Avrupa, terörün sıcak ve aynı zamanda bir o kadar da gerçek yüzüyle karşı karşıya...

Amerika, kendini ırk ayrımından bir türlü kurtaramadı.

İngiltere'de hükümet değişti ve Başbakan May, Türkleri hedef aldı.

Almanya, İncirlik Üssü'ne politikacı sokmayan Türkiye'yi tehdit etti.

Lütfen söyleyin...

Bütün bu sorunların kaynağında kim ve ne var?

İnsan diyeceksiniz...

Evet, ama o genel bir kavram, daha özele inin.

Kim var?..

Batılı ülkeler...

Kısaca Hristiyan dünya...

Geldiğimiz noktada, Batı'nın bizzat kendisinin yarattığı sorunlar sonunda kendisini vurmaya başladı.

 Meselâ Fransa'ya bakın

Alın Fransa'yı...

Türkiye aleyhine yıllarca Ermeni meselesini millî meselesi haline getirdi. Ermenileri Doğu Anadolu'da yerli ve içinden biri olarak görüp işgali kolaylaştırmak için asker olarak kullanan onlardı. Dolayısı ile Fransa, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki Ermeni katliamlarının hem nedenlerini biliyor ve hem de katliamları kimlerin yaptığını.

İsterlerse katliamcıları tek tek, isim isim çıkarıp liste halinde verirler.

Aynı şekilde Kürt Enstitüsü'nü yine Fransızlar kurdu.

Hangi amaçla?

Emperyal amaçlı.

Afrika'da 40'dan fazla ülkede sömürgeye sahip olan yine Fransızlardı.

Alın Orta Doğu'daki kanı ve gözyaşını. Terörü besleyen politikaları... Bakın bakalım altında kimler ve neler var?

                Hepsinin gerisinde Batı'nın ortak aklı var. O akıl, sömürgecilikten gelen tecrübedir. Bu tecrübeyle süreç içinde oyun kurma becerisi ve bu sayede elde ettikleri toplum mühendisliği var.

Şimdi keser döndü, sap döndü nereye geldi?

Tezgâhı kuranların ülkesine...

Fransa'yı terör vuruyor...

İngiltere, Fransa'dan daha tecrübeli. Daha büyük oyun kurucu.

Ya İngiltere?

İngiltere aynı zamanda finans dünyasının merkezi. Ve İngiltere esas, emperyalizmin uluslararası karıştırıcısının ta kendisi.

Şimdi çiçeği burnunda Başbakan May, Türkleri suçluyormuş...

Şaşırmadık.

Hatırlayın! AB'den ayrılış politikalarını da yine Türkiye ve Türkler üzerine kurmuşlardı. Buna da şaşırmamıştık. Buna asıl şaşırması gerekenler kim biliyor musunuz? Halen daha Atatürk'e İngiliz ajanı deme saygısızlığını gösteren günümüzün İngiliz ajanları...

Gerçek İngiliz ajanlarının torunları ortada. Öyle ki davasından vaz geçmeden dedesinin izinden yürüdü ve İngiltere'de Dışişleri Bakanı oldu. Dedesi Vahdettin yanlısıydı. Damat Ferit hükümetinin İçişleri Bakanı Ali Kemal'di.  Atatürk'e sövüyordu... Torun da öyle. Şimdi aynı yoldan yürüyen sözde İslamcı, yazar-çizer takımına ne kadar benziyor değil mi?

Amerika'nın antitezi

Amerika'nın antitezi içinde...

Beyaz adamın yarattığı derin ayrımcılık zaman zaman kendisini vuruyor...

Siyahi adamlar, Amerika'nın antitezi olarak büyük ve derin Amerika'dan mazlum halkların intikamını yakın gelecekte alacaktır. Birleşik Devletler, ayrışmış devletlere dönüşmek için suyu ısıtıyor... ABD, bencil zihniyeti ile kendi düşmanını yine kendisi yarattı. Tıpkı öteki Avrupalılar gibi.

Batı uygarlığı yeryüzüne huzur ve barış yerine ayrımcılık, kan ve gözyaşı getirdi. Bunu yaparken de sevimli kavramları kullandı... Barış demokrasi, insan hakları vs. Artık Batı'nın medeniyet inşa etmediğini biliyoruz.