Atila Kaya: İstifa kararını Dokuz Işık'tan aldım

Atila Kaya: İstifa kararını Dokuz Işık'tan aldım
MHP İstanbul Milletvekili Atila Kaya, canlı yayında referandum sürecini değerlendirdi. Kaya, partideki görevinden istifasını Dokuz Işık Doktrini'ndeki 6. maddeye dayandırdı.

Başkanlık sistemine 'Hayır' diyeceğini açıklayarak partideki Genel Başkan Yardımcılığı görevinden istifa eden MHP İstanbul Milletvekili Atila Kaya, özel yayında gazeteci Ruhşen Çakır'ın sorularını yanıtladı.

Referandum sürecini değerlendiren Atila Kaya, şu an görevde olan Ülkü Ocakları Genel Başkanı dışında 80 döneminden sonra Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yapmış tüm başkanların yeni Anayasa'ya 'hayır' dediğini savundu.

İşte Kaya'nın açıklamaları:

"Azmi Karamahmutoğlu, Servet Avcı, Müsavat Dervişoğlu, Harun Öztürk, Suat Başaran, İrfan Özcan ve diğer başkanlar... Şu  anki Ülkü Ocakları Genel Başkanları dışında, 80 dönemi sonrası tüm Ülkü Ocakları eski Genel Başkanları yeni Anayasa'ya hayır diyoruz. 

MHP'NİN SEÇİM BEYANNAMESİNDE PARLAMENTER SİSTEM DESTEKLENİYORDU

Bizim somut ve objektik durum olarak bizim en sonki hem 7 Haziran hem 1 Kasım'da millete sunmuş olduğumuz bir seçim beyannamemiz var. Orada MHP'nin eksiklerinin giderilmesi suretiyle, parlamenter sistemin daha da güçlendirilerek devamından yana olduğunu ifade ediyoruz biz. Ama daha sonra bir takım gerekçelerle bu görüşten vazgeçilmiş oldu. 

Şimdi gerekçelere bakalım:

1. durum fiili durumun yasal bir boyut kazanması. 

Aslında bunu söylemek hukuki meşruiyetle siyasi meşruiyeti birbirinden ayıramamak durumunu ortaya çıkarıyor. Yani fiili durumu hukukileştirmek demek, hukuksuzluğa prim vermek anlamına gelir bir yönüyle. Diğer yönüyle de hukuk devleti anlayışına bundan daha büyük bir tehdidi ben göremiyorum.

Diğer taraftan; bu hukuki durumu yasallaştırdınız diyelim. Yarın fiili durumlar tekrarlamaya başlarsa ne yapacağız? Bu sorunun cevabı var mı? 

SOMUT SEBEPLERLE 'EVET'İ ANLATAMIYORLAR

Bu gerekçeyi öne sürenlerin, Türkiye'nin karşı karşıya bırakıldığı bu beka sorununun neden parlamenter rejim içinde aşılamadığını, çözülemediğini, Başkanlık sistemi geldiği zaman nasıl gidereceğini somut şekilde ortaya koymaları lazım. Baktığınız zaman böyle bir somut gerçeklik yok. Sadece bir takım sloganvari ifadelerle karşı karşıya kalıyoruz. 

ÜLKEYİ BEKA SORUNUYLA YÜZ YÜZE BIRAKANLARA ÖDÜL VERİLİYOR

Bir başka soru da aklımıza geliyor. 15 senenin sonunda Türkiye'yi beka sorunuyla karşı karşıya bırakan kim? Mevcut iktidar mı? 

Peki Türkiye'yi bu durumdan kurtaracak kim? Eğer bu iktidarsa bu sefer başka bir soru geliyor: Türkiye'yi bu duruma kim düşürdü?

Türkiye'yi beka sorunuyla yüz yüze bırakanlara, adeta onları mükafatlandırır gibi sistemdeki bütün güçleri toplayıp tek bir insana verilebilir mi?

DOKUZ IŞIK'TAKİ 6. MADDEYE GÖRE BU KARARI ALDIM

Dokuz Işık doktrini var. Bu doktrinin umdelerinden 6.sı da, Hürriyetçilik ve Şahsiyetçilik prensibidir. Bu prensibin ben en doyurucu, en böyle ayakları yere basan açıklamasını sayın Devlet Bahçeli'den öğrendim diyeyim.

Hürriyetçilik ve Şahsiyetçilik demek, şahsiyet sahibi her Ülkücünün hür iradesiyle bir karar alması ve bizim de bu karara saygı duyması şeklinde yorumlamıştı hep. Yani bir anlamda da parti içindeki demokrasi ve farklı görüşlere zemin hazırlayan bir yorum.

Dolayısıyla ben bu maddeden yola çıktım. Ve esasen bu meseleyi parti içi bir mesele olarak da hiçbir zaman görmedim. 

İlgili Haberler