Başbakan’ın planında teslimiyet mesajı var

Başbakan’ın planında teslimiyet mesajı var
Davutoğlu’nun, Mardin’de açıkladığı Türk milletini yok etmeyi ve bölücülüğe prim vermeyi hedefleyen ‘çözülme süreci’ topa tutuldu

PKK istekleri plana gizlenmiş

Terör örgütü PKK’nın talepleri plana ustaca gizlenmiş. Projedeki ’yerel yönetimlerin yetkileri genişletilecek’ hükmü, AKP iktidarının bölücülere açtığı teslim bayrağı anlamına geliyor. Bölücü örgütle masa kuran, açılım adıyla terörün güçlenmesine fırsat veren AKP zihniyetinin yaşananlardan hiç ders çıkarmadığı açıktır. 

Ne devlet kalır ne millet kalır

Bu bir yenilik değil. Her devlet bir ulus üzerine kuruludur. Ulusçuluk demek aynı zamanda vatanseverlik demektir. Bunun nesini ortadan kaldıracaklar. Bunu yok ettiğinizde ortada ne devlet kalır ne ulus kalır. Hiçbir şey kalmaz. Ulusçuluk kaldırılırsa ayrışma daha da artar. Daha büyük sorunlar yaratacak bir adım olur.

Asıl amaçları Türk’süz vatan

Anayasa değişikliğinin gerçek amacı, değişmez, değiştirilemez dediğimiz ilk 3 madde ve onun da garantisi olan 4’üncü maddeden kurtulmak. Ayrıca bir diğer konu da anayasadaki Türk tanımını kaldırmak. Yani kimliksiz bir millet oluşturmak. Bütün çalışmalar bunu amaçlıyor. Bunun sonucunda Türkiye diktaya gider.

 

Başbakan’ın planında teslimiyet mesajı var

MHP’li Çetin, Başbakan Davutoğlu’nun açıkladığı “Terörle Mücadele Eylem Planı”nın terörü teşvik edeceğini, içinde PKK ile müzakere mesajı içerdiğini söyledi.

Teşkilat İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Mardin’de açıkladığı 10 maddelik planın teröre teslimiyet içerdiğini belirterek, “PKK’nın talepleri plana ustaca gizlenmiş. Plandaki ’yerel yönetimlerin yetkileri genişletilecek’hükmü, AKP iktidarının terör örgütüne açtığı teslim bayrağı anlamına gelmektedir” dedi.

Özerklik peşindeler

Şefkat Çetin, “İstişare Meclisleri” nin, PKK’nın isteyip de yapamadığı bir başka adım olduğunu, terör örgütünün özerklik peşinde koştuğunu, bunun için de yetkileri genişletilmiş yerel yönetimlere ve halk içerisinden seçilmiş meclislere ihtiyacı bulunduğunu kaydetti. AKP’nin 2012’de çıkardığı “Büyükşehir Yasası” nın, terör örgütünün bölgede hâkimiyet tesis etmesine ciddi destek sağladığını ifade eden Çetin, bu yasanın bir anlamda “Eyalet Yasası” olduğunu ve Avrupa Birliği’nin Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’ndaki Türkiye’den beklentileri karşıladığını bildirdi.

Örgütle masa kuruldu

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun gözlerinin, dış güçlerden kaynaklı siyasal bir başkaldırının olduğunu göremeyecek kadar kapalı olduğunu söyleyen Çetin, şöyle dedi: “Bölücü örgütle masa kuran, açılım adıyla terörün güçlenmesine fırsat veren AKP zihniyetinin yaşananlardan hiç ders çıkarmadığı açıktır. Davutoğlu, İmralı’daki Bebek Katili ile kurdukları masanın sonuçlarını hesap etmeden şimdi Ankara’da yeni masa kurmaktan bahsetmektedir. Çukur kazarak devlete kafa tutan, Mehmetçiğimizi şehit eden örgüte seslenen Davutoğlu, ‘Çukur kazacağınıza gelin Anayasa Komisyonu’na istediğinizi söyleyin’ diyecek kadar açık konuşuyor. Böylelikle yeni anayasa çalışmalarının ve başkanlık arayışlarının bölücü talepleri karşılamayı amaçladığı görüntüsü oluşmaktadır.”

Bugün gözler önünde

Türkiye’nin üniter yapısının, birlik ve kardeşliğinin hedefe konduğu ve her geçen gün daha fazla tahrip edildiği bir süreçte, MHP’nin öngörü ve uyarılarının doğru çıktığını ifade eden Çetin, şöyle devam etti: “Açılım örtüsü altında bölgenin silah deposu haline getirilmesi, militanların eğitilmesi alenen sürerken AKP iktidarlarının güvenlik güçlerimizi engellemekle meşgul olmasının sonuçları bugün gözler önünde. Operasyon taleplerini sümenaltı edenler bugün verilen şehitlerimizin sorumlularıdır. Devlet adına silahlı örgütü muhatap alan ve anlaşmalar yapıp yasalar çıkaran, terör örgütünün faaliyetlerine göz yuman yerel yöneticilerle ilgili yargı sürecini işletmeyen hangi makam olursa olsun vakti geldiğinde hesabını adalet önünde Türk milletine vermekten kurtulamayacak.”

 

‘Ulusçuluk yok edilirse ortada bir şey kalmaz’

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Mardin’de açıkladığı 10 maddelik yeni sözde çözüm süreciyle ilgili “Vatandaşlarımızı ayıran ulusçuluğu kaldıracağız” sözlerine tepki gösteren Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, “Bunu yok ettiğinizde ortada ne devlet kalır ne ulus. Hiçbir şey kalmaz” dedi. AKP iktidarının bu tür söylemlerinin yeni olmadığını belirten Kanadoğlu, böyle bir adımın kabul edilemez olduğunu ifade etti. Her devletin bir ulus üzerine kurulu olduğunu vurgulayan Kanadoğlu, şunları söyledi:

Ayrışma artabilir

“Bu bir yenilik değil. Eğer bu sözlerle terörle mücadele etmeyi ya da bazılarının dediği Kürt sorununu çözmeyi düşünüyorlarsa öyle bir şey mümkün değil. Kesinlikle bu şekilde çözme olanakları yok. Onun için verilmiş bir taviz ise böyle bir adım hiçbir fayda sağlamaz. Bunu daha önce de söylediklerini biliyoruz. Malumun ilanı gibi bir şey oldu. Bunu orada öyle anlatıyorlar ancak Türkiye’nin geri kalanına nasıl anlatacaklar? Olur mu öyle bir şey. Her devlet bir ulus üzerine kuruludur. Ulusçuluk demek aynı zamanda eşittir vatanseverlik demektir. Bunun nesini ortadan kaldıracaklar. Bunu yok ettiğiniz de ortada ne devlet kalır ne ulus kalır. Hiçbir şey kalmaz. Ulusçuluk ortadan kaldırılırsa ayrışma daha da artar. Bugün yaşananların nedeni üst kimliğin ortadan kaldırılması ve alt kimliklerin öne çıkarılmasıdır. Sorunu çözmenin yolu bu değil. Daha büyük sorunlar yaratacak bir adım olur. Bununla şu an Güneydoğu’da cereyan eden olayların sonuna mı geçmeyi amaçlıyorlar. Açık açık konuşmamanın bir sonucudur. Çeşitli yorumlara yol açabilecek ayrışmayı büsbütün yoğunlaştıracak bir yaklaşım bu. Zaten bu yaşananlar üst kimliği ortadan kaldırarak alt kimlikleri öne çıkarmanın bir sonucudur. Bu, bugünün sorunu değil. Çok daha önceden yaratılan ve bugün vardığı yeri de gösteren bir olay. Yeni söylenmiş sözler değil bunlar. Hâlâ aynı yönde ısrar etmek, ayrışmaları daha fazla artırmaktan başka bir işe yaramaz.”

 

‘Amaç, kimliksiz bir millet’

Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, TBMM’de kurulan Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun adı “Mutabakat Komisyonu” olarak değiştirilse de mutabakat çıkmasının zor olduğunu söyledi. Türkiye’de yeni anayasa yapma ihtiyacı olmadığını belirten Türk, “Sorun anayasa değişikliği sorunu. Anayasa değişikliğinin gerçek amacı, değişmez, değiştirilemez ilk 3 madde ve onunu da garantisi olan 4. maddeden kurtulmak. Ayrıca bir diğer konu da anayasadaki Türk tanımını kaldırmak. Yani kimliksiz bir millet oluşturmak. Bütün çalışmalar bunu amaçlıyor” dedi.

AKP’nin yeni anayasa yapma gerekçesinin gerçek hedefinin Türk tanımını çıkarmak olduğunu ifade eden Türk şunları kaydetti: “Buna seyirci kalamayız. Partilerarası Uzlaşma Komisyonu’nda ve o Komisyon’a katılan siyasi partilerin görüşlerini dikkate aldığımızda bir sonuç çıkacağını da sanmıyorum. Böyle bir oyalama sonunda AKP yetkililerinin açıklamalarından anladığımız kadarıyla buradan sonuç çıkmazsa AKP’nin kendine göre bir anayasa hazırlayıp onu doğrudan doğruya halk oylamasına sunması söz konusu. AKP’nin düşündüğü başkanlık sistemi bütün erklerin tek elde toplandığı bir sistem. Hatta başkana yasal düzenleme olmayan konularda başkanlık kararnamesi adıyla düzenleme yapma hakkı getiren bir sistem. Bunun sonucunda Türkiye diktaya gider, Türk milleti bunu asla kabul etmeyecektir.”

Fa­tih Er­boz