ATATÜRK VE TÜRK KADINI

ATATÜRK VE TÜRK KADINI
Dünya Emekçi Kadınlar Günü ve Atatürk’ün kadınlarımıza bakışı

Ey kahraman Türk kadını sen yerde sürünmeye değil omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın. Mustafa Kemal ATATÜRK

Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün nezdinde Türk kadını ayrı bir yer tutar. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle hazırladığımız yazı dizimizde, Atatürk’ün çeşitli vesilelerle kadınlarımız hakkında yapmış olduğu değerlendirmeleri muhtelif kaynaklardan yaptığımız derlemeler ışığında aktaracağız.
Yeryüzünde çeşitli vesilelerle bir takım günler ihdas edilmiştir. Uluslararası olarak kabul edilen, dünya devletleriyle birlikte kutladığımız, Anneler Günü, Babalar Günü, Kadınlar Günü gibi. Elbette bizim de kendimize özgü, milli ve dini bayramlarımızın dışında kutladığımız günlerimiz vardır. İşgale uğrayan şehirlerimizin kurtuluş günleri, 18 Martımız(Çanakkale Deniz Zaferi), 23 Nisanımız(TBMM’nin Açılışı), 30 Ağustosumuz(Büyük Zaferin kazanılması), 9 Eylülümüz(İzmir’de düşmanın denize dökülüşü) ve 29 Ekimimiz(Cumhuriyetimizin kuruluşu) ve daha niceleri... Bu günler; Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde gerçekleşen Türk’ün varoluş günleridir. Bugünlerin kazanılması elbette kahraman subaylarımız ve Mehmetçiklerimizin olağanüstü şartlarda, olağanüstü mücadeleleri sayesinde gerçekleşmiştir. Ancak burada unutulmaması gereken; Atatürk’ün  “Dünyada hiçbir milletin kadını ’Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar himmet gösterdim’diyemez” dediği KADINLARIMIZ, gerek cephelerde gerek cephe gerisinde kendi canları bir yana, minik yavrularının bedenlerini bile kurtuluş için feda etmişlerdir.
Bildiğiniz gibi Mart ayının 8’inci günü, “Dünya Kadınlar Günü” ya da “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” adı altında her yıl ülkemizde de kutlanır. Nedir bu kadınlar günü? Kısaca hatırlatalım. 8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 129 kadın işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10.000’i aşkın kişi katıldı. 26-27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka’nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart’ın “Internationaler Frauentag” (International Women’s Day- Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oy birliğiyle kabul edildi. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı yılları arasında bazı ülkelerde anılması yasaklanan Dünya Kadınlar Günü, 1960’lı yılların sonunda Amerika Birleşik Devletleri’nde de anmaya başlanmasıyla daha güçlü bir şekilde gündeme geldi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak anılmasını kabul etti. Türkiye’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlandı.  (Devam edecek)