Ayrımcılık

Başbakan bir sivil toplum kuruluşunun tertiplemiş olduğu Kutlu Doğum Haftası etkinliğinde bir konuşma yapıyor. Konuşmasında imam hatip liselerinin, bu ülkenin ve bu milletin göz bebeği olacağı ifadesiyle, kendisinin de bir imam hatip lisesi mezunu olarak aldıkları tedrisatın ve edindikleri bilgilerin yüklediği sorumluluğun idrakiyle Hz. Muhammed’i şanına yaraşır biçimde yâd ediyor olmanın gururu ve huzuru içinde olduğunu belirtiyor.
Başbakan bu ifadeleriyle, yetmiş milyon insanımız içinde küçük bir gurup olan imam hatip lisesi mezunlarını Müslüman kabul ederek, geriye kalan kahır ekseriyeti farklı saymaktadır. Peygamber Efendimizin her Müslüman’ın peygamberi olduğunu unuturmuşçasına, Kutlu Doğum Haftasının kutlanmasında sadece imam hatipliler sorumluymuş gibi göstermeye çalışması tam bir ayrımcılıktır. İslam olmak, Kutlu Doğum Haftasını kutlamak için illa de imam hatip lisesinde okumak gerekmiyor. 
Ben de eğitim enstitüsü mezunuyum ama çok şükür herkes kadar Müslüman’ım. Kutlu Doğum Haftalarını onlar kadar kutluyor, Allah ve Peygamberimize salât ve selam iletip, ehl-i beyt’i hürmetle selamlıyorum. Bir Müslüman’ı farklı yorumlamanın ne olduğunu yine en iyi başbakan bilir.
Diğer bir ifadelerinde dile getirdikleri ise imam hatip liselerinin bu ülkenin ve bu milletin göz bebeği yapacaklarıdır. Nasıl ki dün imama hatip liseleri düşmanlığı yapılarak ülke insanları ayrıştırıldıysa, bu günde imam hatip liseleri yandaşlığı ile milleti ayrıştırma devam ettiriliyor.
Unutulmasın ki bu ülkedeki tüm okullar, öğretmeni ve öğrencisiyle bizim göz bebeğimizdir. Etle tırnak misali bir birinin tamamlayıcılarıdır. Ayrımcılık dün ne kadar yanlıştıysa bugünde o kadar yanlıştır.
Aynı iktidar ülkede terörün aldığı canlar nedeniyle doktorlarımız için bir duyarlılık sergilemiştir. Hassasiyetlerine katılıyor, sağlık bakanını duyarlılığından dolayı kutluyorum. Ancak unutulan o ki, bu çirkin saldırılar yalnızca doktorlarımıza yönelik olmayıp tüm memurlarımıza yönelikte yapılıyor. Hatta öğretmenlerimize yönelik saldırılar ise olağan hale
gelmiştir.
Bu yaklaşımında çalışanlar arasında bir ayrımcılığa neden olduğu da unutulmamalıdır.
Belki şu denebilir. Sağlık bakanı birlikte çalıştığı mesai arkadaşlarına sahip çıkıyor. Milli eğitim bakanı da öğretmenlere sahip çıksın. Eğer böyle düşünülürse ayrımcılığın en büyüğü yaşanıyor demektir. 
Niçin öğretmene sahip çıkılması gerektiğine bakıldığında, aldığı ücretle geçinemeyen, servis şoföründen dayak yiyen, öğrencisi tarafından darp edilen, veliler tarafından şiddete maruz kalan elinde tebeşirden başka bir şeyi olmayan en az doktorlar kadar tehlike altında olan kesimdir.
Bakan birçok konuda eğitim alanında model oluşturduğumuzu ifadeyle, bir toplumun geleceğini merak ediyorsanız, o toplumun çocuklarının okullarda öğrendiklerine bakın diyerek öğretmenin eğitimdeki fonksiyonunu vurgulamaktadır.
Ayrıca öğretmenin kalitesinin eğitim sistemimizin temel harcı olduğu, iyi öğretmen yetiştirmenin, yapılan iyi seçim, fakültelerde iyi yetiştirme ve motive edilmiş olması gerektiğinden geçtiği bilinmelidir.
Mevzuattan bihaber yandaş yöneticilerle, pilot uygulaması dahi yapılmamış ani karar sonucu gidilen uygulamalarla, falan ülkede de eğitim şöyle yapılıyor diyerek, ülkemiz şartları göz ardı edilerek yapılan düzenlemelerle idare edilen bir sistemin duvara toslanması kaçınılmazdır.
Kendileri için bir gece operasyonu ile artırılan binlerce liralık maaş zamlarını alıp çıtır çıtır yerlerken, altı aydır zam bekleyen ve verilmeye çalışan kırıntılarla yetinmeleri istenen öğretmenin motive olmayacağı ne zaman anlaşılacaktır. 
Tabi ki bu kadar yapılan işler arasında hiç iyi yapılan yok mu diye sorulacak olursa? Elbette vardır. Okullarda seçmeli ders olarak Kuran’ı Kerimin konması. Bir diğeri ise eğitim fakültelerinin dışındaki fakültelerde okuyan öğrencilerin bilahare pedagojik formasyon dersi alarak öğretmen olmasının önlenmesi gibi.
Bu da bir ayrımcılıktı. Eğitim fakültesine giren bir öğrenci hem yüksek puanla giriyor. Hem de okul bitinceye kadar aldıkları derslerle mesleğe hazırlanıyor. Yapılan bu değişiklikle ayrımcılık kaldırılmış ancak bu durum diğerleriyle kıyaslandığında kaşıkla verilip kepçeyle geri almaya benzemiştir.

Yazarın Diğer Yazıları