ATATÜRK’ÜN TARİH GÖRÜŞÜ – 6 –

ATATÜRK’ÜN TARİH GÖRÜŞÜ – 6 –
Tarih bir milletin neler başarabilme gücünde olduğunu gösteren en doğru bir kılavuzdur

esat-atalay-001.jpg
Tarihten alınacak dersler

“Tarih hayal mahsulü olamaz. Biz daima hakikati arayan ve buldukça, bulduğumuza inandıkça ifadeye cüret gösteren insanlarız.”

(Yaşa, a.g.e. s. 57.)

“İnsanların tarihten alabilecekleri mühim dikkat ve uyanıklık dersleri; bence devletlerin umumîyetle siyasî müesseselerin teşekküllerinde, bu müesseselerin mahiyetlerini değiştirmede ve bunların çözülme ve sonlanmalarında müessir olmuş olan sebepler ve âmillerin tetkikinden çıkan neticeler olmalıdır. Meselâ, Osmanlı İmparatorluğunun doğmasını gerektiren sebep ve âmillerin tetkikinden çıkan netice mühim olduğu gibi, bu imparatorluğun batması sebep ve âmillerinin tetkikinden çıkacak netice de o kadar mühimdir. Bu tetkiklerde, şüphesiz siyasî müesseseyi kuran milletlerin her görüş noktasından harsları derecesi mütalâa olunur; şahısların müspet veya menfi tesirleri göz önüne alınır.”(1930 Afet İnan, Atatürk Hakkında H.B., s. 264.)

“Tarih bir milletin neler başarabilme gücünde olduğunu gösteren en doğru bir kılavuzdur.”

(Yaşa, a.g.e. s. 58.)

“Yolumuzu çizen içinde yaşadığımız yurt, bağrından çıktığımız Türk milleti ve bir de milletler tarihinin bin bir facia ve ıstırap kaydeden yapraklarından çıkardığımız neticelerdir.”

(Tuncor, a.g.e. s. 144.)

“Büyük devletler kuran ecdadımız büyük ve şümullü medeniyetlere de sahip olmuştur. Bunu aramak, tetkik etmek, Türklüğe ve cihana bildirmek bizler için bir borçtur.”

(Afet İnan, Atatürk Hakkında, H.B., s. 297.)

“Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.”

(Afet İnan, Atatürk Hakkında, H.B., s. 297.)

“Bir adın tarihte kalması ve ağızlarda söylenmesi için, şehirlerin temellerine sığınmak şart değildir. Tarih, zorlanmayı sevmeyen nazlı bir peridir; fikirleri tercih eder.”

(Falih Rıfkı Atay, Babanız Atatürk, s. 135.)

Hunlar, Teoman ve Mete hakkında “Asya Türk Hun İmparatorluğu’nun kuruluş tarihi Çin’de imparatorluk kuruluş tarihi ile başlar. Çin’in, M.E 13. asra ait vesikaları bunu böyle kaydeder. Ancak, bu Mete Türk İmparatorluğunun bizce malûm olabilen imparatoru Teoman’dır. Teoman, M.E. 13. asır başında yaşamış büyük bir kahramandır. Çinliler, bu kahramanın Çin’de imparatorluk kurmuş olan büyük Türk komutanlarının neslinden geldiğini iddia ederler. Teoman’ın oğlu Türk İmparatoru Mete de meşhurdur. O, doğuda Kadırgan dağlarından batıda Hazar denizine kadar, kuzeyde Sibirya’dan güneyde Himalâya eteklerine kadar geniş sınırlar içinde büyük Türk İmparatorluğunu teşkil etmiş yüksek bir Türk hakanıdır. Mete, Çin İmparatorluğu ordularını büyük meydan muharebelerinde mağlup etmiş, Çin İmparatorunu sığındığı kalede kuşatmış, ancak karısının şefaati ile fakat kendisine vergi vererek, tabiîyetini kabul eyleyerek serbest bırakmış bir Türk imparatorudur. Bence Mete çok büyüktür. Bütün Türk tarihinde Oğuz efsanesinin atıf ve isnat olunabileceği adam odur. Fakat düşünülürse Teoman, elbetteki ondan da büyüktür. Çünkü her şeyi hazırlayan odur. İskender, “Büyük” sıfatı ile anılırdı. Fakat hakikatte ondan büyük olan Filip’tir. Çünkü İskender’in muvaffakiyeti için lâzım olan siyasî ve askerî vasıtaları hazırlayan odur.

Eyüpoğullarından Selâhattin, Haçlılardan Kudüs’ü kurtarmış olmakla tanınmış büyük bir Türk’tür. Fakat ondan daha büyük olan bizzat Selâhattin’i ve onun muvaffak ordularını ve vasıtalarını hazırladıktan sonra ölen büyük Türk Nurettin’dir. Beşer tarihinde silinmez satırlarla mevcudiyetini yazdırmış olan odur.”

(Kâzım Özalp, Özalp, Atatürk’ü Anlatıyor, Milliyet gazetesi, 22. X1.1969.)