Dünya üzerinde devletler var, devletçikler var. Birleşik Arap Emirlikleri de devletçik diyebileceğimiz bir emirlik koalisyonudur. Gücünü ve etkinliğini sahip olduğu Petro Dolarlardan, İsrail, ABD ve Suudlardan almaktadır.

                BAE, Türkiye'ye karşı tetikçilik yapmak, 15 Temmuz darbe girişimini finanse etmek ve Türk tarihini karalamak gibi haddini aşan büyük işlere kalkışmaktadır. Kuşkusuz BAE bu işi kendi adına ama ABD/İsrail/Suud/Mısır koalisyonu hesabına yapmaktadır. Suriye'de PYD'yi, Irak'ta PKK'yı, Türkiye'ye karşı kullanan güçler, Pensilvanya'daki FETÖ'yü ve Körfez'deki BAE'yi de Türkiye'nin istikrarsızlaştırılmasında kullanmaktadırlar.

                Cumhurbaşkanı ve Çavuşoğlu biliyor!

                Basına yansıdığı kadarıyla bölgedeki BAE ve diğer Arap ülkelerinin Türkiye aleyhtarı hain faaliyetlerinden Erdoğan ve Çavuşoğlu'nun haberlerinin olduğu anlaşılıyor. Nitekim Mehmet Acet, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun, BAE'yi kastederek "Türkiye'deki darbe kalkışmasına, hükümeti gayrimeşru yöntemlerle devirme çabalarına bir ülkenin 3 milyar dolar para desteği sağladığını biliyoruz. Üstelik bu, Müslüman bir ülke" dediğini yazmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan da Katar krizi vesilesiyle "Darbe girişimi olduğu zaman Körfez'de kimlerin buna sevindiğini çok iyi biliyoruz. Kimlerin o geceyi nasıl geçirdiğini çok iyi biliyoruz. Türkiye'de ne oldu, ne oluyor, bitti mi, gidiyor mu, darbe neticeye ulaştı mı, ulaşıyor mu bunu takip edenleri çok iyi biliyoruz. Nasıl paralar harcandığını çok iyi biliyoruz" demişti.

Dahası BAE Dışişleri Bakanı dar kapsamlı bir toplantıda, "Bizim bütün çabamız Türkiye'yi Mısır'a çevirmek" dediği de biliniyor.

BAE Washington Büyükelçisi Yusuf el-Uteybe'ye ait olduğu iddia edilen e-postalar, Büyükelçinin İsrail yanlısı Demokrasiyi Savunma Vakfı (FDD) ile yakın ilişki içinde olduğu ve Türkiye ile Katar'a karşı ortak politikalar geliştirdiğini ortaya koyuyor.

FDD'nin kıdemli danışmanı John Hannah, "Merhaba Büyükelçi. Size bir makale yolluyorum. Orta büyüklükte bir Türk gazetesi, FDD ve BAE'yi bazı başkalarıyla birlikte Türkiye'deki darbenin arkasındaki komplocular arasında zikretmiş. Sizinle birlikte anılmaktan onur duydum" ifadelerini kullanıyor.

BAE Büyükelçisi kovulmalıdır!

Al Masdar'ın haberine göre, Katar'ın Savunmadan Sorumlu Devlet Bakanı Halid el-Attiye, darbenin arkasında Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan vardır. Attiye, ellerindeki gizli belgeye göre, bir Suudi emiri ile BAE'li bir yetkilinin başarısız darbe girişiminden haberdar olduğunu söylüyor.

Middle East Eye'a göre, Filistin'den kovulan Muhammed Dahlan'ın BAE'nin desteğiyle 15 Temmuz darbe girişimi öncesi Pensilvanya'da yaşayan Fethullah Gülen'le hem temas kurmuş hem de finansal destek sağlamıştır.

BAE'nin Dışişleri Bakanı, gelinen aşamada atalarımızı hırsız ilan etme cesaretini kendinde bulmuştur.

Türkiye'ye karşı Mısır, Suud istihbaratları CIA ve MOSSAD ile kirli bir ittifak içine girmiştir. Tetikçi olarak da BAE ve malum zat Dahlan kullanılmaktadır. Bunun için yeterli bulgu vardır.

BAE yönetimi 15 Temmuz darbe girişiminden, terör organizasyonları kurup, Türkiye'deki FETÖ terör örgütüne para aktarmaktan, iç savaş kışkırtmaktan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının öldürülmesinden sorumludur. BAE yönetiminin bu tutumu uluslararası dava konusu yapılmalıdır.

Bütün bunlar bilindiğine göre Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı 15 Temmuz komplosu başta olmak üzere her türlü hıyanetin peşinde olan BAE'yi muhtarlara karşı şikâyet etmenin dışında ciddi bir şeyler yapılmalıdır.

BAE'ye karşı hangi tedbirler alınmış, hangi yaptırımlar devreye sokulmuş ve neler yapılmıştır? Türk milletinin bunu bilmeye hakkı vardır.

Birleşik Arap  Emirlikleri'nin (BAE) Ankara Büyükelçiliğinin bulunduğu sokağın isminin "Fahreddin Paşa Sokağı" olarak değiştirilmesinin ya da  BAE'ye karşı Külliye'den seslenmek dışında yapacak başka şeyler olmalıdır.

BAE Büyükelçisi derhal kovulmalı, bu emirlikle ilişkiler gözden geçirilmelidir.