Başkalarının çocukları

Allah bağışlasın, kaç çocuk var? İyi yetiştirdiniz çocukları maşallah... Özel okullarda okudular değil mi? Üniversiteler, paralı, burslu, yarı burslu filan...

Okurken sağa sola bulaşıp, sicillerini de bozmadılar... Sonra iş bulma dertleri de olmadı... Partili belediyeler ne güne duruyordu değil mi? Kıyak maaşlarla işlere başladılar... Keza danışmanlıklar da vardı sizler için... Biricik evlatlarınız için çapraz danışmanlıklar, karşılıklı güzellikler...

Hiçbirisi olmazsa fatura kesebilen çocuklarınız oldu... Ya da fatura kesebilen iş adamlarının iş bilen ortakları çocuklarınız...

Allah korusun, çocuklarınızı iyi yetiştiremeseydiniz, onları tehlikelerden uzak tutamasaydınız, ballı işlere yerleştiremeseydiniz kim bilir ne hâllere düşeceklerdi, başkalarının çocukları gibi...

Çoğu işsiz kalacaktı... Kimisi neredeyse artık 'ideolojik' hâl almış otoparkçılıkla geçiniyor olacaktı... Yöneten siyasîlerle arası iyi bir taşeron firmada asgari ücretle güvenlikçilik yapan kendisini şanslı sayacaktı... Temizlik elemanı olarak işe giren de 'işsizden hâlliceyim' diye avunacaktı...

Sizin çocuklarınız gerçekten kıymetli, tıpkı bırakamadığınız, yatarken bile koynunuza aldığınız koltuklarınız gibi... İçlerinde garip kalmış, iş arayan, asla geçemeyecekleri mülâkatlarda dağ gibi vücutlarıyla beş para etmez komisyonların önünde eğilmek zorunda kalan çocuklarınız var mı? Allah esirgesin değil mi?

***

Buna adaletsizlik denilmez tabii ki!.. Herkesin görevi ayrı!.. Kimisi 'bankamatik çalışan' olmak için vardır, kimisi de ateşe atılmak için!..

Buna 'tabii siyasî seleksiyon' da diyebiliriz!.. Kimilerinin çocukları pamuklar içinde sarılmak için vardır, kimilerinin çocukları da risk almak, sürünmek ve geleceklerini karartmak için!..

Eğer birilerinin gaz verip yakılması gerekiyorsa, tabii ki bunlar başkalarının çocukları olmalıdır!.. İşin içinde 'kutsal dâvâ' vardır ve bu dâvânın yükü de, çilesi de, derdi de 'alt sınıflar'ın çocuklarının omuzlarına kalmalıdır!..

Yanacaksa başkalarının çocukları yanmalıdır 'dâvâmız' için!.. Sizlerin çocuklarının bön bön baktığı, lüzumsuz gördüğü 'kutsal vazifeler'e garibanların çocukları sürülmelidir!..

Sizler ailecek niye risk alasınız ki? Sizlerin hane-i saadetinizden daha üstün dünyada ne olabilir? Yansın başkalarının çocukları, köküne kıran mı girdi sanki!.. Oh ne âlâ hayat, o çocukları sütre yapın, arkasından üfürün...

***

Kast sistemi iyidir, herkes haddini bilir!.. Şimdi koca koca 'başkanlar'ın çocukları otoparkçılık yapsın veya boşta gezsin, olmadı mülâkatları aşabilmek için yağdan göbekleri kat kat olmuş kaşar muktedirler karşısında ezilsin de, kenar mahallelinin sıradan oğlu partili belediyelerde paraşütle işe mi girsin? Meclis'te danışman mı olsun haddini bilmeden?

Bu işler ehliyet ve liyakat işi... Mâlûm, ehliyet ve liyakat babadan oğula geçer, imtiyaz orada başlar!.. Kimileri 'saadet zinciri'ne tutunmak için doğmuştur, kimileri ise bazen 'zurnanın son deliği' muamelesi görmek, ama bazen de ateşe atılırken 'gaz' yemek için!..

***

Gerçekten kendi çocuklarınızı bu işlere bulaştırmamakla çok iyi yaptınız!.. Sizin 'maraba' gördükleriniz varken ne gerek vardı bu riske? Nasıl maaşları iyi mi bari? Yılda kaç kere çift maaş alıyorlar? Bayramlarda ikramiye filan?

Hayat size güzel... Birileri çifte maaş için vardır, birileri de çifte belâ için... 'Sıradan' olmak, hele hele 'sıradanın çocuğu' olmak ne kötü bir şey değil mi? Birisinin başı yakılacaksa, onun başı yakılacak!.. Birisi gaza getirilip, geleceği karartılacaksa maalesef o olacak!..

Her şey iyi de tek sıkıntı ne biliyor musunuz: Bu çıplak gerçeği herkes görüyor, siz fark edilmediğini zannediyorsunuz, o kadar!..

***

Not: Bu yazı geçen yıl Temmuz ayında yayımlanmıştı... Değişen bir şey yok... Kendi çocuklarına kıyamayanlar yine başkalarının çocuklarını ateşe sürüyorlar...

Yazarın Diğer Yazıları