Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Serap BESİMOĞLU

Serap BESİMOĞLU

Bağdat Fatihi IV Murat

Osmanlı tahtının 17. padişahı olan ve tarihe  “Bağdat Fatihi” olarak geçen  “IV Murat”  Okan Demiriş’in muhteşem müzikleri, Turhan Oflazoğlu’nun Librettist’i ve Rejisör Gürçil Çeliktaş imzasıyla Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde izleyicisiyle buluşmaya devam ediyor.
Maalesef çok az sayıda olan Türk Operaları arasında ayrı bir yeri olan IV. Murat’ın Osmanlı padişahları arasında da ayrı bir yeri var. 16 yıldan fazla hüküm süren ve bunun sadece 8 yıla yakın bir zamanını annesi Kösem Sultan’ın himayesi olmadan kendi iradesiyle yöneten Sultan Murat farklı ve çok şiddetli tedbirlerle düzeni yerine getirir ve kendi kurallarını koyar. Emsalsiz derecede kuvvetli bir bünyeye sahip olan IV. Murat spora düşkünlüğü ve kabiliyeti ile de ün salmıştır.

Topkapı Sarayı’nda demir bir kapıyı okla delmesi, iki yüz okkalık topuzlarla her gün antrenman yapması, Timur oğlu şahı cihan’ın  “Kılıç ve kurşun kâr eylemez” diye hediye olarak gönderdiği fil derisinden yapılma ve gergedan derisi ile kaplı kalkanı, elçinin gözleri önünde mızrakla delmesi onun acı kuvvetinin olduğu kadar mızrak ve ok atmaktaki maharetinin de ifadesidir.
Sporun yanı sıra okumaya ve ilime de meraklı olan IV. Murat, çağının kültür dilleri olan Arapça ve Farsçayı anadili gibi bilirdi.

Usta sanatçıları, sazendeleri meclisinden eksik etmediği, Şah Murat mahlasıyla Hüseyni Makamında peşrevler bestelediği söylenir. Makyavelli’nin  “Hükümdar” ını merak ettiği için kitabı İstanbul’daki bir Venedikli’ye çevirtip okuduğunu ileri sürenler de var.

Türk tarihinin belki de en zorlu kargaşasıyla boğuşan adamdır. Asiler, yeniçeriler, Topal Recep Paşa himayesinde ayaklanırlar ve sadrazam Hafız Paşa’nın öldürülmesini isterler. Hafız Paşa’ya saygı ve hürmetiyle bilinen IV. Murat onu görevden alır ama teslim etmez. Ama daha sonraki günlerde yeniçerilerin Hafız Ahmet Paşa’yı sadarete getirmeleri IV. Murat’ın sabrını taşırır. Topal Recep ve tüm hainleri tek tek boğduran Sultan Murat; imparatorluğun çiftlik gibi idare edilmesine mani olur. İstanbul’da çıkan yangından sonra tüm kahvehane ve meyhaneleri kapatıp içki yasağı başlatır. Buna karşılık kendisi sarayında içmektedir. Hatta geceleri kılık değiştirip halkın arasına karışır. Murat, ünlü şair Nefi’ye hicvetmeyi de yasaklar ama şair vazgeçmez. Böylece Nefi de sonunu hazırlar ve cellâta teslim edilir.  “Bağdat Fatihi”  unvanını aldığı sefere çıkar ve Bağdat’ı İran Şahı’nın elinden kurtarır. Dönüş sonrası hastalanır. Venedik seferini planlarken sirozdan ölür.
Yıllar önce aynı eseri Ankara Devlet Tiyatrosu’nda izlemişim. Hatta ikinci bölümdeki  “kurandır bu”  diye zikredilen kuran sahnesine  “yemin”  sahnesine hayran olmuştum. Çok güçlü bir orkestra ve icracılar eşliğinde sunulan operasında da aynı lezzeti yakaladım. Osmanlı tarihinin bu haşmetli padişahını bütün ihtişamıyla ve güçlü müzikleri eşliğinde sahneye taşıyan besteci, şef Okan Demiriş’in ve eserin rejisörü Gürçil Çeliktaş’ın ellerine sağlık, gerçekten de müzekleri, şan icrası ve yönetimiyle eser tam bir uyum içeresinde izleyiciye ulaşıyor. Özellikle yaylı sazların hâkimiyetiyle Itri’nin  “Tekbir”  i daha uvertürde insanı feth ediyor. Zaten ikinci perdede ise   “kurandır bu”  diye başlayan yemin sahnesi bu bölümün, IV. Murat eserinin bel kemiği olarak adlandırılır. Sanatçılar güçlü orkestral ezgiler eşliğinde enfes bir gösterim sundular. Öylesi güçlü bir eseri Türk Operasına kazandırdığı için Okan Demiriş’i gerçekten kutlamak gerek.
Ankara opera orkestrası bir harikaydı, tabii solistle rde. Sarayın ihtişamını ve entrikaları sahneye taşıyan bu güçlü eseri kaçırmayınız. 26 Nisan’da Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde seyircisiyle buluşmaya devam ediyor. İyi seyirler...

Yazarın Diğer Yazıları