Bahçeli'nin son kongresi (2)

2009 yerel seçimlerinde MHP yüzde 16.27 oy oranı ile 493 belediye başkanı kazanmış. 109 belediye başkanı istifa eden MHP’nin şimdi 384 belediye başkanı var. Kan kaybı
ortada...

***

1999 seçiminde 129 milletvekili...
2002 seçiminde 0 milletvekili...
2007 seçiminde 71 milletvekili...
2011 seçiminde 53 milletvekili...
İşte kan kaybeden MHP...
81 ilin sadece 32’sinden milletvekili çıkarabilmiş bir MHP...
49 ilde milletvekili hasreti çeken bir MHP...

***

Bir siyasi fikri iktidara taşımak için sadece seçmen olmak yetmez. O siyasi fikrin siyaset yapacak partililere de ihtiyacı vardır. Bu tablo karşısında en çok düşünmesi gerekenler, doğrudan doğruya partide siyaset yapan ve yapmak isteyen partililerdir. Seçmen, fikirlerine uygun gördüğü partiye oyunu verdiği anda görevini tamamlamış olur. O’nun beklentisi partisinin iktidar olmasıdır. Bu gerçekleşirse ülkenin, kendi oy verdiği parti tarafından yönetilmesi onu mutlu etmeye yeter. Ancak, partililer için durum daha farklıdır. Çünkü; partili, seçmen gibi sadece oy vermez, siyaset yapar. Siyaset yapan partili, yönetimlerde yer almak ister... İlçe Başkanı olmak ister... İl Başkanı olmak ister... Üst Kurul Delegesi olmak ister... Belediye Başkanı olmak ister... Milletvekili olmak ister... Daha da ötesi  “nasip olursa” diyerek Bakan bile olmak ister... Siyaseti seven, bunu bir hayat tarzı olarak benimseyip kendine hedef ve iş edinen partililer için bu arzuları “analarının ak sütü kadar” helaldir. Dıştan parlak göründüğü ölçüde, belki de daha fazla meşakkatli bir iş için emek ve zaman harcayan partililere saygı duymak gerekir.
MHP’nin de iktidar olabilmek için partide fiilen siyaset yapacak daha çok partiliye ihtiyacı vardır. Siyaset yapan partili sayısı arttıkça partinin başarısının artacağı muhakkaktır.

***

4 Kasım kongresi MHP’de siyaset yapan ve bundan sonra da yapmayı düşünen hedef sahibi partililer için de bir dönüm noktasıdır.
Devlet Bahçeli’nin 15 yıllık Genel Başkanlığı dönemindeki tablo, partideki kan kaybını bütün çıplaklığı ile ortaya koymaktadır. Vekil sayıları seçimden seçime eksilmekte, kazanılmış belediye başkanlıkları elde tutulamamaktadır.
Bunun sonucu olarak partide siyaset yapanların talip olacakları makamların sayısı da giderek azalmaktadır. MHP böyle kan kaybederken, 1. sıradan milletvekili adayı veya belediye başkan adayı gösterilecek partililerin bile seçilebilme ihtimali her geçen gün zayıflamaktadır.
Yüzde 13 oy ile 81 ilin sadece 32’sinden milletvekili çıkarabilmiş MHP’nin oylarında düşüş olmayacağını var saysak bile 49 ilin milletvekili hasretinin süreceği açıktır. Genel Merkez’deki yetkililer dahi en iyimser tahminle MHP oylarında yüzde 2’lik bir artış öngörmektedir. Bu durumda oylarını yüzde 15’e yükseltmiş bir MHP’nin, vekil çıkaramamış olduğu 49 ilin büyük çoğunluğunda milletvekili kazanması yine mümkün değildir. Devlet Bahçeli’nin milletvekili ve Belediye Başkanlığı hasreti çeken söz konusu bu 49 ilin delegelerinden oy alması mucize ötesi bir durum olur. Bu illerin delegelerinin ezici çoğunluğunun Bahçeli’ye oy vermeyeceği açıktır. Sadece bu tespit bile Bahçeli’nin kongreyi kaybettiğini şimdiden ilan etmeye yeter de artar.

***

Uzun lafın kısası bu tablodan çıkan verilere göre MHP’nin 1’inin 2, 2’sinin 3 olma ihtimali yoktur. MHP, bugünkü mevcut yönetim yapısı ile siyaset yapmak isteyen partililer için de cazip görülmemektedir. Bu tablonun siyaset yapmayı hedefleyen partilileri yeni arayışlara yöneltmesi tabii ve kaçınılmazdır.
Partililer, 4 Kasım’da yönetim boyutunda gerçekleşecek bir “değişim”in MHP’yi bugün bulunduğu noktalardan daha yukarılara sıçratacağını ve kongrede kazanılan ivme ile iktidar yoluna çıkılacağının şuurundadır. 1. sıradan milletvekili adayı olup seçilememek yerine, 3. sıradan aday gösterilse bile seçilme ihtimali bulunan bir yönetim yapısıyla siyaset yapmayı tercih etmek aklın da gereğidir.
Tek başına bu realite bile 4 Kasım’ın Devlet Bahçeli’nin son kongresi olacağını göstermiyor mu?

***

Yolun sonu göründü, Devlet Bey gidiyor...
Daha ne diyeyim?...

 

Yazarın Diğer Yazıları