Başkanlık sistemleri ve Türkiye

Başkanlık sistemleri ve Türkiye
Başkanlık sistemleri ve Türkiye

Devlet Bahçeli'nin, Başkanlık sistemiyle ilgili olarak ya tartışmalar bitsin ya da fiili durum hukuksallık kazansın yönündeki çağrısı yoğun tartışmalara yol açmış ve rejim değişikliği için referandumu amaçlayan tarihi bir süreci de başlatmıştır.

Ak Partinin MHP'ye sunduğu teklif başkanlık yetkilerini belirleyen 14 maddeden oluşuyor. Teklifte sistem olarak ''Türk tipi'' Başkanlık modeli önerilirken ortaya çıkabilecek kamu hassasiyeti dikkate alınarak Başkanlık yerine Cumhurbaşkanı ifadesi kullanılmaktadır. MHP'ye sunulan tasarı ile dünyada benzeri olmayan bir model üretilmeye çalışılmaktadır.

Dünyada hükümet şekilleri ana hatları ile incelendiğinde dört tip sistem karşımıza çıkmaktadır. Bunlar; Başkanlık, Yarı Başkanlık, Parlamenter Sistem ve Meclis Hükümeti şeklindedir. Bu sistemleri birbirinden ayıran mekanizma kuvvetler ayrılığının katılık veya yumuşaklık derecesine göre tanımlanmaktadır. Ayrıca bu sistemler kendi içlerinde birbirlerinden farklı sosyolojik, kültürel ve siyasal koşulların ürünü olan krallık, mutlakıyet, teknokratlar, teokrasi, otokrasi, monarşi, parlamenter monarşi, oligarşi gibi modellere dönüşmektedir.

ABD ve bazı Latin Amerika ülkelerinde uygulanmakta olan başkanlık sistemi, kuvvetler ayrılığının yani yasama ve yürütme organlarının kesin, katı ve tamamen ayrıl olduğu bir yönetim sistemidir.  İngiltere, Türkiye ve bazı Avrupa ülkelerinde de uygulanan parlamenter sistemlerde ise kuvvetler ayrılığı daha esnek ve yumuşaktır. Rusya, Fransa, Portekiz ve Mısır gibi ülkelerde uygulanmakta olan yarı başkanlık sistemi, hükümet başkanı başbakan ve cumhurbaşkanı arasında yürütme yetkilerinin paylaşıldığı, yasama ve yürütmenin işbirliği içinde çalıştığı katı kuvvetler ayrılığının (yasama-yürütme) olmadığı bir hükümet sistemidir. Türkiye'nin 1921 Anayasasında o günkü şartlar gereği bu Meclis Hükümeti sistemi ve onun üzerinden inşa edilen Parlamenter Modeli benimsenmiş ve halen de İsveç'te uygulanan bu sistemde meclisin egemenliği söz konusudur.   

Aslında bugün Başkanlık olarak adlandırdığımız devlet yönetim şekli mutlak monarşi adı altında eski çağlardan beri dünyada uygulanan en yaygın yönetim biçimidir. Monarşinin ya fetih ya da darbeyle oluştuğuna tarih tanıklık etmektedir. Bu güç sayesinde egemenlik bir kişinin şahsında toplanmıştır. Dünyada meydana gelen gelişmeler sonucu egemenliğin bir kısmı bir kişinin uhdesinden çıkarılarak seçilmiş meclislere devredilmiştir. Monarşinin krallık, prenslik, sultanlık, padişahlık gibi farklı isimlerle devam ettiğini, ancak zaman içerisinde mutlak monarşinin meşruti monarşiye geçtiğini, hatta bunlardan bazılarının günümüze kadar da devam ettiğini, bazılarının ise yıkılıp yerine temsil esasına dayalı başkanlık sistemlerinin kurulduğunu görmekteyiz.

AKP'nin öngördüğü modelin Amerikan Başkanlık sistemine çok benzediği iddia ediliyorsa da ABD'de kuvvetler ayrılığı sistemi vardır. Yasama, yürütme, yargı birbirini sıkça denetlemektedir. Yasama, yürütmeyi, yürütme de yasamayı feshedemez. ABD'de biri temsilciler diğeri de senato olmak üzere iki meclis var. Başkan'ın önemli görevlere yaptığı atamalar senato onayından geçmekte, üst meclis olarak kabul edilmekte ve yasa teklifleri her iki mecliste görüşülüp onaylanmaktadır. Ayrıca eyalet sistemi de olan ABD'de eğitim, sağlık gibi konular tamamen eyaletlerle çözülmekte Başkan eyaletlere karışmamaktadır. Başkanın kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi de yoktur.

ABD'yi taklit eden bazı Latin Amerika ve Ortadoğu gibi ülkelerde uygulanan Başkanlık sistemlerinde tamamen tek adam ve neredeyse dikta rejimleri uygulanmaktadır. Bunun nedeni ise denetim gevşek tutulduğu için sistem hemen diktatörlüğe dönüşüyor.

Türk tipi modelin son şekli üzerindeki tartışmalar;  partili başkan,  kuvvetler ayrılığı, bağımsız yargı, denetim mekanizması ve başkanın sayısız kararname yetkileri gibi konular üzerinde yoğunlaşacaktır. Bu hamur daha çok su götürür.

Cuneyt.mengu@mercanonline.com