Bankaya borcu olanlar ne yapmalı?

Geçen hafta bir okuyucumdan duyduğum olay beni gerçekten çok şaşırttı.

İmkânsız diye nitelendirdiğim olay meğerse o kadar çok yaygınmış ki!

Malatya'dan N.D anlatıyor:

"Bir gece saat 22.00'de Almanya'dan amcamın oğlu aradı. Kötü bir haber mi var diye korktum. Amcamın oğlu bankadan kredi aldığımı ödemediğimi ve ödemezsem eğer kendisinin Almanya'daki oturumunun tehlikeye gireceğini söyledi. Şaşırdım 2 yıl önce bir bankadan aldığım ve bir kısmını işsiz olduğum için ödeyemediğim borcumdan ta Almanya'daki amcamın oğlunun nasıl haberi olmuştu. Dahası bu borç için onun Almanya'daki oturumu niye tehlikeye girsin? Ertesi gün sabahın ilk saatlerinde bankaya gidip araştırmak istedim. Banka artık bize borcun yok dedi. Meğerse bizim bankaya olan borcumuzu özel bir şirkete yani varlık şirketi dediklerine satmışlar. Bu şirket nereden bulduysa amcamın oğlunun Almanya'daki telefonunu bulmuş."

İnanılması güç bir olay değil mi?

Bu tek bir örnek değil.

Bir başka örnek Edirne'den. 23 yıllık öğretmen M.T ödeyemediği kredi kartı borcundan dolayı okul yönetimi aranmış. Bütün okula karşı mahcup olmuş.

Yasaların normal çalıştığı bir ülkede olsa bu olaylar davalık olur ve büyük tazminatlara konu olur. Ancak Türkiye'de böyle gelmiş böyle gidiyor.

Bu nasıl oluyor da banka adına birileri Almanya'daki amcaoğlunu, memleketteki teyzeyi, okuldan müdürü arayıp tehditler ediyor?

Bu bir yasa ile yapıldı. Birkaç yıl önce bir yasa çıkartıldı. Bankalar tahsil edemediği alacaklarını dışarıdan varlık şirketlerine satıyor. Satarken sadece alacağını değil tüm bilgilerini de satıyor. Bu varlık şirketleri bankalardan alacaklarını komik rakamlara alıyor. Mesela geçen hafta yazmıştım Türkiye'nin en büyük bankalarından biri 530 milyon liralık alacağını bir varlık şirketine sadece 27 milyon liraya satmıştı. Yani yüzde 5.5 gibi bir karşılığa. Oysa banka bu parayı almak için vatandaştan neredeyse canını bile istemişti.

Sistem şöyle işliyor:

Varlık şirketlerine kanuni takip borçlar yüzde 2 ile 5 civarında satılıyor. Örnek verirsek 10 bin liralık bir alacak 250 ile 500 lira arasında bir paraya satılıyor. Varlık yönetimi bu 10 bin lirayı kafasına göre yasal boşluklardan faydalanarak artırıyor. Gecikme, avukat ücreti gibi birçok ücreti ekleyerek 15 bin liraya çıkartıyor.

Bu aşamadan sonra varlık şirketi mafya usulünü aratmayacak yöntemlerle adres tespitleri yapıyor. Ulaşabildiklerine aba altından sopa göstererek tahsilat yoluna gidiyorlar.

Peki, borçluya ulaşamadıklarında ne yapıyorlar?

Borçlunun tüm sülalesini soyağacından çıkartıyorlar yedi sülalesine ulaşıp bu kişinin borcu olduğunu, borcu ödemediği takdirde hapis cezası olduğunu söyleyip korku yayıyorlar.

Borçlunun annesine, babasına, kardeşine, eşine kime ulaşabiliyorlarsa müşteri gizliliğini ihlal ediyorlar ve borcu siz ödeyin diyorlar aile içi telaşa kavgalara yol açıyorlar.

Bu dosyaları satan banka sözleşmede müşteri gizliliğini koruyor mu? Bunu denetleme görevi BDDK'dadır.

Bir bankacı bir müşterinin hesabında 1 lirasının bile olduğunu 3. kişi ile paylaştığında hem işinden oluyor ve yargılanıyorsa bu dosyaları satanlar ve satın alanlar bunların alasını yapıyor ve yasalar sessiz kalıyor.

Borçluların izleyeceği yol...

Borçlu bu durumda ne yapmalı? Kendisine tebliğ edilen borç çok cüzi miktarlara satıldığından "10 bin lira borcun var peşin kapatırsan 8 bin liraya kapatırsın. Yoksa 15 bin lira olur ve hapse girersin, ailenin evine icra gelir" diye tehdit eden varlık şirketine siz de " 3 bin liram var kabul ederseniz yatırırım" dediğinde kabul edileceğini görecektir. Çünkü o  borç için bankaya 250 lira ödemiştir. Bu rakamın üstü onun için kârdır.

Bunun dışında yapılanların hepsi aldatmaca ve yasa dışıdır.

Sizi ve ailenizi kimsenin bilmemesi gereken bir borçtan dolayı arayan ve tehdit eden varlık şirketlerini BDDK'ya şikâyet edin. Daha da ötesine gitmek isterseniz sadece 1 dilekçe ile savcılığa bildirin.

Yazarın Diğer Yazıları