Basra harap olduktan sonra Bağdat'a bakmak!

Başbakan Binali Yıldırım, altı televizyon kanalından ortak yayınlanan programda Irak yönetimini kastederek, "Sınır geçişleri, boru hatları gibi konularda muhatabın sadece kendileri olduğunu, muhatabın Bağdat olması konusunda bize bilgilendirme yaptılar. Bundan sonraki adımlarda Irak merkezi yönetimini daha fazla doğrudan muhatap alarak karar vereceğiz. Bizim muhatabımız bundan böyle Bağdat olacak." dedi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da "Bundan sonra bizim muhatabımız esas itibariyle Bağdat'tır" diye açıklama yaptı.

***

Kaan Karakuş hatırlattı, Banu Avar nakletti, aynı Binali Yıldırım, 22 Ekim 2016'da "IKBY bölgesinde yapılacak her türlü işbirliğini merkezî hükümetle değil, o bölgenin esas sahibi olan Barzani yönetimiyle yapacağız" demişti!

Gerçi Binali Yıldırım, Tayyip Erdoğan'ın AKP yöneticileri için söylediği "metal yorgunluğu" konusunda "Yaz yorgunluğuna benzer, gelir geçer" diyor ama uluslararası ilişkilerde bu 180 derecelik dönüş, neyin yorgunluğu?

Üstelik bu çelişki, bu zikzak, metal yorgunluğunu değil metal çürümüşlüğünü ifade ediyor!

***

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin referandumu konusunda, "Bölgedeki gelişmeleri, bu bölgelerde yaşayan insanlar ve devletler karar vererek çözmeli. Türkiye, İran, Irak ve Suriye'nin bir araya gelerek bu sorunları çözmelerinin isabetli olacağı kanaatindeyim." dedi.

Yıldırım da, "Bugünlerde Genelkurmay Başkanımız Tahran'a bir ziyaret yapacak. Cumhurbaşkanımızın da Tahran'a ziyareti var. İran, Türkiye, Irak bu krizin büyümeden çözülmesi yönünde bütün gayretimizi göstereceğiz. Sınırdaki tatbikata Irak da katılma kararı aldı. Askeri personel, subay ya da uzman düzeyde katılım olacağı yönünde bir bilgi var." diye açıklama yaptı.

AKP iktidarı şimdi doğru yola girmeye çalışıyor ama geç kaldılar! Bu uyarıları on-onbeş yıldır biz de yaptık ama hiç umurlarında olmadı. Barzani'nin hükmettiği bölgedeki petrol ve doğalgaz, iktidarda sahipleriyle kan bağı olanların iştahını kabarttığı için Exxson Mobil ile ortaklığa girdiler, Bağdat'ı devre dışı bıraktılar.

***

Şimdi muhatap olarak Bağdat'ı alacaklarmış! İyi de atı alan Üsküdar'ı değil Fırat'ı geçti. Barzani ile ekonomik, siyasi ve askeri işbirliğine girerken, bu devletçiğin asıl hedefinin önce bağımsız sonra da büyük Kürdistan olduğunu bilmediklerini kimse söyleyemez!

ABD'nin Ankara Büyükelçisi iken Pearson, "Erzurum'dan Bağdat'a kadar uzanan bölge tek bir ekonomik bölge haline gelsin!" demişti. Ardından Barzani'nin internet sitesinde Pearson'ın sözleri yorumlanırken "Bu bölge tek bir siyasi bölge haline gelsin, Kuzey Kürdistan'daki işgalci Türk Ordusu buradan çekilsin!" denilmişti. Yorumun yanında bir de Büyük Kürdistan haritası vardı!

Ahmet Davutoğlu da Irak ile 2009'un Ağustos ayında ortak Bakanlar Kurulu toplantısında bölgeyi "Mezopotamya Ekonomik Bölgesi" diye tanımlamış, "Bu bizim vizyonumuzdur" demişti. Vizyon, Pearson'ın, Biden'in kısacası ABD'nin vizyonuydu. Davutoğlu ise bu vizyonu milli bir proje gibi göstermeye çalışıyordu ama gerçekler ortadaydı.

***

Şimdi Tayyip Erdoğan, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin ile görüşerek, kendisinin yol verdiği, Ankara ve İstanbul'da bayrak çektirdiği Barzani'ye karşı Irak'ın toprak bütünlüğünü korumaya çalışacak! Böylece yangının Türkiye'ye daha fazla zarar vermesini önlemeye çalışacak.

Böyle durumlarda Araplar, "Bad-el harab-ül basra" yani, "Basra harap olduktan sonra" derler!

Yazarın Diğer Yazıları