Bakanlıklar tazminat ödemeye hazır olsun

Yaz sezonunun başlaması ile birlikte turizm bölgelerindeki sorunlar yine baş göstermeye, özellikle yarım kalmış olan yollar yüzünden hemen her gün küçük veya ölümlü kazalar olmaya başladı. Kazaların olmasına sebep olan nedenleri araştırdığımız zaman özellikle karşımıza standartlara uymayan, tamamlanmamış, hiç yapılmaya başlanmasa daha az risk yaratacak, trafik ışıkları, yol çalışması nedeni ile iptal edilmiş yollar çıkıyor.
Özellikle sezonun başlaması ile birlikte çalışmalara başlanan ana yollar turizm sektörüne yardımcı olacak yerde aksine zarar veriyor, “ucuz etin yahnisi yavan olur” Atasözünde olduğu gibi, ihalelerin en yüksek kırımı veren firmalara veya tam tersi hiçbir yol yapım deneyimi olmayan firmalara verilmesi nedeni ile görmeye alışık  olmadığımız yol yapım çalışmaları ile karşı karşıya kalıyoruz.
Yol çalışmalarının trafiğin en yoğun olduğu gündüz saatlerinde yoğun olarak sürmesi trafik akışını olumsuz yönde etkiliyor. Bunun yerine vardiya usulü çalışma yapılıyor olsa hem yollar çok daha erken bitecek hem de yollardaki kaza risk oranı daha da aşağılara çekilmiş olacak. Aynı yol güzergahında bir çok değişik müteahhit firmanın aynı anda ve değişik yöntemlerle yol çalışması yapmaları, sürücülere büyük bir işkenceye dönüşüyor. Belli bir süre yolun sağını takip eder iken diğer firma yolun sağında çalışma yaptığı için bu kez yolun soluna geçmek zorunda kalıyorsunuz. Yollardaki işaretlerin yetersizliğini de eklediğimizde büyük bir kaos ile karşı karşıya kalıyoruz.
Taşıma firmaları ve özellikle tur operatörleri yollara dökülen mıcırın temizlenmemesinden, iyi sıkıştırılmamasından dolayı camı çatlayan veya kırılan otobüsler nedeni ile büyük şikayetlere maruz kalıyorlar. Fiziki şartlar düşünüldüğünde, aslında turizm yapıp para kazanalım diye düşünür iken, bazı aklı evvellerin zamansızca başlattıkları yol çalışmaları yüzünden bir sürü tazminat davası ile uğraşmak zorunda kalınıyor.
Yollarda ölümlü olaylarla biten trafik kazalarında birincil sorumlu yabancı sigorta şirketleri tarafından bakanlıklar olarak görülüyor ve bu şirketler bakanlıkların aleyhine davalar açıyorlar. Çünkü tur operatörlerine turizm bölgelerinin garantisini veren Kültür ve Turizm Bakanlığı, ulaşım ile ilgili garantiyi veren de Ulaştırma Bakanlığı olduğu için en çok tazminat talep edilenler de bunlar olacaktır.
AB uyum yasaları konusunda bu kadar istekli olan politikacılarımızın, AB standartlarında turizm bölgeleri ve karayolları oluşturma konusundaki isteksizliklerini görünce, aslında amacın üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olduğunu anlamak pek zor olmuyor. Buna en güzel örnek de son gece yarısı çıkarılan yasal değişikliler gösterilebilir.
Politikacılara tavsiyem, özellikle karayolu ile Muğla’nın yollarında seyahat etmeleri ve gözlem yapmaları olacak. Yıllık üç milyar dolar bütçeye katkısı olan bir turizm şehrine bu yollar eğer yakışıyor derseniz diyecek bir şeyim yok. O zaman AB standardı diye aslında gerçekte izlenen bir standartlar zincirinin olmadığını anlayacağız. AB ile birlikte aynı ortak hedefler üzerinde yoğunlaşıp, kapalı alanlarda sigara yasaklama gibi değişikliklerle aslında gerçek yapılanları perdeledikleri sonucunu çıkaracağız.

Yazarın Diğer Yazıları