Babayiğit ara ki bulasın

       İmar alanları açarak cemaate parsel parsel dağıtmak suretiyle görev süresini kısaltan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, şayet doğruysa -ki kendisi açıkladığına göre doğrudur- Genel Başkan Erdoğan'dan mart ayına kadar süre istemiş...

       İyi de o tarihe kadar ne yapacak, hangi hatasını düzeltip, hangi yanlışını doğru haline getirecek belli değil...

       Söylemiyor...

       Anladığıma göre Erdoğan'ın yapma dediklerini yapmayacak, yap dediklerini yapacak.

       Bana kalırsa oyalama içerikli bir danışıklı dövüş!

       Bunu şundan da anlamak mümkün; Genel Başkan'ın belediye başkanlarına bakışı değiştiği an Gökçek hemen öne çıktı, veciz (!) bir konuşma yaptı ve Erdoğan'ı ümmetin liderliği koltuğuna oturttu. Ümmet kavramı, bütün Müslümanları kapsıyor; dolayısıyla muhteremi peygamberlik makamına taşımış oldu...

       Gökçek belki de hâlâ, günah işlediğinin ve Allah'a şirk koştuğunun farkında değil!

       * * *

       Balıkesir Belediye Başkanı Edip Uğur önce, istifa etmeyeceğini açıkladı ama kısa süre sonra Genel Başkan'a biat etti... Edip Uğur bir dönem de milletvekilliği yaptı, iyi çalışmayınca 23. dönemde listelere alınmadı...

       Görevden alınabilir mi; alınabilir...

       Bu tehdide karşılık yol haritasını açıkladı, "Partiden de istifa ederim, ona göre" dedi

       * * *

       AKP, giderek demokratik ilkelerden uzaklaşıyor. 15 Temmuz sürecinde darbe girişimini yerden yere vuruyor, sandıkla geldik, sandıkla gideriz diye demokratik meydan okuma dillerinden düşmüyordu...

      Bugün bu demokratik ilkeyi unutmuş haldeler; sandıkla gelen belediye başkanlarını ya asılsız suçlamalar yaparak ya da hiç neden göstermeden görevden almaya kalkıyorlar...

      Erdoğan'ın şu sözünü herhalde hatırlayacaksınız; "Kişiyi bir makama getirirken iyi de makamı boşaltmasını isteyince mi kötü. Bu neden yadırganıyor. Nitekim, birçok arkadaşımız daha önce görevlerini bırakmış, sonra başka görevler almıştır. Ama dava olarak görmez de, hasbi değil hesabi davranırsan, "Benim şanım var, şerefim var" dersen, kusura bakma ama, partinin şerefi herkesin şerefinin şanının çok daha önündedir."

       Belediye başkanlarını görevden alma sürecinin olası ayrıntıları Erdoğan'ın işte bu sözlerinde yer alıyor...

       Peki AKP'de, muhalefetin yaptığı çağrıya uyup Erdoğan'a direnecek babayiğit çıkar mı dersiniz...

       * * *

       Şunun için sordum; siyasette ikbali bırakıp gitmeye hazır babayiğit pek bulunmaz da.

 

 

Siyasal ağırlık her şeyi berbat ediyor

---------------------------------------------------

       Lucescu'nun suyu ısındı diyorlar...

       Fatih Terim bıyık altından gülüyordur...

       İzlanda'ya 3-0 yenilmiş olmakla şansımızı yitirdiğimizi düşünüyorum. Finlandiya'yı yensek de gruptan çıkma şansımız bitti, kupada olmayacağız...

       Lucescu dört yaşlı oyuncuyla yollarını ayırdığını açıkladı. Aklı neredeydi; onları çağıran kendisi. Demek ki Lucescu cephesinde de yanlış giden işler var...

       Bir yerde okudum, adamın biri TFF'nin başına futbolu bilen, teknik direktörden ve oyuncudan anlayan bir yönetimin gelmesini önerdi. TFF'yi de siyasal çizgiden uzak tutmak lâzım dedi.

       Başarısızlığın bir nedeni olarak da Erdoğan'ın TFF'ye karışmasını gösterdi...

 

 

Bu marşımızı da unutmayalım

-----------------------------------------

      Stadyumlarda ve meydanlarda insanlar, İzmir Marşı'na, Onuncu Yıl Marşı'na ek olarak şu marşı da söylemeye başladı. Yazayım da herkesin diline yapışsın. 

      Marşımız şu:

      Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa/ Askeri milletin bayrağınla çok yaşa/ Arş, arş, arş ileri ileri, arş ileri, marş ileri/ Dönmez geri, Türkün askeri/ Sağdan sola, soldan sağa Al bayrağı, düşman üstüne/Arş, arş, arş ileri ileri, arş ileri, marş ileri/ Dönmez geri, Türkün askeri/     

Yazarın Diğer Yazıları