"Baronlar İstilası" sürsün; "Emekliler limon satsın!"

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 10 Ekim 2023 günü yaptığı açıklamada son 4 ayda düzenlenen operasyonlar neticesinde 16 ilde 38 organize suç çetesinin çökertildiğini bildirmişti.

Operasyonlarda gözaltına alınan 2 bin 874 şüpheliden 702'sinin tutuklandığını belirten Yerlikaya "Hedefimiz; her zaman olduğu gibi hukukun üstünlüğü ilkesine ve insan haklarına sadık kalarak, ülkemizi dünyanın en güvenli ülkesi yapmak. O nedenle; nasıl teröre, zehir tacirlerine, göçmen kaçakçılığı organizatörlerine ve kaçakçılara göz açtırmıyorsak, halkımızın huzurunu kaçıran, güvenliğini tehdit eden organize suç örgütlerine de göz açtırmayacağız" diye vaatte bulunmuştu.

O günlerde konuyu Merdan Yanardağ ile birlikte 18 dakika programında yorumlayan Prof. Dr. Emre Kongar, “Yeni İçişleri Bakanı sürekli çete çökertiyor. Bu çeteler gökten zembille mi geldi? Bütün dünyanın uyuşturucu baronları İstanbul’da” demişti.

***

Çetelerin nereden ve neden Türkiye’ye geldiğini gazeteci Timur Soykan, “Baron İstilası” adlı kitapta tek tek anlattı.

Kitabın sonunda, konuyla ilgili haberleriyle tanınan gazeteci Bahadır Özgür ile yapılan bir röportaj var. Özgür, Uğur Mumcu’nun “Dünya çapındaki sanayi ve ticaret alanı nasıl ki çokuluslu güçlerim egemenliğindedir, yeraltı ticaretine de çokuluslu güçler hâkim. Bu çok uluslu yapı, yeryüzünde bazı noktalarda kesişir, kaynaşır, aynı yolları kullanır” analizini hatırlattı ve “Öyle ki, Europol’ün hazırladığı rapora göre küresel ölçekte bu yolla kontrol edilen para 7,5 trilyon dolar...” dedi.

Peki, bu örgütler neden Türkiye’yi mesken tuttu?

Bahadır Özgür’ün tespiti, "Ne olduysa, 2010'dan sonra, Erdoğan'ın bir yandan artık kendi arzuladığı rejimi kurma adımlarına başlaması, diğer yandan içerde iktidara bahar yaşatan uluslararası ekonomi politik konjonktürün değişmesiyle oldu." şeklinde...

Timur Soykan’ın vardığı sonuç şu ki, “Türkiye’nin dünya mafya üssüne dönüştürülmesinde, Varlık Barışı yasaları, Türk vatandaşlığı satışı, devletteki çürüme, mafyaya sağlanan meşruiyet gibi faktörler belirleyici oldu. Küresel boyutta mafyaya karşı düzenlenen operasyonlar da suç örgütlerinin Türkiye’ye göçünde etkiliydi.

İçki içiliyor diye festival yasaklayan siyasal İslamcılar, eroin, kokain, silah kaçakçılığı, kadın ticareti parasıyla rant ve yolsuzluk sistemlerine can suyu verdi. Oligarkların, petrol şirketlerinin, yoksul ülkelerin zengin ve kirli yöneticilerinin, karanlık sermayedarların, dünya mafyasının çullandığı ülkede, ‘yerli ve millî’ siyasetçilere, bürokratlara, büyük servet kapıları açılıyordu...”

Tabii açlık sınırının çok altında maaş verilen emeklilere, “limon satsınlar, simit satsınlar” diyen veya 6 milyon metrekare yani 6 kilometrekare arazi sahibi olan “millî ve yerli” siyasetçilerin servetleri de sorgulanmalıdır...

***

Peki, mafyanın Türkiye’de üslenmesine izin verdikten sonra neden operasyonlar yapılıyor?

Soykan’a göre, “Türkiye’yi kara para cennetine çeviren uygulamalardan sonra görece ‘temiz’ yabancı sermaye kaçmıştı. Bu Batılı sermayeyi çekebilmek umuduyla yabancı mafya gruplarına operasyonlar yapıldı. Uyuşturucu baronlarına diz çöktürülüp çekilen fotoğrafların yargı süreçleri tamamlanmadan hiçbir anlamı yoktu. Nitekim uyuşturucu baronlarına, mafya liderlerine, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı, oturma izni veren çetelerin üzerine gidilmedi. Bu yabancı suç örgütlerini Türkiye’de koruyan devlet içindeki yapılar karanlıkta kaldı.”

***

Soykan, son olarak bu mafya düzeninden nasıl çıkılabileceğinin yolunu da gösteriyor:

“Türkiye bu çok karanlık dönemde gerçek bir hesaplaşma yaşamadan toplumsal yozlaşma ve çürümeden kurtulamayacak. Bunu ancak geniş toplum kesimlerinin temiz devlet ve demokrasi talebi başarabilir... O zaman dünya tarihinin en büyük temiz eller operasyonlarından birini göreceğiz.”

Kırmızı Kedi Yayınları arasında çıkan kitap, rahmetli Cehar Dudayev’in konuyla ilgili değerlendirmesini doğruluyor...

Dudayev, Çeçen mafyasının Moskova’daki hâkimiyeti üzerine sorulan bir soruya şöyle cevap vermişti:

"Bir ülkede polis varsa mafya yoktur. Mafya varsa, polis yoktur. Veya bir ülkede devlet varsa, mafya yoktur, mafya varsa devlet yoktur, yani mafya varsa, devlet mafyadır."

Bu arada seçimlerde tarafsız olması gereken İçişleri Bakanı'nın belli adaylara oy isterken, çeteler konusunda hukukun üstünlüğünden bahsetmesi de inandırıcı olmuyor.

Yazarın Diğer Yazıları