​​​​​​​Ayağını denk al Barzani!

Hayatını Türkmenlerin davasına adamış, mezhepçi-ırkçı örgütlerle mücadele etmiş gerçek bir dava adamıydı… Saddam rejiminin en büyük mağdurlarından biri olmuştu. Türkmenlerin durumunu Türkiye'ye aktardığı için, casusluk gerekçesiyle 20 yılını Irak hapishanelerinde geçirmiş, hapisten çıkar çıkmaz ise yine davasına Türkmen soydaşlarının yanına koşmuştu. Adı Münir Kafili'ydi…

ABD'nin Irak'ı işgali sonrasında Peşmerge'nin ele geçirdiği bölgelerde Türkmenlere yönelik sistematik saldırılar düzenleniyordu. O saldırılardan biri de Irak Türkmen Cephesi Başkan Yardımcısı Ali Haşimi Muhtaroğlu ve Kerkük İlçe Meclisi Başkanı Münir Kafili'ye yönelikti. Saldırıdan ağır yaralı olarak kurtulup, Türkiye'de tedavi edildiler. Muhtaroğlu kalıcı sağlık sorunlarıyla boğuşurken Irak'a döndükten kısa bir süre sonra ikinci kez saldırıya uğruyor, bu sefer şehit düşüyordu. 'Stratejik Derinlik'çi Türkiye'den ise tek bir açıklama gelmeyecekti. 

Münir Kafili tedavisinin sürdüğü günlerde yaşadıklarını anlatabilmek, kamuoyunun dikkatini çekebilmek için Yeniçağ'da, Türkmenlerin durumuyla ilgili bir röportaj veriyordu. Kafili o röportajında, "Türkiye, Suriye olaylarına karşı hassas davranıyor. Ama Türkiye'ye samimi bir şekilde bağlı olan, kendilerini her zaman için Türk Dünyası'nın bir parçası olarak hisseden Türkmenler imha edilmek isteniyor. Türkiye, Irak merkezi hükümetini baypas ederek Peşmerge ile başta petrol olmak üzere çeşitli anlaşmalar imzalıyor. Bu politikalarının doğru olup olmadığına Türk hükümeti karar versin. Türkmen bayrağına sahip çıkmak sadece ülkücülerin değil bütün Türk kamuoyunun görevi olmalıdır" sözleriyle Türkmenlerin içinde bulunduğu sahipsizliği gözler önüne seriyordu.

Türkmen Lider Kafili bu açıklamalarının üzerinden 1,5 yıl geçmeden Irak'ta ikinci kez saldırıya uğrayarak şehit edilecekti. Saldırının arkasında Peşmerge ve IŞİD vardı. Türkiye aşığı Münir Kafili şehit edildikten sonra Türk dışişlerinden tek bir açıklama dahi gelmemişti!

Oysa, Kafili'yi şehit eden peşmergelerin başı Barzani, "Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı" sıfatıyla   onur konuğu olduğu AKP kongresinde "Türkiye seninle gurur duyuyor" sloganlarıyla karşılanmıştı. İlişkiler geliştirildi, Barzani ile ticaret hacmi artırıldı, PYD ile omuz omuza çarpışan peşmergeler Türkiye'de tedavi edildi. Barzani her seferinde el üstünde tutuldu, gaza gelen yandaş medya ise "Kürtlerin gerçek lideri Barzani" imajı oluşturdu. Yıllar süren Barzani-AKP dostluğu Başkanlık referandumunda tavan yaptı. Barzani "evet" çıkması için varını-yoğunu seferber ediyor, Türkiye'de seçim ofisi bile açıyordu. Atatürk havalimanlarında ihanet paçavraları hükümetin onayıyla göndere çekilirken, eleştirenler suçlanıyordu.

Barzani ilerleyen günlerde Kürt devleti ilan etmeye hazırlanıyor. Türkiye'den ise "kınama" mesajları geliyor. Sanki peşmerge başı "Türkiye'deki referandumdan sonra bağımsızlık ilan edeceğiz" dememiş gibi yapılan bu göstermelik "kınama" metinleri insanları aptal yerine koymaktır. Türkmen liderler tek tek şehit düşerken gıkını çıkarmayanlar kimseye hikâye okumasın.

Kürt devleti kurulmak üzere, hem de Türkmenlerin kanıyla, canıyla!

Yazarın Diğer Yazıları