Başkanlık sistemleri ve Türkiye (2)

Başkanlık sistemleri ve Türkiye (2)

Hali hazırda Türkiye'nin yoğun bir şekilde gündeminde yer alan Başkanlık Sistemi yeni bir mesele olmayıp 12 Eylül 1980'den bu yana ülkede konuşulmakta ve birbirinden farklı yorumların yapıldığı görülmektedir. Her ne kadar ABD'deki siyasi sistemin ortaya çıkış nedenleri ve gelişimi Türkiye'den farklı olsa da kurulması öngörülen modeli savunan Türk siyasetçilerin çoğunluğunun referans noktası ABD'deki Başkanlık Sistemi olmakla birlikte dünyada benzeri olmayan Türk tipi başkanlık sisteminden söz edilmektedir.

1980 sonrasında yürürlükte olan parlamenter sisteminin başkanlık ya da yarı başkanlık sistemi olarak değiştirilmesi yönünde tartışmalar başlamış, hatta 1982 anayasasının hazırlanması esnasında başkanlık ve yarı başkanlık tartışmaları da gündeme gelmiştir. Başkanlık sistemini parlamenter sisteme alternatif olarak öneren ilk siyasi lider Turgut Özal'dır. Bazılarına göre Özal'ın başkanlık önerisinin yanı sıra federasyon modelinden söz etmesinin arkasında ülkenin bölüneceği yolunda farklı planların olduğu kanaatini uyandırması siyasi hayatını olumsuz yönde etkilemiştir. Özal'ı takiben aynı öneriyi dile getiren Süleyman Demirel siyasi yapıdaki sorunun sistemden kaynaklandığını ve zor durumlarda seçime gidilecek bir mekanizmanın bulunmadığını ileri sürmüş ve parlamenter sistemin tartışılır hale geldiğini belirtmiştir. Demirel'in önerisi gerek siyasiler ve gerekse de kamuoyu tarafından tartışılmış, başkanlık sisteminin uygulanması halinde ülkeyi diktatörlüğe götüreceği yorumları yapılmıştır.

***

Türkiye'de ilk defa 12. Cumhurbaşkanı 2014 yılında halk tarafından seçilmiştir. Buna dayanarak Cumhurbaşkanı'nın yarı başkanlık sistemine göre hareket etmesi sonucunda Bahçeli'nin tartışmalara yol açan bu son çıkışı meydana gelmiştir. 

Başkanlık sistemi tartışmaları Erdoğan'ın hem başbakanlık ve hem de cumhurbaşkanlığı döneminde devam etmiş ve halen de devam etmektedir. Erdoğan, başkanlık konusunda bir konsensüs sağlanırsa Türkiye'nin ciddi bir sıçrama yapacağını belirtmekte ve ideal olarak da Amerikan modelini önermektedir.

Türkiye'de başkanlık sistemini savunanlar; doğrudan yetki, kuvvetler ayrılığı, hızlı karar alma, istikrarlı ve güçlü bir yönetim ile yönetim karmaşasına son vereceğini belirtmektedirler. 

Dezavantajlarını savunanlar ise; sistemin rahatlıkla totaliter bir rejime dönüşebileceği federatif yapıya veya kantonal sisteme geçilebileceği, ülkedeki kutuplaşmanın sertleşmesine sebep olacağı, ABD dışında hiçbir ülkede istikrarlı bir demokratik ortamı sağlamayan bu sistemin devletin bazı organlarında istenmeyen tıkanıklıklara neden olabileceğini ileri sürmektedirler.

***

Yeni anayasa konusuna gelince bugünkü Meclis'in yeni anayasa yapıp yapamayacağı bir anayasal hukuk meselesidir. Bazılarına göre Meclis yeni anayasa yapamaz. Gerekçesi ise Meclis mevcudiyetinin ve meşruiyetinin kaynağı ve dayanağı olan mevcut anayasanın tamamen değiştirilmesi siyaseten ve hukuken imkansızdır. Yoksa darbeden söz edilir. Bir diğer görüş ise "Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir" buna istinaden halkın seçtiği meclis, hukuk kuralları içerisinde yasanın emrettiği sayısal çoğunluğun sağlanmasıyla yeni anayasa hazırlayabilir veya sistem değişikliği yapabilir.

Neticede; hedef Meclis'in referanduma götürülebilmesi için 330 şartı aranacaktır. Tasarının son şekli üzerindeki tartışmaların özellikle kuvvetler ayrılığı, bağımsız yargı ve denetim mekanizması gibi konular üzerinde yaşanacağının yanı sıra iki meselenin halka nasıl anlatılacağı merak konusudur.

İlki, parlamento sisteminde bölünme olmayacağı veya Başkanlık sistemine geçilince toprak bütünlüğünün korunacağının güvencesi nedir? İkincisi, Muhalefet Başkanlık sisteminin merkeziyetçiliği artıracağını dile getiriyor. İktidar, Başkanlık sisteminde işlerin daha hızlı ve verimli olacağını öne sürüyor. Öyleyse mevcut sistemdeki katı merkeziyetçilik neden incelenmiyor?

Gerek iktidar ve gerekse muhalefet siyasi polemiğe girmeden Başkanlık sisteminin olumlu ve olumsuz yönlerini mutlaka halkın anlayabileceği bir üslup ile anlatmalıdırlar.