Bağımsızlık bağımlılık...

Yıl 2012; önceki gün 23 Nisan’da  “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” nı kutladık... Sözün gelişi “kutladık” ; çünkü şu sıra pek  “neşeyle dolmuyor insan” ; aksine hüzünlerle doluyuz...

***


Bugünü kutlamak için zoraki Anıtkabir’e giden ve Ata’nın huzurunda  “sap gibi”  duran ’büyüklerimiz’ne Atatürk’ü, ne devrimlerini, ne de bugünün  “anlamını”  anlamış değiller. Önceki gün Ata’nın huzurunda kendi deyimleriyle  “sap gibi”  durdular. Başbakan Erdoğan  “mazeretinden”  dolayı orada değildi! Onun  “milli egemenlik”  anlayışı,  “menzili maksuduna”  ulaşınca terk edilecek tramvay dolusu oyla  “kazanılmış”  bir egemenlik! Çoğunluğun, yüzde 57’nin sultası. Ve maalesef   “necip halkımız” ın idraksizliğinin neticesi...
Oysa milli iradeyle 1920’de  “kan ve irfanla”  verilen bir Kurtuluş Savaşı sonrasında, hakikaten milletin bağrından çıkan 1. Büyük Millet Meclisi kurulmuştu. Bu Meclis, Mehmet Akif’in  “Hakkıdır Hak’ka tapan milletimin istiklal”  diye hep bir ağızdan içtenlikle haykıran bir Meclis’ti. Adeta otomatiğe bağlanmış gibi el kaldıran bir Meclis değildi!..
O mücadele hiç de kolay olmamıştı. O zaman da  “milli irade” ye,  “milli direniş” e karşı çıkan hainler vardı.  “Din elden gidiyor”  diye ayaklanan yobazlar ve Ali Kemal gibi aydınlar, yazarlar ve politikacılar vardı. Kurtuluş Savaşı onlara rağmen kazanıldı ve  “milli irade”  de gene onlara rağmen tecelli etti.
Şimdilerde sayıları çoktan yüz ellilikleri geçti!..
Artık bayramı kutlayamıyoruz; 1920’den 2012’ye ne değişti? Asıl bunu acı acı düşünmek gerek!
Aslında fazla bir şey değişmedi. 1919’da da 1920’den önce de hainler vardı. Kürt Teali Cemiyeti, Kürt Muhipleri, İngiliz Muhiplerivari, aynı şimdiki gibi!..

***


 Ve dün 24 Nisan; sözde Ermeni soykırımının da yıldönümü.  “Ermeni muhipleri, hepsi Ermeniler, Hrant Dinkler” gene ayaklandılar. Ermeni diasporasının müdafii Prof. Taner Akçam, Tiflis’te Ermeniler tarafından şehit edilen Cemal Paşa’nın “imalat hatası” torunu Hasan Cemal ve şu sıra “darbeleri” önlemek için Askeri Okullarda, Harp Okullarında tedrisatın değiştirilmesi için kampanya açan doğuştan “özürlü” Mehmet Ali Birand... Birand’ın tezi, “soykırımı kabul edelim, rahat edelim” !
Ben de bu her yıl tekrarlanan, soykırım oyunlarından, Fransız soytarılığından, ABD Senatosu acaba bu yıl ne yapacak nakaratından bıktım, bıkmasına ama... Yıllardır her platformda, her Nisan ayında bu iddiaları cerhetmeye çalıştım. Ama neye yarar. Hele içimizde böyleleri ve Nobel ödüllü Orhan Pamuk gibiler oldukça...
Hasan Cemal yine salya sümük yazmış;  “Sevgili Hrant bugün yine 24 Nisan, soykırım acını paylaşıyorum kardeşim” diye.
Bu Hasan efendiye sormak abes, ama yine sormak lazım... Dedesi Cemal Paşa’nın, Berlin’de şehit edilen Talat Paşa’nın ve Boğazlıyan Kaymakamı Milli Şehit Kemal Bey’in, Erzurum’da toplu mezarlara gömülen Türklerin, Maraş’ta camilerde yakılan bebeklerin acılarını da paylaşıyor mu?..
Bu gönüllü Ermenilere karşı, Yeniçağ’ın  “asenası”  Selcan Taşçı’nın Ermeni konusundaki dizisini muhakkak okumalısınız.

***


Evet; önceki gün 23 Nisan, sonra 24 Nisan, sonra da 19 Mayıs!Türkiye’yi bu  “bağımlılıktan”  dış odaklara  “bağımlılıktan” kurtaracaklar nerede?.. ’Bandırma Vapuru’yolda mı? İnsan hayal ettiği müddetçe yaşar; ben de 89 yaşıma girerken hâlâ hayal edebiliyorum. Ama artık nefesim -hayal gücüm- tükenmek üzere...

Yazarın Diğer Yazıları