ATATÜRK’ÜN ANKARA’YA GELİŞİ – 11 –

ATATÜRK’ÜN ANKARA’YA GELİŞİ – 11 –
Başarının doğrudan milletle temas etmekle mümkün olacağına inandı

esat-atalay-001.jpg
Mustafa Kemal Paşa Ankara’da, Millî Mukavemet’in Millet Meclisi’nin var olduğu bir düzen içinde yürütülmesini davanın haklılığını ve meşru bir zemin üzerine oturtulduğu fikrinin içte ve dışta benimsenmesini sağlamıştır. Anadolu’da başlayan Millî Mücadele’nin Padişah’a ve İstanbul Hükümeti’ne karşı bir isyan hareketi değil, yok edilmeye çalışılan bir milletin meşru savunucusu olduğunu isbat için böyle bir çalışma gerekli görülmekteydi. 3 Ocak 1920’den itibaren Ankara’ya gruplar halinde gelen mebuslar, Mustafa Kemal Paşa ile görüştükten sonra İstanbul’a gitmeye başladılar. Ankara’ya gelen mebusların çoğu, İzmir ve Balıkesir hariç olmak üzere Batı Anadolu Mebusları idi. Sivas’ta, Heyet-i Temsiliye üyeleri ile komutanların birlikte aldıkları karara göre, Mustafa Kemal Paşa’nın Erzurum’dan Meclis-i Mebusan azası olarak seçilmesine rağmen, İstanbul’a gitmemesi ve Ankara’da Heyet-i Temsiliye’nin başında kalması; Sivas’tan seçilen H. Rauf Bey’in İstanbul’a giderek toplantıya katılması kararlaştırılmıştı. Bu kararların isabetliliği, Meclis-i Mebusan’ın dağıtılması ile daha açık bir şekilde ortaya çıkmış oluyordu. Mustafa Kemal Paşa Millî Mücadele hareketinin başarıya ulaşmasını doğrudan doğruya “milletle temas” etmekle mümkün olacağına inanmıştır. Kendi ifadesi ile söylemek gerekirse o; “Anadolu varlığına derhal karışmayı ve onlarla birlikte hareket etmeyi” faydalı ve lüzumlu görmüştür. Savaş boyunca millî birliğin oluşmasını sağlayacak vasıtalardan birisinin de basın olduğunu çok iyi bilen Mustafa Kemal Paşa, bu konudaki hassasiyetini daima muhafaza etmiştir. İrade-i millîye ve Hakimiyet-i millîye gazetelerinin çıkarılmasını sağlayarak halk oyunun aydınlatılmasına çalışmıştır. Özellikle Ankara’da Hakimiyet-i Millîye’nin yayınlanması ile Türk halkoyunun yanlış yollara sürüklenmesi önlenmeye çalışılmış, millî birliği tehlikeye düşürecek iç ve dış yayınlara karşı milletin uyarılması düşünülmüştür. Ayrıca bu sayede, Millî Mücadele hareketini başarıya götürecek kararlar kısa zamanda halka ulaştırılacak ve Heyet-i Temsiliye ile halk arasındaki münasebetlerin gelişmesi sağlanmış olacaktı.Bu amaçlar doğrultusunda Mustafa Kemal Paşa, Ankara’ya gelişinin ikinci gününde Hakimiyet-i millîye’nin çıkarılmasını istemiş, gazetenin ismini de kendisi koymuştur. Gazeteyi çıkarmak için vilayetin bazı imkanlarından istifade edilmiş ve 10 Ocak 1920 tarihinden itibaren Recep Zühtü (Soyak) Bey’in yönetiminde yayın hayatına başlamıştır. Hakimiyet-i Millîye kısıtlı maddi imkanlarına rağmen kısa zamanda en önemli haber kaynağı durumuna gelmiş, Anadolu gazeteleri tarafından sürekli kaynak olarak gösterilmiştir. Mustafa Kemal Paşa ve Heyet-i Temsiliye’nin Ankara’ya geldikleri 27 Aralık 1919’dan, Meclisi Mebusan’ın açıldığı 12 Ocak 1920 tarihine kadar geçen bu 17 günlük sürede Ziraat Mektebi’ndeki karargahta Kuvay-ı Millîye, İstanbul Hükümeti ve dış ülkelerle temas kurulmuş ilk BMM’nin açılması için gerekli şartların oluşmasına zemin hazırlamıştır.