Bak bak bak şu kafaya bak

Bak bak bak şu kafaya bak

... "Evet" veren İç Anadolu illeri neymiş biliyor musunuz?

"Millî bir duvarmış"...

Ardından gelen cümlesi de daha felaket:

"İç Anadolu Bölgesi, hem bu memleketin, hem de Müslüman Türk milletinin içidir."

 Ya Batı Anadolu?

Akdeniz, Marmara, Trakya... Yani "hayır" oyu veren bölgeler?

Onu da şöyle tarif ediyor:

"Hatırlayın: Yunanlılar, neredeyse ellerini kollarını sallayarak, Ege Bölgesi'nden Anadolu'ya doğru ilerlemişlerdi."

Ne anlama geliyor anladınız değil mi?

 Ha bu arada "Evet" veren Erzurum da, Trabzon ve Erzincan da gürültüye gitmiş. "Aynı şekilde Birinci Dünya Savaşı'nda Ruslar, Trabzon'dan Erzurum'a, Van'dan Erzincan'a uzanan geniş bir bölgeyi işgal etmişlerdi. Fakat Sivas'a girmeye cesaret edememişlerdi. Böyle bir şeye yeltenselerdi, onlar da bu duvara toslayacaklardı."

(...) Anadolu'nun geri kalan kısmı "dış kaleymiş..."

(...) Sen bu ülkede "ilk kurşunun" nerede atıldığını hiç mi duymadın... Hasan Tahsin adı dış duvara yazıldığı için kafanın içindeki o kalın duvardan başını çıkarıp okumadın mı...

Hadi kafan basmıyor, hayırcıya "Düşmana teslim olmuş dış duvar" muamelesi yapıyorsun da, ya Erzurum, Trabzon ve Doğu'nun öteki evet diyen illeri... Nene Hatun'u...

Onlar da Rus gelince Sivas'a kaçan "çakma milliciler mi" yani...

Yuh yahu...

Ertuğrul Özkök Hürriyet

***

Damgasız oyların sayısı nedir?

-----------

... tablo bize şunu söylüyor:

"Tercih" yazılı mühürlerin bir bölümü, sandık kurullarında değil, başkalarının elindeydi. Öte yandan, YSK bir önceki seçimde milyonlarca adet fazla pusula bastırmış, bu AGİT'in seçimler ile ilgili raporunda da yer almıştı. Referandum için kaç adet fazla pusula bastırıldığını da bilmiyoruz, çünkü YSK artık doğrudan ihaleyle de işi istediği şirkete verebiliyor ve ihale sonucu da açıklanmıyor.

Geçen seçimlerde olduğu gibi fazla pusula basıldığını tahmin etmek de zor değil. Bu fazla pusulalardan bir bölümünün, bir şekilde üzerinde "Tercih" yazılı mühürlere sahip olan kişilerin eline geçmediğinin garantisi de yok.

Böyle bir sahtekârlığı önleyecek mekanizma kanun ile kurulmuştu. Üzerinde sandık kurulunun damgası bulunmayan pusulalar ve zarflar geçersiz sayılacaktı. Ama YSK, bir yetki aşımıyla kendisini kanun koyucu yerine koyup, kanunda açıkça yazılı olan bu kuralı, bir genelgeyle kaldırdı. Şimdi referandumu şaibeli kılan da budur.

Üzerinde sandık kurulunun damgasını taşımayan zarfların ve oy pusulalarının sayısını bilmiyoruz. Bunu biliyor olsaydık, evet ile hayır oyları arasındaki farka bakıp, bu durumun referandum sonucunu etkileyip etkilemeyeceğini de bilebilirdik. Şimdi YSK'ya düşen görev bu sayıyı açıklamaktır. Gerekirse bütün oyları yeniden sayıp, bu durumdaki oyların sayısını YSK açıklamalıdır. Aksi takdirde bu tartışma, YSK kesin sonucu açıkladıktan sonra da sürer gider ve kuşku büyür...

Mehmet Y. Yılmaz Hürriyet

***

Bir lider aranıyor

--------

Halkın en az yüzde 49'u Tayyip Erdoğan'ın başkanlığına hayır dedi.

Bundan sonra bu yüzde 49'u siyasette temsil edecek parti ve liderlere ihtiyaç var

Devlet Bahçeli ve Kemal Kılıçdaroğlu bu isimler midir? Değildir...

O yüzden Meral Akşener'in kuracağı bir partinin şansı büyük olacaktır.

Melih Aşık Milliyet

***

Bahçeli'nin çırpınması boşuna

--------

 Referandumdan sonra MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin yaptığı konuşma yandaş medyada pek görülmedi. Görenler de Bahçeli'nin "tarih yazdık" cümlesini almışlar. Oysa Bahçeli üstü kapalı biçimde MHP'de hiç fire olmadığını, tam kadro evet oyu verdiklerini söyleyerek "MHP'nin yüzde 80'inin hayır oyu kullandığını" iddia edenleri ahlaksızlık, alçaklık, rezillikle suçladı.

Hesapta bu sözler medyadaki bazı kişilere yönelik gibiydi ama herkes biliyor ki asıl muhatap AKP. Çünkü daha referandum gecesi AKP üst katlarından "MHP yeteri kadar destek olamadı yoksa sonuç böyle olmazdı" sözleri yükseliyordu.

Sonuçta MHP seçmeninin büyük oranda hayır oyu kullandığı biliniyor. Bahçeli'nin çırpınması boşunadır...

Can Ataklı Korkusuz

***

"Demokrasi İçin MANİFESTO: DİREN"

-------

... Demokrasi Kültürü'nü hazmetmemiş toplumumuzda, "DİRENMEK" sözcüğünün anlamı bile çarpıtılıyor...

Özellikle de son yıllarda AKP tarafından pompalanan çatışma kültürü çerçevesinde, "DİRENMEK" eylemi ve söylemi, derhal kaba kuvvetle bastırılmak ve susturulmak isteniyor....

Oysa, barışçı ve meşru yollarla, Demokratik olarak "DİRENMEK" hak ve özgürlüğü, Temel İnsan Hak ve Özgürlüklerinin en başında gelen "İfade Özgürlüğünün" ve elbette bunun bir parçası olan "Muhalefet Özgürlüğünün" bir tezahürü, bir dışavurumudur!

(...)

Bu ucube rejime, felsefi, düşünsel ve siyasal olarak karşı çıkacağım ve Demokratik olarak DİRENECEĞİM...

Parlamenter Demokrasiyi savunmaya devam edeceğim...

Bu da benim en doğal ve Anayasal Demokratik hakkımdır!

Emre Kongar Cumhuriyet

***

Utanılacak durum!

--------

Yüksek Seçim Kurulu bir çuval inciri berbat etti ve referandumu kirletti. Kendisini kanunun üstünde gören kurul, mühürsüz oy pusulalarını geçerli sayarak hileye zemin hazırladı. Bu bir hukuk cinayetidir!

(...)

Güzelim Türkiye'yi, bir halk oylamasını bile doğru dürüst beceremeyen bir ülke haline getirdiler! Utanılacak bir durum!

Rahmi Turan Sözcü