Atlatma haberciliğin öncüleri

Türk basını İkitelli'ye taşındıktan sonra dengeler değişti. Oysa Tokatköy'deki cinayeti takibe gidecekler için asma köprü bile yoktu. Araba vapuru, otobüs ya da minibüsle üç aktarma yapardınız. Böylesi bir olayı Bekir Aydın'ın yaşadığına bire bir tanık oldum. Bu arkadaşımız 10 saat süren çabayla karısını baltayla öldüren adamın hikayesini toparladı. Düşünün dönemin karakollarında manyetolu telefon dahi yoktu. İmkansızlıklar içerisinde Bekir'in başarısı takdir edilecek cinstendi. Haberi resimleriyle birlikte toparlayıp şefinin masasına bıraktı. Haber ertesi gün Tercüman'a manşet olmuştu. Sadece tek değişiklik vardı. Vesikalık resimli imza şefine -biri çok ünlü iki aktristimizin babası- aitti. Düşünebiliyor musunuz Aydın'ın halini? Bunu neden yazdığımı sanırım anlamışsınızdır; "gazetecilik hiçbir zaman sütten çıkmış ak kaşık olmadı". Bugünlerde de benzeşen çalıp çırpmalara tanık oluyorum. Kusura bakmasınlar ama ekranlar bu konuda elebaşı. Haber ve görüntü hırsızlığı meşru halde. Dilimin ucuna kadar geliyor ama yine de bazı isimleri vermek istemiyorum. Ölçüyü fazla kaçırdıkları gün deşifre edeceğim. Öncelik de spor yazarı geçinenlerde.

Hoş bir örnek

Yıllar öncesinden bir anı daha aktaracağım. Bayrampaşa Cezaevi'nde tiyatro gösterisi var. Beş ayrı gazeteden muhabirler birlikte gittiler. Çıkışta saat geç olmuştu. Cumhuriyet'ten Fatma Karaali arkadaşlarına "Siz beni atlatırsınız. Verin bakalım filmleri. Yarın birlikte kullanırız" deyip makaraları topladı. Herkes buna uydu. Ertesi sabah sadece Cumhuriyet'te cezaevindeki tiyatro gösterisi vardı!

Emeğe saygı şart

"TSM Sevilenler", ağırlık Haydarpaşa Garı'nda olmak üzere çekilmişti. Çalanlar ile söyleyenlerin tamamı bayandı. Solistler teker teker mikrofona geldi. Zaman zaman Kuleli Askeri Lisesi, Hidiv Köşkü ve Boğaziçi Köprüsü ekrana yansıtıldı. Birkaç ayrı çalışma özenle birleştirilmişti. Seda Gökkadar, Çiğdem Yarkın, Nazlı Kanaat, Ayşe Ekiz, Güldehen Marmara, Acıçeşmeli hemşehrim Aslı Hünel ve diğerlerini keyifle dinledim. Takıldığım konu, yayın tekrar bile olsa emek verenlerin ismine hiç yer verilmemesiydi. Uğraşıp didinmeyi görmezden gelmeyi anlayamıyorum. Oysa TRT Müzik'te torpilli olanların anonsu üç gün önce başlıyor.

Servet'ten hatıra

Esat Kabaklı'nın Gurbet Treni'nde Kara Kardaş adlı türkü yüreğimi dağladı. Milliyetçi bir gencin öldürülüşünü anlatan bestenin sözlerinin rahmetli Servet Kabaklı'ya ait olduğunu öğrenince şoke oldum. Arkadaşının öldürülüşünü dizelere döküşü muhteşem. Servet'i tanıma şansını yakalayanlar eminim aynı duyguları yaşamışlardır. Büyüğüne saygılı küçüğüne sevgili, güzel insandı.

Küçük detaylar

İrfan Arslanhan, radyo ve televizyon dünyamızın renkli simalarından. Bir dönem ilişkimiz ağabey-kardeş gibiydi. İrfan şimdilerde Alem FM'de program yapmakta. Adı Radyo Makinası. Aynı havası devam ediyor. Gırgır-şamatayı seviyor.

...

Deniz Türe, spor kökenli. atv'nin yeni yüzlerinden. Eli ayağı düzgün. Diksiyonu iyi. Yakında daha önemli yer ve saatte görev alacağının işaretlerini veriyor.

Müthiş ekip

Rasim Öztekin, Seksenler'de Muhtar Fehmi rolüyle zirveye oturdu. Türkiye'nin en iyi sağlık muhabirlerinden Esra Kazancıbaşı'yla evliliğinin ona yaradığını söyleyebilirim. Esra çok yetenekli ve hırslı biridir. Bu aralar sesi soluğu çıkmıyor. Oysa, alanında liderlerden. Rasim'le de birlikte gazetecilik yaptık. Odalarımız yan yanaydı. Coşkun Aral, Aydemir Akbaş ve rahmetli Savaş Ay'la aynı kattaydık. Güzel günlerdi.

***

AÇIKLAMA: Perşembe günü yaşlı bir kahramanı toprağa verdik. 30 Ağustos'tan bu yana bana kırgındı. Sebep de o güne yakışır yazıyı yazmamışım. "İnşallah seneye" deyince, iyice sinirlendi ve "Ben bu ayı çıkarabilir miyim?" diye sordu. Özür dileyip istediği yazıyı 30 Eylül'de yayınlayacağım -dünkü- sözünü verip barışabildim. Acı olan aynı gün toprağa vermemizdi. Mekanı cennet olsun.

Yazarın Diğer Yazıları