ATATÜRK’ÜN ANKARA’YA GELİŞİ -6-

ATATÜRK’ÜN ANKARA’YA GELİŞİ -6-
Yabancı askerler, Ankara’yı bir müstemleke şehri olarak görüyordu

esat-atalay-001.jpg

Doğu illerinde Kuvay-ı Millîye ile desteklenen 15. Kolordu’nun bulunmasına rağmen, Adana’nın işgaline karşı henüz cephe kurulmamıştı. İzmir cephelerinde ise değişik ve dağınık yapıda kuvvetler ve bu başı bozukluktan kaynaklanan zararlı faaliyetler mevcut idi. O halde asıl tehlike batıda emperyalist güçlerin arkasında bulunduğu Yunan Ordusu’dur. “Bu bakımdan uygulanacak yol ve yöntem şudur ki genel durumu yönetip yürütme sorumluluğunu üzerine alanlar, en önemli hedefe ve en yakın tehlikeye elden geldiği kadar yakın yerde bulunmalıdırlar. Yeter ki bu yakınlık genel durumu gözden kaybettirecek derecede olmasın! Ankara bu şartları kendinde toplayan bir noktaydı... cepheler ve İstanbul’a demiryolu ile bağlı bulunan ve genel durumu yönetme bakımından Sivas’tan hiçbir farkı olmayan Ankara’ya gelinecekti”. Mustafa Kemal Paşa’nın yukarıdaki sözlerinde yer alan “hedefe ve tehlikeye elden geldiğince yakın olma” düşüncesi, temelsiz değildi. 750 yıl önce Anadolu’nun Fatih’leri olan Selçuklular ve Uç Beylikleri de fetihlerini daha ileriye götürebilmek için kendilerine üs olarak Bizans’a yakın yerleri seç-mişlerdi. Ankara’nın Millî Mücadele’nin merkezi seçilmesinde Mustafa Kemal Paşa’nın tarihi temellere dayanan bu ana fikrinin yanısıra İstanbul’a yakın olma ve kontrol altında tutma siyasetini takip ettiğini de görüyoruz. İstanbul ile demiryolu bağlantısı olan Ankara’dan Mebuslar Meclisinin çalışmaları daha sıkı takip edilebilecek ve gerekli tedbirler alınabilecekti. Ayrıca Ali Fuat Paşa’nın kolordu kumandanı olarak Ankara’da bulunması, emniyet ve kolaylık bakımından değerlendirilecek bir husus sayılmıştır.
Ankaralılar’ın Kuvay-ı Millîye taraftarlığı: 
Mütareke’den kısa bir süre sonra, 1919 yılı başlarında iki bölük kadar İngiliz askeri istasyonda karargâh kurarak istasyonu ve şehri işgal etmişlerdi. Daha sonra bir Fransız askeri birliği de gelmiş ve Ulus’ta yapımı henüz bitmemiş olan ilk Büyük Millet Meclisi binasına yerleşmişlerdi. 
Yabancı askerin gün geçtikçe Türk ve Müslüman halka saldırı olayları artmaktaydı. Bu olayların meydana geldiği sırada Ankara Valiliği’nin kadrosu şu şekildeydi; Vali: Muhittin Paşa, Mektupçu: Halet Efendi, Defterdar: Yahya Galip (Kargı), Polis Müdürü: Mithat Bey, Müftü: Rıfat Hoca (Börekçi) ve Jandarma Komutanı: Abdurrahman Bey. Bu kadro içerisinde sadece, Vali Muhittin Paşa, Damat Ferit taraftarıdır ve bu tavrında ısrar etmesi yüzünden Ankaralıların tepkisine sebep olmuş, Ali Fuat Paşa tarafından tutuklanarak Sivas’a gönderilmiş ve Heyet-i Temsiliye’nin huzuruna çıkarılmıştır. 
Ankaralılar, Muhittin Paşa’nın yerine Kuvay-ı Millîye taraftan olan Defterdar Yahya Galip Bey’i Vali Vekilliği’ne getirmişler, İstanbul Hükümeti’nin gönderdiği Ziya Paşa’yı ise kabul etmemişlerdir.
Yabancı askerlerin Ankara’yı bir müstemleke şehri olarak telakki edip, 93 kişinin tutuklanması ve bunun yanısıra İngiliz Muhipleri Cemiyeti’nin geliştirilme çabaları yine yabancılarla iş birliği içerisinde olan azınlıkların bir takım menfi faaliyetleri Ankaralıları harekete geçirmiştir.