Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüseyin Macit <br>YUSUF

Hüseyin Macit
YUSUF

Bakan Bozkır şaşırdı!?

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır’ın, A Haber Ankara Temsilcisi Murat Akgün’ün Kıbrıs müzakereleri ve Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik süreci konularındaki sorularına verdiği cevaplar yenilir yutulur gibi değildir. Bozkır söz konusu programda, geçtiğimiz hafta KKTC Başbakan Yardımcılığı ve diğer bakanlık görevlerinden istifa eden DP Genel Başkanı Serdar Denktaş’ın istifasını yorumlarken şu talihsiz açıklamada bulunmuştur:  “Sayın Denktaş, tabii rahmetli babası, KKTC’nin tarihi ismidir. Ama Kıbrıs sorununun çözülememesinin nedeni rahmetli Denktaş’tır. Uzun yıllar hep çözülebilecek noktalara geldiğinde hep çözmemek yönünde bir tavır sergilemiştir. Serdar Denktaş’a babasının oğlu diyebilirim. Her zaman aynı fikirlere sahip olmuştur. İstifasını o kadar zamansız buluyorum ki, tam müzakereler başlamış, Kıbrıs sorununun çözümü için bir imkân ortaya çıkmış, istifa etmek herkesin hakkıdır, siyasi tercihidir ama zamanlamalar önemli. Bu istifa bir anlamda bu görüşmelerden olumlu bir sonuç çıkmasın görüntüsü veren bir istifa. Keşke istifa etmeseydi.”

Maalesef Bozkır’ın göreve geldiğinden beri, Kıbrıs bağlamında yaptığı beyanatlarını tasvip etmek oldukça zordur. Hatta bazıları Kıbrıs davamıza zarar verici nitelikte olmuştur.

Kıbrıs uğruna bir ömür tüketti

KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’ın ömrü Kıbrıs sorununa çözüm bulmakla geçmiştir. Denktaş’ı, Kıbrıs sorununun çözülememesinin nedeni olarak göstermek büyük bir sorumsuzluktur, gaflettir. Tarihi gerçekleri saptırmaktır. Bozkır’ın Denktaş üzerinden verdiği mesajı, dünya kamuoyu, ‘Kıbrıs sorununun çözülememesinin nedeni Kıbrıs Türkleridir’ diye okuyacak ve mevcut önyargılarını güçlendirecektir. Yarın Rum-Yunan ikilisi Bozkır’ın söylediklerini propaganda malzemesi yapacak ve ‘bakınız Türk Bakan Kıbrıs sorununun çözülememesinin nedeninin Kıbrıs Türkleri olduğunu, Denktaş olduğunu açıkladı’ derlerse Bakan Bozkır ne yapacaktır? Bozkır millî davamıza zarar veren bu tarihi gafını nasıl düzeltecektir?

Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş ve arkadaşlarının, Kıbrıs Türkünü, azınlık bir toplumdan Egemen bir Devlete sahip ayrı bir halk statüsüne yükselttiği destansı mücadelesini, anladığım kadarıyla Bakan Bozkır bilmemektedir. Kurucu Cumhurbaşkanı rahmetli Denktaş 2005’ten sonraki süreçte görevi bırakmış ve Kıbrıs müzakerelerindeki rolü bitmiştir. Bakan Bozkır, partisi AKP’nin ‘hemen’ çözeceğiz iddiasında bulundukları Kıbrıs sorununu hâlâ niye çözemediklerinin cevabını ve hesabını Türk milletine muhakkak vermelidir.

Yıllardır çözümsüzlüğün sorumlusu olarak Denktaş’ı ve Türk tarafını hedef gösteren, suçlu sandalyesine oturtan Rum-Yunan ikilisinden, Bakan Bozkır’ın ne farkı kalmıştır? Bozkır kime hizmet etmektedir? Millî davamızın liderine hangi cüretle, yalan yanlışla saldırabilmektedir? Bu iftiranın bedelini Bozkır mı ödeyecektir, yoksa adada Türklük ve Müslümanlık mücadelesi veren Kıbrıs Türkü mü?

Bakan Bozkır geçtiğimiz Aralık ayı başında ziyaret ettiği KKTC’de Lokmacı sınır kapısına giderek: “Kıbrıs’ın tekrar birleşip insanların yeniden bir araya gelmesi gerekmektedir. Dünyada bütün sorunların çözümlendiği, Berlin Duvarı’nın yıkılışının 25. yıldönümünü sevinçle idrak ettiğimiz bir dönemde Kıbrıs’ın bölünmüş bir ada olduğunu ve bu güzel başkenti bölen bir duvar olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Bu bir utanç meselesidir”  diye amacını aşan talihsiz bir açıklamada daha bulunmuştu.

Söylemler zarar vermemeli...

Bu utanç duvarları Kıbrıs Türkünün utancı değildir. 1963-64 Kanlı Noel’inde Rum saldırılarına karşı direnen Kıbrıs Türkleri, adanın yüzde 3’ünde, gettolarda, insanlık dışı şartlarda yaşamak zorunda bırakılmıştı. O duvarların müsebbibi adayı Enosis yoluyla Yunanistan’a bağlamak isteyen eli kanlı papaz Makarios’tu. Rum-Yunan propaganda mekanizmasının yıllardır ‘Berlin Duvarı’ benzetmesi yaparak duvarların ve bölünmenin baş sorumlusu olarak Türkleri suçlamalarına, Bakan Bozkır da ‘Berlin Duvar’ı ‘benzetmesi yaparak maalesef katkı koymuştur. O duvarların yıkılması için Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş olağanüstü gayret göstermiş ancak uğraşları her defasında Rum-Yunan ikilisinin ‘uzlaşmazlık duvarına’ toslamıştır.

Kıbrıs Türk liderliğinin ‘niyeti’ her zaman anlaşma ve çözümden yana olmuştur. KKTC’nin tüm Cumhurbaşkanları çözüm için çaba göstermiştir. Aynı ‘niyet’ maalesef Rum başkanlarda hiçbir zaman olmamıştır. Bakan Bozkır’ın Kıbrıs konusundaki hassasiyetlerimizin bilinciyle hareket etmesi ve söylemlerini çok dikkatli yapması gerekmektedir. Yüce Tanrı’dan, Bakan Bozkır’ın bir daha şaşırmaması ve gafletten bir an önce kurtulmasını istemek kalıyor.

Yazarın Diğer Yazıları