Barışmak

Bakan Şahin yaptığı bir açıklama ile  “Cami ve okulları barıştırmak durumundayız” diyor. Açıklamayı duyunca şaşırmadım desem yalan olur. Hatta kendi kendime sormadan da edemedim. Camilerle okullar ne zamandan beri ve neden küsler diye. Acaba bu iki kurum arasında bir savaş mı var? Yoksa şehitler bu savaştan dolayı mı veriliyorlar?
 Benim ülkemde değil bugün, dün de dâhil cami ve okullar hiçbir zaman rekabete girmemiş ve küs de olmamışlardır. Aksine ikisi de eğitim kurumları olarak bir birlerinin tamamlayıcısı olmuşlardır. Kendi üzerlerine düşen görevleri ise yasalar çerçevesinde yerine getirmişler ve getirmeye de çalışıyorlar. 
 Olaylara bakıldığında aynı okulda okuyan ve çalışanların siyasi nedenlerle bir birlerine palalarla, baltalarla ve silahlarla saldırdıklarını da görerek üzülüyoruz. Aynı şekilde camilerin kurslarında okuyan ve çalışanlar ise aynı hocalardan ders almalarına rağmen, cemaatlere ve fırkalara bölünerek kamuoyu önünde birbirlerine hakaret ettikleri gibi ölümle sonuçlanan olaylara karışmaktalar.
Tüm bunlara rağmen cami görevlileri ve cemaati ile okul çalışanları arasında veya kursiyerlerle öğrenciler arasında bir çatışma bu güne kadar yaşanmamıştır. 
Öyle olduğuna göre bakana göre bu barıştırma olayı niye diye düşünülebilir. Son zamanlarda okulların büyük çoğunluğunun imam hatip liselerine dönüştürülme gerekçesinin bir alt yapısı oluşturulabilir. Dikkat edilirse camilerde verdirilen vaazlarla velilerin çocuklarını bu okullara kaydettirmeleri için yönlendirmeler yapılıyor. Müftüler kefil gösteriliyor. Özel okul reklamları gibi İslami içerikli afişler bastırılıyor. Yani vatandaşın çocuklarını buralara göndermesi konusunda uygulanan mahalle baskısının saklanarak hazmettirilmesi de olabilir.
Ayrıca çalışan kadınlar ile düğünlerde oynayan kadınları ahlaksız ilan edecek kadar örümcek tutmuş kafalıları çoğaltma, kollama ve koruma taktikleri mi diye de düşünülebilir. Diğer bir yönüyle ise kafaların arkasındakileri gerçekleştirerek medreselere tekrar geri dönüş oyunları da olabilir. 
Sayın Başbakan’ın “dindar gençlik yetiştireceğim” demesiyle birlikte, Bakanlar okulları din düşmanı yetiştiren yerler olarak da algılamış olabilirler. Camilerle okulları barıştırıyoruz adı altında bir dönüştürme çalışmaları da başlatılmış durumda. Şimdi imam hatiplerle başlayıp ileride acaba başkaca hedefler mi planlanıyor. 
 Bakanımız okullarla camileri barıştıracağı yerine kurumların eksiklerini tespit edip gidermeyi niçin düşünmüyorlar? Daha dün atadığınız melelerin yıllardır yetiştirdiği katillerin mübarek bayramı bile kana buladıklarını neden görmezcilikten geliyorlar? Üniversitelerimizde parayla, arkadaş bularak, esrar ve eroine alıştırarak örgüte eleman kazandırıp dağa çıkışları neden önlemiyorlar?
 Birlik çağrısı yapan imamların şehit edilişleri önlenemezken, eylemlerde ellerinde kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’le eylem yapanlar niçin ıslah edilemiyor? Okullarımızda öğrencilerini dağa çıkaran veya teşvik eden öğretmenler neden hala çalıştırılıyor?
Demek ki camilerle okullar bir kavganın sonucu kırgın ve küskün değiller. Her kurumda olduğu gibi bu kurumlardaki bazıları da bu millete kan kusturmaya devam ediyor. Asıl bunların ıslah edilerek halkla barıştırılmaları gerekiyor. Genel ekseriyeti ülkenin geleceği ve bekası için çırpınan, duyarsızlıktan dolayı yöneticilerine kırgın olan halkla önce sizler bir barışın.
Kurumlar arasında bir şeyler varmışçasına kamuoyuna yansıtılarak sorumluluktan kurtulmaya çalışılacağına, halkın size olan küskünlüğünü düşünerek barışmak için bir yol aramalısınız.
Her gün oluk oluk akan kanların nedenlerini, bu durumdan dolayı halkın size olan güveninin kaybolarak kırgınlık ve kızgınlıkların artık öfkeye dönüştüğünü görün. 
 Türk halkının isteklerini kurumların küslük bahanesinin arkasına sığınarak kulak ardı ederseniz, geçmişte Atatürkçülük adına hareket ettiğini iddia edenler nasıl ki insanları Ata’mızdan soğutup bugünleri yaşatarak ne hallere düşürdüğünü görüp örnek alın. Yoksa yarın sizler de insanları dinden soğutup geleceğimizi toptan karartırsınız.
Türk milletinin yüzde doksanı samimi ve inanan Müslümanlardır. Yaşayamasa da inançlarına bağlı ve inançlarına dil uzatılmasına asla izin vermez. Aynı şekilde demokrasiye ve gelişmeye de aşkla sevgiyle bağlıdır. İki kavramı da hiçbir zaman karşı karşıya getirmediği gibi, getirilmesine de karşıdır.
Bu nedenledir ki camisini kendi yaptırdığı gibi okulunu da yaptırmaktadır. Ülkemizin ikisine de ihtiyacı olduğunun şuurundadır. Bırakın küslüklerini, kardeşliklerini daha da pekiştirmek için çalışmaktadırlar. Sizler böyle demagojileri bir tarafa bırakıp, önce kendiniz ve daha sonra da halkımızla barışın.

Yazarın Diğer Yazıları