Bahçeli, adaleti sarayda mı buldu?

Yıllar önce gazete dağıtımının güvene dayalı olarak nasıl yapıldığını Miami'de Florida Üniversitesi kampüsünde görmüştüm. Miami Herald gazetesi, kampüsün merkezi bir yerine kutu kurmuştu. İçinde 50 tane gazete vardı. Bir gazetenin fiyatı olan 50 cent'i jeton gibi atınca, kapak açılıyordu. Gazetenizi alıyor, sonra kapağı kapatıyordunuz. Kimse kutudaki diğer gazetelerden fazla fazla almayı aklına bile getirmiyordu.

Bizde de gazete paketleri sabah erkenden henüz açılmamış olan gazete bayisinin önüne atılır. Yurt genelinde bu gazetelere kimse dokunmaz.

Bunları "Giresun'un Bulancak ilçesinde Cumhuriyet ilkokulunda açılan yaz okulunda, dürüstlük konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla yürütülen proje kapsamında öğrenciler, kantinden aldıkları ürünlerin parasını kasaya kendileri koyuyor" diye bir haber okuyunca hatırladım

***

Delegelerden imza toplayıp kurultay yaptığı için MHP'den ihraç edilen ve herkesin parti kurmasını beklediği Meral Akşener ise "Ülkemizde hiçbir zaman yalan söylemek bu dönemde olduğu gibi siyasiler tarafından olağan hale getirilmemişti. Yalan söylemek, yöneticilerin yetkilerini sonsuz, sorumluluklarını sıfır haline getiren bir mekanizmaya dönüştü; Ben yapmadım o yaptı. Kandık!" diye mesaj yazdı.

İktidarın gayrimillî uygulamalarına sert eleştiriler getiren parti siyasetinden yüz seksen derece dönüş yaptığı halde hâlâ başkalarını suçlayanlar da var. Bu da bir çeşit yalan değil mi?

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran da bu duruma işaret etti ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bir yıl önce söyledikleri ile bugün söyledikleri arasında dağlar kadar fark olduğunu belirterek "Acaba gerçek Bahçeli'yi kaçırıp, klonlayıp, yerine başkasını mı koydular diye merak etmemek elde değil. Bir insan bir yıl içinde bu kadar mı değişir?"  dedi.

Aslında Bahçeli hep şimdiki gibiydi ama bırakınız CHP'lileri; MHP'li seçmen de uzun süre bu durumu görmek istemedi. Sonra MHP'nin tutumu kabul edilemez derecede milliyetçiliğe aykırı olunca seçmenin en az yüzde 80'i izlenen politikalara karşı çıktı.

Cankurtaran, "Genel başkanımızın adalet yürüyüşünde kimi yerlerde bizi bozkurt işaretleriyle selamlayıp, alkışlıyorlar. MHP'lilerin 'hayır'a desteğinden sonra şimdi de adalet yürüyüşüne desteği Bahçeli'yi çıldırttı." diyor ve artık MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin istikameti ile MHP'lilerin istikametinin farklı yönde olduğu tespitini yapıyor.

Cankurtaran, "Bize, 'Adaleti sokakta mı bulacaksınız?' diyen Bahçeli, siyasi istikbalini sarayda arayabilir ama biz adaleti her yerde arayacağız. Kendisine sarayın avukatlığı görevinde başarılar dileriz" dileğinde bulunuyor.

***

Bahçeli'nin kendisine bu yaşta bir siyasi istikbal aradığına ihtimal vermiyorum. Uyguladığı politikanın partisine de bir istikbal getirmeyeceğini bilecek durumdadır.

Fakat buna rağmen saraydan çok saraycılık yapıyorsa, milliyetçi bir partinin başkanı olarak, milliyetçiliği ayaklarının altında aldığını söyleyen bir siyasiyi düştüğü her çukurdan kendi elleriyle tutup çıkarıyorsa, burada sorgulanması gereken siyasetin kontrol altında olup olmadığı meselesidir.

Yoksa parti programına aykırı hareket etmek, seçmeni kandırmaktır. Adalet yollarda değil de sarayda mı bulunuyor? Gazetecilik açısından bakarsanız, sarayın kurdurduğu kutularda sadece yandaş gazeteler var! Düne kadar FETÖ'cü gazeteciler de uçak ehlinden değil miydi? Ey şimdiki uçak ehli! Size de soruyorum; adalet nerede?

Yazarın Diğer Yazıları