Başbakan’ın Rusya ziyareti

Başbakan Erdoğan 18 Temmuz da Moskova’ya günü birlik bir iş ziyaretinde bulunmuştur. Diplomaside iş ziyaretlerinin ayrı bir özelliği vardır. Birinci özelliği ziyaret isteği misafir olacak ülkeden gelmesi, ikinci özelliği de devlet töreni yapılmaması ve günü birlik olmasıdır. Bu ziyaretin birinci özelliğini dikkate alırsak şu soru aklımıza geliyor. Erdoğan niçin Putin ile görüşmek istedi. Basın yayın kuruluşları ağız birliği etmişçesine düşürülen Türk uçağı ve Suriye konusunu konuşmaya gitti düşüncesindedirler. Oysa ki her iki lider de kasıtlı bir şekilde çok kısa tutukları basın toplantısında konuştukları konularla ilgili bilgi verirken Suriye konusunu gündeme getirmediler, sadece bir soru üzerine birer cümle ile geçiştirdiler. Başbaşa ve heyetler Halindeki görüşmelerde sadece ikili ekonomik, özellikle de enerji ilişkilerini konuştuklarına inandırmak istediler. Her iki lider de çok gergindi. İki ülke arasındaki ekonomi ve enerji ilişkilerinin bugünkü durumu liderleri germekten ziyade mutlu edecek seviyededir. Dolaysıyla bu gergin toplantının ana konusu hiç şüphe yoktur ki Suriye ve düşürülen Türk uçağıdır. Türkiye’nin Rusya ve Putin üzerinde baskı yapma ve yaptırım da bulunma gücü yoktur. Ayrıca Erdoğan, Gül ve Dışişleri Bakanı’nın Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere’nin sözünden çıkmayacağını Ruslar çok iyi bilmektedirler.
Rusların Suriye konusunda bu kadar kararlı gözükmesinin iki temel nedeni vardır. Birincisi, Putin bu üçüncü başkanlık döneminde Rusya Federasyonunu soğuk savaş döneminde olduğu gibi uluslar arası itibarlı bir güç yapmak istemektedir. Kendine göre elinde kıtalar arası füzeler(intercontinantal misil) yani ülkesinden itibaren dünyanın her yerini vurabilecek silahlara ve atom bombasına sahiptir. Putin Rusya’nın IMF ve Dünya Bankası’na olan bütün borçlarını ödeyerek batılı finans ve devletlere karşı ekonomik özgürlüğünü elde etmiştir. Bu caydırıcılık özelliğini ve ekonomik bağımsızlığını kullanmak istemektedir. Suriye olayını fırsat bilerek bunu göstermek niyetindedir.  2008’de Gürcistan’da yaptığı gibi. İkinci nedeni, Rusya’nın Suriye’de yaklaşık 20 milyar dolarlık yatırımı, askeri üsleri ve soğuk savaş dönemi de dahil olmak üzere yakın politik ve diplomatik ilişkileri vardır. Ayrıca Rus silah sanayiinin üçüncü en büyük müşterisidir. Bu nedenlerle Ruslar çıkarlarını korumak için Amerikalılar ile pazarlık paylarını artırmak amacıyla Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ndeki veto hakkını kullanmakta, uluslar arası Suriye toplantılarında Esad rejimini desteklemekte ve aleyhine alınacak kararlara itiraz etmektedirler.
Bölgeye askeri gemiler yollamakta ve bölgede batının taşeronluğunu yapan AKP iktidarına ve ABD’ye göz dağı vermek için Türk uçağını Suriye’ye düşürttürmüştür. Rusları bu kadar kararlı ve yürekli yapan nedenler sahip olduğu askeri ve ekonomik gücünden mi kaynaklanmaktadır. Kısmen evet, ama asıl neden Kasım ayında Amerika’da başkanlık seçimi ve Obama seçimlere kadar sonunu göremediği Suriye olayına Libya’da olduğu gibi bir hava saldırısını göze almak istemiyor, zira şu anda yapılan anketlere göre seçilmesi garanti gibi, dolayısıyla bir askeri maceraya girmez. Tecrübeli Rus diplomasisi bu durumu görmekte ve üç aylık seçim zamanını iyi kullanmak istemektedir. Pazarlıklar için daha zamanları var. Obama veya yeni bir başkan seçimin bittiği saatten itibaren Suriye ile ilgili gerekli radikal kararı alacaklardır, kimsenin şüphesi olmasın. Rusya tarihi tecrübelerinden dolayı bilmektedir ki ABD, İngiltere ve İsrail’in ortak olarak istediği bir konuda hayır deme gücü yoktur, ayrıca böyle bir lüksü şöyle ya da böyle elde etmiş te olsa bunu kullanmayacak kadar akıllı ve tecrübelidir. ABD, İngiltere ve İsrail dünya petrol ve gaz fiyatlarını sadece bir yıl yarıya indirseler Rusya ekonomisi çöker. Bırakınız Akdeniz’de savaş yapmayı, memurlarının maaşını dahi ödeyemez hale gelir. Putin bunu çok iyi bilmektedir. Kasım ayı ABD başkanlık seçimlerini beklerken, Esad muhaliflerinin de oyalanması ve uluslar arası kamu oyunun da bir askeri müdahalenin meşrulaştırılması için hazırlanması gerekir. Bu mantıkla da daha çok saldırı ve daha çok masum ölümleri olacak ve ülkenin tahribatı gerekecektir. Maalesef yapacağımız hiçbir şey yok sadece dua edebiliriz. Cenab-ı Allah Suriyeli kardeşlerimize yardım etsin...

Yazarın Diğer Yazıları