"Başkanlık gelirse kalıcı OHAL sürecine girilecek"

"Başkanlık gelirse kalıcı OHAL sürecine girilecek"
Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişiminden 5 gün sonra ilan edilen OHAL'e ilişkin olarak da "20 Temmuz sivil darbe tarihidir" dedi.

CHP lideri, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk'e verilmeyen yetkinin bir kişiye verileceğini belirterek "Mustafa Kemal'e verilmeyen yetki El Nusra'nın, IŞİD'in, herkesin kandırdığı bir adama verilecek" yorumunu yaptı.

Partisinin grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

Benim bir anayasal hakkım varsa bu hakkımı güvence altına alabilmeliyim, anayasa bunu sağlıyor. 1789 İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi şunu söyler; hakların güvence altına alınmadığı ve güçler ayrılığının belirlenmediği bir toplumun anayasası yoktur. Güvence altına haklar nasıl alınır, güçler ayrılığı ilkesiyle. Yetkinin bir kişine toplanmadığı durumlarda haklar güvence altına alınır. Örneğin, devletin bir muamelesiyle karşılaştınız ve onun haksız olduğun a inanıyorsunuz ne yapacaksınız, hakkınızı arayacaksınız. Yargı bağımsız değil ve bir kişinin elinin altındaysa siz hakkınızı alamazsınız.

Yasama yürütme yargı; biri diğerini denetleyecek. O zaman biz anlayacağız ki bu anayasa bizim anayasamızdır. Hem bana hak veriyor hem bana verdiği hakları güvence altına alıyor. Şimdi, yine bazı vatandaşlarımız "Bir kişiye verelim ne olacak ülkeyi yönetsin" diyebilir. Kavgasız, dövüşsüz bir yönetimin örneği yoktur arkadaşlar. En son örneği Hitler'di. Kendisinin hukuk danışmanı hatta şunları söylemişti; bir konuda karar vermeniz gerekiyorsa Führer'e bakardınız, o nasıl karar verecekse öyle karar verirdiniz. Almanlar, yeni bir anayasa yazarken direnme yasasını anayasa koymuşlardır. Başka bir seçenek yoksa haklar direnmek zorundadır. Anayasalar değişmez mi elbette değişir. En güzel örneğini vereceğim size, Ecevit'in başbakanlık yaptığı dönemde anayasanın 38 maddesi değişmiştir.

"HALKTAN HABERSİZ ANAYSA DEĞİŞMEZ"

Anayasa Uzlaşma Komisyonu oluşturmuştur, partilerin TBMM'deki milletvekili ağırlıklarına bakmaksızın her parti eşit sayıda temsilci versin. Oturalım hep birlikte anayasa değişikliği yapalım. Anayasa dayatma şeklinde olmaz, uzlaşma kültürü olmalıdır. Oylama yapılırken "Ben evet oyu kullanıyorum" diyen biri var mıdır orada? Hayır. Herkes gitmiştir, oyunu vermiştir. Şimdiye bakıyorum, anayasa değiştirecek ortam var mı? OHAL var. Kimse korkudan konuşamıyor, her an herkes tutuklanabilir, her an herkesin mal varlığına el konabilir. Anayasa değişikliği yapılacak TBMM'nin etrafında TOMA'lar, polis araçları... Ya ne oluyor savaş mı var, TBMM'ye saldırı mı var?

Böyle bir ortamda biz anayasa değiştiriyoruz. Ulusal Kurtuluş Savaşımızda böyle bir şey oldu mu? Üniversiteler, rektörler, barolar konuşamıyor. Dün Ankara Baro Başkanı konuşma yapacak, kıyametler kopuyor nasıl açıklama yapar diye. Niye korkuyorsunuz açıklamasını yapsın. Bu ortamda biz anayasayı değiştireceğiz diyorlar. Anayasada ne değişecek, kimsenin haberi yok. İktidar partisine televizyonlardan canlı yayın verin diyoruz, vermem diyorlar. Vatandaşın bilgisi olması lazım. Böyle bir ortamda, dayatma kültürüyle halktan habersiz anayasayı değiştirmek istiyorlar. 15 Temmuz kontrollü darbe girişiminden sonra 20 Temmuz'da sivil darbe yapıldı. Kimse unutmasın bunu. 20 Temmuz'dan sonra bakın neler oldu.

On binlerce kişi memuriyetten atıldı, binlerce kişi üniversitelerden atıldı, 147 gazeteci tutuklandı, er ve erbaşlar hapse atıldı. AYM dahil siyasal iktidara teslim oldu, demokrasi ve hukuktan vazgeçti. Bir milyondan fazla mağdur aile yaratıldı. İnsanlar açlığa mahkum edildi. Hiçbir dönemde söylenmeyen şu cümle kuruldu; açlarsa ağaç kökü yesinler. Bunu söyleyen insan zaten insan olamaz. Şimdi yeni anayasa yapacağız diyorlar, niye yapıyorlar? Düne kadar yoktu. Birden bire niye çıktı ortaya. 

Yüzde 51 ile seçilen cumhurbaşkanına milletin yüzde yüzünü temsil eden TBMM'ye feshetme yetkisi verilmek isteniyor. Aklını kullanan bir insanın kabul edeceği bir değil. Milli iradeye ihanettir bu. Millet seçti bu vekilleri, her partiden insan var. Bir kişi çıkıyor, yüzde 51 oy almış yüzde 100 oy almış bir meclisi feshediyor. Dünyada böyle bir örnek var mı? Mustafa Kemal Atatürk'e verilmeyen yetki, ülkeyi felakete sürükleyen birine verecek. Üstelik hem FETÖ, hem PKK, hem IŞİD'in kandırdığı birine bu yetki verilecek. 

"ŞU AN DEVLET YOK"

Cumhurbaşkanı artık tarafsız olmayacak, bir partinin de genel başkanı olacak. Cumhurbaşkanı olarak vali atayacak ama aynı zamanda o vilayete il başkanı da atayacak. Cumhurbaşkanını kim temsil edecek, il başkanı mı, vali mi? Cumhurbaşkanı anayasaya göre hala tarafsız olacak çünkü tarafsızlığını öngören yemin metni değişmiyor. Milletvekilleri tarafsızlık üzerine yemin etmezler, genel başkanlar etmezler. Ama cumhurbaşkanı, cumhurun başkanı olduğu için tarafsızlık üzerine yemin eder. Şimdi hem cumhurbaşkanı olacaksın hem de partinin genel başkanı olacaksın. Neyine yetmiyor cumhurbaşkanlığı, neyine yetmiyor. Bu ülke seni aldı milletvekili yaptı, genel başkan yaptı, cumhurbaşkanı yaptı, başbakan yaptı, bir köşk değil 1100 odalı Saray verdi daha ne istiyorsun ya bir otur yerinde. Tarafsız davrandığı sürece hep saygı gösterdim. Türkiye'nin bu kadar derdi var ya illa bu mu olacak. Tarafsız olan bu cumhurbaşkanı, aynı zamanda kendisinin tüm milletvekillerini belirleyecek.

TBMM'nin üzerine vesayet kuracağım demektir bu. Birisi benim sözümden çıkarsa ertesi gün onu listemden sileceğim demektir. Böyle bir anlayış olabilir mi, cumhurbaşkanısın. Cumhurbaşkanı pozisyonunda olan biri bunu yapmamalıdır. Bu sadece Erdoğan sorunu değil, yarın başka birisi çıkarsa ona da karşı çıkarız. Kişilerden bağımsız olarak sorunu ele alıp anlatmak zorundayız. Başbakanlık tamamen kaldırılıyor, böylece Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez kendi ipini çeken bir başbakan ile karşı karşıyayız o da Binali Yıldırım. Başka, bu anayasa geçerse hükümet güven oyu almayacak, kaldıracaklar onu. Bakmayın millet seçmiş, otursunlar oturdukları yerden alsınlar aylıklarını diyecekler. Güven oyu aldıktan sonra oturursun ben güven oyu aldım ki icraatımı yapıyorum dersin. Bizim 100 yıllık birikimlerimizi çöpe atıyorlar, amaç ne? TBMM'yi cumhurbaşkanlığın arka bahçesi haline getirmek. Kurtuluş Savaşı'nı yürüten Meclis, 15 Temmuz'da üzerine bombalar yağarken darbecileri püskürten Meclis bir kişinin arka bahçesi haline dönüşecek. Milli Kurtuluş Savaşımızın tarihine ihanettir. Bu anayasa değişikliği teklifi yürürlüğe girerse gensoru verileyemeyecek, bakan istediği kadar götürsün malı. Nasıl bir anlayıştır.