Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Enes İSLAMOĞULLARI

Enes İSLAMOĞULLARI

Ayağı topal bir iskemle...

Zaman denilen mefhûmun karşısında mağlûp olan tüm yaratılmışlara inat, asırlardır değişmeden, asırlardır başını eğmeden, asırlardır güzelleşerek, gün geçtikçe toprağa ve özüne daha sıkı sarılan ve dimdik ayakta duran bir çınarın yüreğinden sökülmüş; ne ustanın ne de elçinin mârifeti ile değil, bizâtihî kendi güzelliğinden vâr edilmiş bir ayağı topal bir
iskemle...
Ne menzile varanın görebildiği, ne uzak kalanın duyabildiği, ne ayakta duranın inşirâh bulabildiği, ne de üstüne oturanın rahata erebildiği ayağı topal bir iskemle...
Buz kemiş taşların birbirlerinin üzerine basarak yükseldiği terkedilmiş bir hanın avlusunda  hapsolunmuş ve unutulmuş, lâkin unutulduğu yeri hiç terketmemiş, üzerine hep eğreti oturulmuş, iskemle tarafına değil ahşabın ağaçlıktan kalan yanına, asırlık bir çınardan yâdigar olan tarafına hep daha fazla yük olunmuş; yalnız, bir ayağı topal bir
iskemle...        
İnsana galebe hayvana inat, zamâna galebe mekâna inat, gündüze galebe geceye inat, hayâta galebe ölüme inat, ağaca galebe baltaya inat, bir an olsun özüne ihânet etmemiş ayağı topal bir
iskemle...
Bembeyaz bir kâğıt...
Karalanmış üzeri, gözleri kamaştıran o beyazlığından eser kalmamış, uçsa da günün birinde söz; yazı kalır diye bırakılmadan tek bir cümle bile üzerine, yüzüne kara çalınmış bembeyaz bir kâğıt.
Kim bilir, belki kâğıttan bir gemi olup deryâları aşacakken, belki bir uçak olup gönlünce salınacakken semâda, belki bir kıvılcım, belki bir alev olacakken olanca yalnızlığıyla uzatılmış bir çift eli ısıtmakla mes’ul bir sobaya, kelâmın kadîmliğine inat, üzerine tek bir kelâm dahî düşülmemiş bembeyaz bir kâğıt...
En kutsal kitâbın, en süslü cümlesinin, en unutulmaz kelâmının, en mağrur harfi değil, gönülden râzıyken ruhuna ve bedenine, onsuz kelimeler seçilmeye çalışılan boynu bükük kalmış bir harf çizene köle olmaya kıyâmete kadar, tek bir harf dâhi çizilmemiş bembeyaz bir kâğıt...
Seslendi kâğıt iskemleye:
Dedi ki:
“Ey iskemle!..”
Dedi ki:
“Ey yalnız iskemle!..”
Dedi ki:
“Ey bir ayağı topal iskemle!
Bembeyaz bir kağıdım ben, üzerine tek bir cümle dahî bırakılmamış,
Bembeyaz bir kâğıdım ben, üzerine tek bir kelâm dahî düşülmemiş,
Bembeyaz bir kâğıdım ben, üzerine tek bir harf dahî yazılmamış,
Üzeri karalanmış, kara çalınmış ama bembeyaz bir kâğıdım ben...      
Bırak topal kalan ayağının altında durayım, bırak seninlem böyle mânâ bulayım, bırak böyle mânâ vereyim sana! Bizim anlamımız bir olsun, bizim anlamımız tek olsun. Ne senden bir iz kalsın âlemde, ne benden bir iz, biz olalım, bizim dışımızda ne varsa yok olsun... Senin de benim de mesnedimiz aynı, sen de ağaçtansın ben de ağaçtanım ey bir ayağı topal iskemle...”

Yazarın Diğer Yazıları