ATATÜRK’ÜN VEFATI VE YABANCI BASIN -23-

ATATÜRK’ÜN VEFATI VE YABANCI BASIN -23-
Milletinden ne bir taht istedi, ne de arkasında mirasa konacak bir varis bıraktı

esat-atalay-001.jpg
III -Orta Doğu Basınındaki Akisler

A- Suriye ve Lübnan Basını

Atatürk’ün ölüm haberi komşumuz Suriye’de de büyük yankı uyandırmış, Beyrut’un bütün gazeteleri onunla ilgili yazılar yazmışlardır.(Büyük Emevi Camii’nde Cuma namazı kılındıktan sonra, hatip kara haberi hazır bulunanlara bildirmiş ve koca cami bir an içinde hıçkırıklarla çınlamıştır. Daha sonra bütün camilerde büyük Ata’nın ruhuna hürmeten ezanlar okunmuş ve gaip namazı kılınmıştır. El Ayam gazetesi, 13 Kasım tarihli nüshasının birinci sayfasına Atatürk’ün büyük bir fotoğrafını koymuş ve vefatına dair tafsilat vermiştir. “Dünya Matbuatı”, Kurun, 14 Kasım 1938, s. 1; “Şam’da ve Beyrut’ta”, Cumhuriyet, 19 Kasım 1938, s. 3)

Suriye gazetelerinin en eskilerinden birisi olan Elifba gazetesi, yazdığı başmakalede şunları ifade etmektedir; “Atatürk bir asrın yetiştirdiği en büyük şahsiyetlerden ve en muazzam deha ve ahlaki nefsinde toplamış liderlerden birisiydi. Mustafa Kemal, mücadelesinin semeresini, mesaisini, ahlakının ve dehasının semeresini kendi milletine vakfetmiştir. Türkiye’nin gemisini müthiş ve mütenevvi fırtınalardan kurtararak sahil-i selamete erdirdi. Buna karşılık milletinden ne bir taht istedi ne arkasında mirasa konacak bir varis bıraktı. Biz Atatürk’ü beynelmilel bir insan olarak böylece tarif edebiliriz. Ancak, Türk milleti Atasının büyüklüğünü ve memleketine hizmetini daha ziyade takdir eder ve onlar bizden ziyade büyük şefin açtığı boşluğun acısını duyar...”

Halep’te çıkan El Takaddüm Gazetesindeki meşhur yazarlardan Şükrü Kender, Atatürk’ün ölümü haberine ayırdığı başmakalesinde şunları söylemiştir; “Biz Atatürk için Türkiye’nin yaratıcısı dediğimiz zaman bu sözümüzle bir mecaz veya mübalağa etmiş olmuyoruz. Avrupa siyasîlerinin uzun müddetten beri hasta adam diye vasıflandırdıkları Türkiye, harp sonunda çöküşün eşiğine gelmişti. İşte tam bu esnada bir adam çıktı hem Türklere ve hem de bütün dünyaya hitaben hayır Türkiye ölmemiştir. Onun henüz hayat damarları yaşıyor, O dirilecek ve kurtulacaktır, dedi. Atatürk, ölü zannedilen hastanın tedavisine devam etti ve Türkiye’ye bugünkü yüksek hayatını bahşetti. Bugün düveli muazzama ile at başı yürüyen kuvvetli, sarsılmaz bir Türkiye yarattı. Bugün ölen Mustafa Kemal, Türkiye’yi gerçek ölümden kurtarmış olan ve onu yoktan var eden bir yaratıcı olmak itibariyle beşerin fevkinde bir mertebeye sahip olmuştur. Şurası şüphesizdir ki, Atatürk’ün başardığı işler mucize ve harika kabilindendir... Türk milleti böylesine büyük bir adamını kaybetti ve bu kaybı telafi edilemeyecek kadar büyüktür. Yalnız Türkiye’de değil bütün cihanda misli pek az ve sınırlı sayıda yetişmiş olan nadir şahsiyetlerden biridir. Şüphesiz ki, tarih onu cihanın ölmez büyükleri arasında kaydedecektir.”

Yine Beyrut-Savtulahrar gazetesi ise, Atatürk’ün hayatı için sayfalar ayırmış ve Tük milletinin üzüntüsünü paylaşan cümlelerle taziyelerini sunduktan sonra Atatürk’ün ölümünün bütün şark milletleri için de en büyük kayıp olduğunu yazmıştır.