Atatürk'e dönüş

Atatürk'e dönüş
Sevinerek yazıyoruz ki, her kesimde Atatürk çok önemsenir hale geldi.

İsterseniz önce Suriye konusundan başlayalım. İktidar hayali söylemlere son verdi. Döndük yüzümüzü "Yurtta sulh, cihanda sulh"e!

Yine iktidarın camide, mahkemede, kışlada siyasete son sloganı Atatürk'ün lafıyla birebir örtüşüyor. Fetullahçı gruba "Başları secdeye değiyor diye inanmıştık. Ne kadar yanıldığımızı gördük" açıklamaları yine Atatürk'e döndürdü yüzleri. Ne diyordu Atatürk; "Türkiye şeyhler, şıhlar, cemaatler ülkesi olamaz!"

 Atatürkçülük zaman içerisinde bir ivme daha kazandı...

Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.

Görüldü ki; yargıya, üniversiteye, camiye, askere yerleşsen de sonucun hüsran!

(...)

Cumhurbaşkanı Erdoğan kaç yıl sonra 'Aziz Atatürk' dedi... O kadar sevinçliyiz ki...

Yalçın Bayer Hürriyet

*****

GÜNÜN SORUSU

------

İstanbul Valiliği açıklama yapıyor:

"Şehitlerin mukaddes hatıralarına duyulan saygıdan dolayı Zafer Bayramı  94. yıldönümü resepsiyonu iptal edilmiştir."

Vatandaş soruyor:

- Zafer Bayramı zaten bu ülkeyi esaretten kurtaran şehitlerin mukaddes hatıralarına saygı için değil miydi?

Melih Aşık Milliyet

+++++++

Batı emperyalizmine

karşı özgürlük ateşi

-------

20'nci Yüzyıl'ın başları...

Mehmet Akif'in "Medeniyet denilen tek dişi kalmış canavar" dediği Batılı ülkelerin temsilcileri Türk ulusu için idam fermanı vermişti.

Türk ülkesi parçalanacak, İngiltere, Yunanistan, Fransa, İtalya ve Ermenistan tarafından paylaşılacaktı.

Böyle bir kararla İstanbul'u ve Anadolu'yu işgal ettiler.

Büyük Atatürk "Ya istiklâl, ya ölüm!" dedi ve tarihin görmediği eşsiz bir mucize yarattı.

Ordusu dağıtılan, yurdu düşman çizmeleri altında çiğnenen Türk ulusu Atatürk'ün önderliğinde üç buçuk yıl savaşarak tüm düşmanları yurttan attı.

30 Ağustos Zaferi, akılları durduran bu başarının altın tacıdır.

***

Zaferden kısa bir süre sonra Pakistan'ın büyük lideri Muhammed Ali Cinnah, Londra'da şunları söylüyordu:

"Bizi ve her kıtada yaşayan tutsak ve mazlum ulusları bundan sonra kimse tutamaz. Mustafa Kemal ve Türkler, kendileri için hazırlanan tabutu işgalcilerin başına geçirmiştir!"

Evet, Atatürk, Batı emperyalizmine diz çöktürerek dünyadaki tüm mazlum uluslara örnek olmuş, hepsinde özgürlük ve bağımsızlık ateşini yakmıştı.

Atatürk'ü örnek alan Muhammed Ali Cinnah, daha sonra Pakistan devletinin kurucusu oldu.

***

Hiçbir millet, başka bir millete özgürlük ve bağımsızlık vermez. İstiklâl ve hürriyeti milletlerin kendisi alır.

Gücü olmayan bir millet, mahkûm ve esir durumdadır ve güçlü devletlere yem olur!

Yüz yıl önce çeşitli dalaverelerle Türk ulusunu yok etmek isteyen kahpeler, şimdi de PKK'yı, PYD'yi, IŞİD'i ve FETÖ'yü kullanarak aynı sinsi ve çirkin oyunu sergilemek istiyorlar. Fakat... Dayağı yediler ve çok daha ağır dayakları yemeye devam edecekler!

Rahmi Turan Sözcü

********

"Rusya'nın Türkiye ile kader birliği"

-------

Rus analistin Putin-Erdoğan görüşmesinde ele alınan maddeleri anlattıktan sonra "Devlet Başkanımız sayın Erdoğan'a bir de temennide bulundu" dedi ardından da bir tahminde bulundu.

Anlattığına göre Putin "Şu anda siz de biz de hem Amerika hem de Avrupa Birliği tarafından itilmiş ülkeler durumundayız. O halde bu durumda daha sıkı işbirliği içinde olmamız gerek. Yani koşullar bizi birlikte hareket etmeye zorluyor" demiş.

Putin'e göre Türkiye ile Rusya her konuda anlaşamayabilir, ancak adeta bir kader birliğine zorlanmış iki ülke olarak bu gelişmeyi daha iyiye doğru değerlendirmek gerekiyor.

(...)

Putin Erdoğan'a mevcut koşullarda Türkiye'nin Rusya, İran, Çin ortaklığı içinde olamayacağını anlatmış.

Rus analist "Türkiye'nin NATO ülkesi olması ve Amerika ile sanıldığının çok ötesinde işbirliğinin bulunması zaten böyle bir yapılanma içinde olmasını önlüyor" dedi.

Gelelim Rus analistin yaptığı ve daha sonra doğru çıkan tahmine.

Bu görüşme 9 Ağustos'ta yapılmıştı. Rus analist "Erdoğan darbe olayını çok iyi bir fırsata çevirdi. Şimdi Suriye'ye bir şekilde asker sokmak istiyor. Ancak bunun için askere hakim olduğuna inanması gerek. Askerin artık kendisi için bir tehdit olmadığını anladığı an Suriye'ye girecektir. Sonu ne olur bilemem" dedi.

Bundan 15 gün sonra Türk askeri Suriye'den içeri girdi.

Can Ataklı Korkusuz

*******

Anıtkabir'de iktidarın katıldığı törene gelen komutanların üstü aranmış... Vatanı emanet ettiği komutanlara şahsen güvenmemek de bu iktidara mahsus bir özellik olsa gerek!

Akif Kökçe Miliyet (Açık Pencere)

********

Harvard deneyinin çok tuhaf sonuçları

-------

1971 yılında Harvard Üniversitesi'nin Psikoloji Bölümü'nde öğrencilerle ilginç bir deney yapıldı. İki gruba ayrılan 24 Harvard öğrencisi, okulun bodrum katında sahte bir hapishaneye yerleştirildiler. Yarısı mahkûm, diğer yarısı sonsuz yetkili gardiyanları oynayacak, bunun davranış ve hisler üzerindeki etkileri araştırılacaktı.

Üniformalar giyildi, mahkûmlara numaralar verildi vesaire.

Aslında yaşanılacak tecrübe, bir tür uzun metraj piyes olacaktı. Ama başka bir şey oldu!

Hepsi özellikle sorunsuz, dengeli öğrenciler arasından seçilen denekler, kendilerini rollerine fazla kaptırdılar. Gardiyanı oynayanların üçte biri gereksiz yere zalim ve baskıcı davranışlar göstermeye, hatta sadistleşmeye başladı. Mutlak güç onları hemencecik bozuverdi. Mahkûmu oynayanların ise çoğu birkaç gün gibi kısa bir zamanda psikolojik bozukluklar, ardından da saldırgan tavırlar göstermeye başladı!

Gardiyanların "denetlenemez otorite"si ve bunun etkisiyle duygusal olarak hasar görüp olay çıkaran "mahkûmlar" sebebiyle 2 hafta planlanan deney 6 günde sonlandırıldı!

(...) Gücü, otoriteyi mutlak ve tek bir noktada toplar, dengelemez, denetlemezseniz, toplumun bir kesimini "ezen, baskı yapan", diğer kesimini "ezilen, haksızlığa uğrayan" hale getirirseniz ne olacağı bellidir. Bırakın FETÖ'yü, Kanarya Sevenler Derneği'nin bile mutlak güç, imtiyazlı topluluk, otorite figürü, denetlenemez karar verici haline getirilirse, ne yapacağı bellidir. Kanarya sevmeyenleri, hatta kanarya sevmez görünenleri, bir noktadan sonra evde en az 3 kanarya beslemeyenleri ezecek, üzerlerinde baskı kuracak, hedef gösterecek, isim takacak, onlara eziyet edecektir!

Bu yüzden devleti, bürokrasiyi, adaleti, orduyu yeniden yapılandırırken hiçbir gruba, yaşam tarzına, hiçbir tarikata, hiçbir tenis kulübü üyeliği ya da göz rengine iltimas geçilmemesi gerekir! Yoksa birileri Harvard deneyindeki gardiyanlar, diğerleri de mahkûmlar haline gelecektir illa ki. Sonrası malum...

Gülse Birsel Hürriyet

*******

Hristiyanken kaç insan kestin?

-------

Yanlış hatırlamıyorsam Tuğçe kızımız bir ara Yunan bir oğlana takılıp geçici süre için Hıristiyan olmuştu.

Merak ediyorum geçici Hıristiyanlığı sırasında gizli gizli kurban kesmeye devam etti mi?

"Kurban kesmeyelim de birbirimizi mi keselim" dedi ya... Acaba Hıristiyanlığı sırasında kurban kesmeyince kaç insan kesti...

Bak kızım, ben sana "Neden kurban kesiyorsun" diye sormadım. Benim annem babam yıllarca kurban kesti. Kurban kesen insanlara saygım da tamdır.(...) Benim derdim onlarla değil, senin bu saçma sapan sözlerinle. Dünyayla biraz ilgilenseydin, bugün Ortadoğu'da kimin kimi kestiğini görürdün!

Ertuğrul Özkök Hürriyet

******

Terör tehlikesi artıyor

 -------

Cerablus'tan sonra Menbiç'i almayı hedefleyen ÖSO'yu desteklemekte olan Türkiye "IŞİD ve PYD beraber hareket ediyorlar" dedikten sonra "IŞİD'e odaklanma nedeniyle" operasyona ara vermesi anlaşılır bir durum değildir.

 Türkiye'nin Suriye'deki savaşa aktif olarak katılması, Esad muhalifleriyle birlikte Cerablus ve çevresini alması ülke için yeni riskler ortaya çıkarmıştır. Ancak... Buna başladıktan sonra "inandırıcı görünmeyen bir nedenle" geri adım atmak çok daha zor bir durum yaratabilir.

 Terör örgütlerinin cüretini arttırabilir.

 ABD'nin "artan terör tehlikesi nedeniyle Türkiye'deki vatandaşlarını bir kez daha uyardığını" da unutmayalım!

Güngör Mengi Vatan

*****

 Sütlü tatlı güvenlik(!)

------

Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, geçenlerde Saray'a başdanışman olarak atandı malum. Tanrıverdi, kurulduğu 2012'den bu yana Sadat AŞ'nin yönetim kurulu başkanlığını yürütüyordu.

Daha önce ilgilenenler anımsar; Sadat, gayrinizami harp kursu sattığını; daha önemlisi şirketin sunduğu hizmetlerin Türk mevzuatı çerçevesinde tam karşılığı bulunmadığını kendi internet sitesinden ilan etmiş bir şirket.

Yönetim ve danışman kadrosunda, ASDER kurucusu eski TSK mensuplarının yanı sıra, öğretim üyeleri, gazeteciler yer alıyor.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Tanrıverdi'yle ilgili tasarrufu, şirketin görev dağılımında değişikliğe yol açmış. Bu değişimlerin izini, Ticaret Sicili gazetesinde görünce paylaşalım istedik.

26 Ağustos 2016 tarihli kayda göre Sadat yönetimi, 15 Ağustos'ta(...)  Adnan Tanrıverdi'nin istifasını kabul ediyor. Başkanlığa Ali Kamil Melih Tanrıverdi'yi, başkan yardımcılığına da Prof. Mehmet Zelka'yı getiriyor. Yönetim kurulu üyeleri ise Mehmet Naci Efe, Haluk Yıldırım ve Adnan Tanrıverdi olarak belirleniyor.

***

Son karardan anlaşılıyor ki, Adnan Tanrıverdi'nin Sadat ile bağı kopmamış. Cumhurbaşkanı başdanışmanı, başkan değilse bile şirkette yönetim kurulu üyesi olarak söz sahibi olmayı sürdürüyor.

Peki, şirketin yeni yönetim kurulu başkanı Ali Kamil Melih Tanrıverdi ile selefi Tanrıverdi arasında bir akrabalık bağı var mı?

Bu konuyu bir soru işareti olarak kayda geçirip diğer bir ilgi çekici ayrıntıdan söz edelim: Yeni başkan Ali Kamil Melih Tanrıverdi'nin adı "Trileçe Dünyası" diye bir şirkette de geçiyor.

Trileçe özellikle son iki yıldır ülkemizde de popülaritesi artan sütlü, hafif bir tatlı malum. Eğer iki şirketin patronu aynı Ali Kamil Melih Tanrıverdi'yse, özel harp teknikleri ile sütlü tatlılar arasındaki bağlantıya hep birlikte kafa yorabiliriz. Ya da hiç kafa yormayız,"sermaye böyle bir şey" der geçeriz...

Çiğdem Toker Cumhuriyet