Bastonun ben olayım gazim!

Yıl 2008'di.. Meslek hayatımda gördüğüm en muhteşem görüntülerdi.. Altı "Gazi"miz, boyunlarında kefenle, Eruh sokaklarında yürüyordu..

PKK'nın ilk eylemlerinden Eruh baskınının yıldönümünde bir grup çapulcu, Eruh meydanında halay çekip, kutlama yapmıştı.. Açılım sürecinin arsızlıklarından biriydi..

Gazilerimiz bu olaya çok içerlemiş, boyunlarına da kefenlerini geçirip, Eruh'a gelmişti.. Kimi bastonlu, kimi takma bacaklı 6 arslan parçası, o meydana ve meydandaki bayrağa doğru yürürken, o rezalete meydan okuyordu..

Boyunlarındaki kefen de, "Herşeyi göze aldık" mesajıydı.. Devletin televizyonu çekmişti görüntüleri.. Ancak açılım sürecinin ılıman ikliminde yayınlamadılar..

Ne yaptık ettik, içeriden o görüntüleri temin edip, art'de yayınladık..

Sonrasında birlikte yayın da yaptık o yiğitlerle..

**

Bunu niye anlattım.. "Altı" gazimiz bunu yaparken, Ankara'da gazilerimize el kaldıran, eli kırılası o "Altı" alçağa şunları sorabilmek için:

-Delikanlı ayaklarıyla sokak kirletiyorsunuz da, sizde, gazilerimizin yüreğinin milyonda biri var mı acaba?

-Kefen giyip, o meydana yürüyebilen, o muhteşem yürekler kadar adamlığınız var mı mesela?

-Vatanın bir parçası gitmesin diye, vücudunun bir parçasını orada bırakabilen inanmışlığı, siz, hayal bile edebilir misiniz?

-Hele sen, kickboksçu milli(!) sporcu.. Ünvanındaki milliden, önünde fotoğraf çektirdiğin bayraktan da mı utanmadın?

**

Siz vurdunuz, ben utandım.. Orada olamadığıma yandım.. Ne yasa umurumda, ne kimin ne diyeceği.. Orada olamadığıma utandım..

O yüzden; Utanıyorum Gazim! Sana kalkan elleri o dakika kıramadığım için utanıyorum..

Bu utancı hafifletmez ama; Bastonun ben olayım Gazim..

ÇOCUKLARIMIZ KOBAY DEĞİL!

Bakın lafı hiç uzatmayıp, işin sonundan başlayayım..

TEOG mevzuu ve yeni sınav sistemi, "Artık herkes istediği okula gidecek" gibi pazarlandı ya..

Ve günlerdir beklenen yeni sistem, dün Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz tarafından açıklandı ya..

Allahını seven söylesin, "Bir şey anlayan var mı?"

Mevzunun özeti karmaşa.. Ama ben asıl neye takılıyım biliyor musunuz?

Bu sistem eğer iyi bir şey olsaydı, Milli Savunma'dan Milli Eğitim'e transfer(!) olan Bakanımız, açıklamayı basının önünde yapardı..

Anadolu Ajansı gibi devlet kurumunun haber masasında, sorusuz, korunaklı bir ortamda yapmazdı..

Milli Eğitim Bakanı, milyonlarca velinin ve çocuğumuzun aklındaki sorulardan muaf bir mekanı, devletin ajansını tercih ediyorsa, bilin ki o iş, kendilerinin de kafasına yatmamıştır..

İnansalardı, çıkarlardı basının karşısına, gelebilecek onlarca soruyu açık açık, tane tane yanıtlarlardı.. Yapmadılar.. Çünkü kendileri de inanmıyorlar..

Ve bitmek bilmeyen eğitim manevralarında, çocuklarımız kobay olarak kullanılmaya devam ediyorlar..

PARSEL PARSEL KAPANIYOR MU KONU?

Günlerdir konuşuluyordu; Melih Gökçek'in yerine kim gelecek?

İki aday öne çıksa da, sessiz sedasız süren pazarlıklarda aslında üç aday vardı.. Biri Melih Gökçek'e yakınlığıyla bilinen, Kahraman Kazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk.. İkincisi Bülent Arınç ile yakınlığı bilinen Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki.. Üçüncüsü de Tayyip Erdoğan'ın çok tuttuğu Sincan Belediye Başkanı Mustafa Tuna..

Adaylara ve sonuca baktığınızda, Gökçek-Arınç maçında karşılıklı goller var.. Arınç'a göre Gökçek'in, Gökçek'e göre Arınç'ın istediği olmadı.. AKP'nin adayı Erdoğan'a yakın isim, Mustafa Tuna..

Dikkat ettiniz mi, bir partiden ama üç klikten söz ediyoruz.. Kamuoyu önünde "Bütünüz" diyen iktidar partisinde de, bildiğin klikler var..

AKP'nin adayı büyük olasılıkla (Gökçek etkisi olmazsa) ipi göğüsleyecek..

Ama ben bu tabloyla birlikte bir kez daha merak ediyorum, biz, millet olarak "Ankara'nın parsel parsel satılması" ile ilgili gerçekleri ne zaman öğreneceğiz?

Arınç ve Gökçek açısından durum berabere olduğuna göre, bir galibiyet golü lazım.. Parsel parsel gelir mi o goller?

**

Tablo bize bir şey daha  fısıldıyor farkında mısınız? Ülkede öyle bir muhalefet boşluğu var ki, siyasetin doğası gereği bir zorunluluk olan muhalefet ya da karşıtlıklar, iktidar partisi içinde yeşeriyor, yaşanıyor..

Genel siyasetten bağımsız gibi, lokal  görünen bu tablo bile, "İYİ" insanlara olan ihtiyacı gösteriyor..

Bu kirlenmişlikte, Allah hepimizi iyilerle karşılaştırsın efendim..

GÜNÜN SÖZÜ

Er meydanında dansöz oynamaz.. / Anonim

Yazarın Diğer Yazıları