ATATÜRK’TE OKUMA TUTKUSU

ATATÜRK’TE OKUMA TUTKUSU
ATATÜRK’TE OKUMA TUTKUSU

’Paşam, 19 Mayıs’ta kitap okuyarak mı Samsun’a çıktın’

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çocukluğunda başlayan kitap tutkusu, savaş zamanı cephede bile sürmüştür. Öyle ki Atatürk’ün, okuduğu kitap sayısının 3 bin 997 olduğu tespit edilmiştir. Bu okuma öyle sıradan bir okuma değildir. Her bir kitap satır satır okunmuş ve önemli görülen yerlerine notlar düşülmüştür. Bu yazı dizimizde çeşitli kaynaklardan ve Leman Şenalp’in Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi’nde yayımlanan Atatürk’ün okuma tutkusu, nasıl ve ne tür kitaplar okuduğu; kendisinin yazmış olduğu kitaplar hakkında yaptığımız bir derlemeyi aktaracağız.
Parasının yarısını kitaba verirdi
Sırtından üniformayı çıkarıp sivil hayata geçince okumaya ayırdığı zamanı daha da artırmıştır. Atatürk’ün hizmetinde bulunanlardan Cemal Granada, Atatürk’le Vasıf Çınar arasında geçen bir konuşmayı anlatırken; O’ndaki okuma alışkanlığının çocukluk yaşlarında oluştuğunu belirler ve şöyle der: "Atatürk’ün elinden boş zamanlarında tarihle ilgili kitapların düşmediğini hatırlarım. Bir gün yine Atatürk, tarihle ilgili kalın bir kitap okuyordu. Öylesine dalmıştı ki, çevresini görecek hali yoktu. Bir sürü yurt meselesi dururken devlet başkanının kendini tarihe vermesi, Vasıf Çınar’ın biraz canını sıkmış olmalı ki, Atatürk’e şöyle dediğini duydum;
- Paşam!.. Tarihle uğraşıp kafanı yorma... 19 Mayıs’ta kitap okuyarak mı Samsun’a çıktın?
 Atatürk, Vasıf Çınar’ın bu çok samimi yakınmasına gülümseyerek şöyle karşılık verdi:
 -Ben çocukken fakirdim. İki kuruş elime geçince bunun bir kuruşunu kitaba verirdim. Eğer böyle olmasaydım, bu yaptıklarımın hiç birisini yapamazdım.
Kitap okumayı sokakta
oynamaya tercih ederdi
Atatürk’ün yüzyılımızın önde gelen kişileri arasında yer almasında, kuşkusuz O’nun askerî dehası, devlet adamlığı yanında bir düşün adamı olmasının da büyük payı vardır. Atatürk’ün hayatı boyunca neler okuduğunu, nasıl okuduğunu ancak, yakın çevresindekilerden ve kendi anılarından öğrenebiliyoruz. 1881 yılında Selanik’te dünyaya gelen Mustafa Kemal, okuma çağına gelince, babası Ali Rıza Bey, "Adam olmak için okumak, öğrenmek şarttır. Başka çaresi yoktur." sözleriyle, O’nu okumaya özendirmiştir. Belki de bu sözler, küçük Mustafa’da okuma ve öğrenme merakının uyanmasında önemli bir etken olmuştur. Daha ilkokul öğrencisi iken, kitap okumayı, sokakta oynamaya yeğlediğini mahalle arkadaşı Âsaf İlbay’ın anılarından öğreniyoruz.
Yabancı dil bilmenin
gereğine inanıyordu
Askerî ortaokulda öğrenimini sürdürürken, sadece ders kitaplarıyla yetinmediği, yerel dergi ve gazeteleri de izlediği, o günlerde Selanik’te çıkan "Çocuklara Rehber" adlı haftalık bir derginin fen ve matematik konularında açtığı yarışmaları kazananların başında Mustafa Kemal adının görülmesinden anlaşılıyor. Mustafa Kemal, Manastır Askerî Lisesi’ne devam ederken, dersleri dışında, vatan ve özgürlük  kavramlarını işleyen Namık Kemal’in eserlerini Mehmet Emin Yurdakul’un ve Tevfık Fikret’in şiirlerini durmadan okuyor, hatta ezberliyordu.
(Devam edecek)