateist ve çıkarcı Türkmen’i de piyasaya sürerek Cemevlerinden Atatürk’ün resimlerini indirtilmesi gerektiğini söylettirmeye başlamışlardır.
Yarınlar için Atatürk ve Cumhuriyete karşı ne gibi planlar yapılıyor bilemem. Bildiğim ise hedeflerine varmak isteyenlerin daha çok şeyler yapacağıdır. Unutulan ise bu milletin Cumhuriyetin getirdiği demokrasinin tadını aldığını, aldığı bu tadı ve tattıranları unutmayacağıdır.