Avrupa Kültür Başkenti yalanı havai fişek atmakla örtülmez

Dört yıl önce, bütün yurdumuz inanılması güç, sevinçli bir haberle sarsıldı. Gazete manşetlerinden havai fişekler patlatıldı. “İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti seçildi” denildi.
Başbakan Tayyip Erdoğan aldı sazı eline ve “2010 yılında İstanbul’a on milyon turist bekliyoruz, farklı yerlere yeni oteller yaparak, yatak kapasitesini artıracağız, hazırlıklarla ilgili kanun çıkarmayı düşünüyoruz.” diyerek kollarını sıvadı.
Henüz Avrupa Birliği üyesi olmadığımız ve kapı bekçiliği görevine devam ettiğimiz dönemde, nasıl olur da, İstanbulumuza “2010 Avrupa Kültür Başkenti” unvanı verebilirlerdi? Bunu kimse düşünemedi ve herkes, bayram etmeye günümüze kadar devam etti.
Sayın okurlarım, Fatih Sultan Mehmet Han’ın komutanlığındaki ordularımızın milletimize armağan ettiği dünya cenneti İstanbulumuzun yalancı takma sıfatlara ihtiyacı yoktur. Yalancının mumu dört yıl önce yanmış ve geçirdiğimiz cumartesi günü sönmüştür. Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan’ın hanımlarıyla birlikte havai fişek atmaları ile gerçekler örtülmemiştir. Çünkü; Avrupa Birliği Kültür Başkenti olarak, Türkiyemizin İstanbul şehri değil, Almanya’nın Essen şehri seçilmiştir.
1985 yılından itibaren 2009 yılına kadar, Avrupa Kültür Başkenti unvanı şu şehirlere verilmiştir; Atina, Floransa, Amsterdam, Berlin, Paris, Duplin, Mardin, Anvers, Lizbon, Kopenhag, Selanik, Veimar, Avignan, Bergen, Brüksel, Stokholm, Rotterdam, Salamanca, Genova, Lille, Cork, Patras, Lüksenburg, Sibiu, Liverpool, Stavangen ve Linz.
Avrupa Birliği, beş yıl önce “Avrupa Kültür Başkenti” dışında ayrıca Avrupa Birliğine yeni katılacak ülkeler arasında ve Avrupa Birliği dışı ülkeler arasında kültür başkentlerinin seçimini de programına ilave etmiş ve uygulamaya sokmuştur. Neticede; Macaristan’ın Peecs şehri, Avrupa Birliği’ne yeni katılan ülkeler arasında kültür başkenti olmuş ve İstanbulumuz da, Avrupa Birliği dışı ülkeler arasında kültür başkenti seçilmiştir. İşte, gerçek budur.
Dolayısiyle İstanbulumuz bize yutturulmaya çalışıldığı gibi, Avrupa Birliği Kültür Başkenti değil, Avrupa Birliği dışı ülkeler arası Kültür Başkentidir.
Aslında bizlere göre, İstanbulumuz Avrupa’nın değil, bütün dünyanın Kültür Başkentidir. Ben, sporculuk ve spor yöneticiliği hayatımda yarım asır önce, bütün Avrupa’yı gördüm ve hiç birinde Mimar Sinanımızın eseri Süleymaniye Camiimiz kadar zarif ve güzel bir yapıtına raslamadım. İstanbulumuzun her köşesi, ayrı kültür merkezi güzelliğindedir.
Sayın okurlarım,  “İstanbul Avrupa Kültür Başkenti”  yalanı, dört yıldır kullanılarak halkımız yanlış bilgilendirilmiş ve Devletimizin her seviyede kuruluşları ile kaynakları istismar edilmiştir. Kültür başkenti için 8.5 milyon Türk lirası harcandığını bilelim. Neticede; bilgisiz, yetersiz ve yeteneksiz şahıslarla hedefe varma şansımız yoktur.
Tanrı Türk’ü Korusun.

Reha Oğuz Türkkan kardeşimiz ucmağa vardı
1944 Türkçüler Davasının sanıklarından hayatta kalan iki kardeşimizden (Reha Oğuz Türkkan ve Zeki Sofuoğlu) birisi, Reha Oğuz Türkkan uçmağa vardı.
Doksan yaşındaki ülküdaşımızın cenazesi, önceki salı günü İstanbul Altunizade’deki Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camii’nde, öğle namazından sonra cenaze namazı kılınarak Zincirlikuyu mezarlığında toprağa verildi.
Çok yönlü konularda faaliyet gösteren Reha Oğuz Türkkan kardeşimiz, kurduğu dernekler ve çıkardığı dergiler ile hayat boyu Türk Milliyetçiliğinin hizmetkarı olmuştur. Ruhu şad olsun.

Yazarın Diğer Yazıları